Crabs traduction Turc
950 traduction parallèle
Those crabs will make fine eating, Addie.
O yengeçlerden iyi yemek olur, Addie.
- We've been to buy crabs.
- Yengeç almaya gittik.
Come on, you crabs! Make them fast.
Haydi, seni pislik!
No more 50 ° % salvage, Mr. Cutler... but a room in a penitentiary where you and your hatchet men... can be cosy as fiddler crabs on a marsh bank.
- Artık % 50 kurtarma payı yok, Bay Cutler. Ama senin ve adamlarının gideceği yer bataklıktaki bir yengecin yuvasından daha rahat olabilir.
I was back home in Baltimore... loading up on hard-shell crabs and beer.
Bu gece Baltimore'daki evimdeydim... yengeç yiyor ve bira içiyordum.
We could catch some barracuda and some starfish and crabs.
Biraz barakuda, biraz denizyıldızı ve yengeç yakalayabiliriz.
The mosquitoes and the land crabs.
Sivrisinekler ve yengeçler.
Land crabs and all?
Kara yengeçleri falan?
Crabs come crawling from the back mountain
# Yengeçler sürünerek dağın sırtında toplanır
Crabs come crawling from the back mountain
# Yengeçler sürünerek dağın sırtında toplanır Evet.
Crabs don't sing a nocturnal song like birds
# Yengeçler kuşlar gibi gece şarkı söylemez Evet!
You'll throw him into the slop-pool to be drowned and eaten by crabs?
Onu b.k havuzuna boğulup, yengeçlere yem olsun diye mi atacaksın?
Then let the crabs be cursed by Odin!
Bırak yengeçler Odin tarafından lanetlensin!
Sounds rather mild compared to bobbing for crabs.
- Yengeç yakalamakla kıyaslandığında kulağa sönük geliyor
Thousands of strange crabs, called "Heike crabs," with human faces on their shells, can be found there.
Binlerce garip yengeç Heike yengeci olarak adlandırıldı Sırtlarında insan sıfatları vardı.
Are you digging for sand crabs?
Kum yengeci mi arıyorsunuz?
Crabs in a hot sauce with a nice white wine.
Yengeç haşlama, yanına da güzel bir beyaz şarap...
Nice, general term, covers all the crabs and spiders, too.
Güzel, genel bir terimdir. Bütün örümcek ve yengeçleri de kapsar.
If we don't do something about him, the crabs will take of it for us.
Onun için bir şey yapmazsak, yengeçler icabına bakacak.
And we'll eat crabs.
Ve yengeç yiyeceğiz.
I think I've got the crabs.
Sanırım kasık biti kaptım.
Your crabs will leave you now!
Kasık bitlerin şimdi seni terk edecek!
It's a Chinese railway station, crabs and all.
Çin tren istasyonu, yengeçlerle dolu.
Must be Oriental crabs.
Doğulu olmalı bu yengeçler.
Campbell, get rid of the crabs.
Campbell, bırak şu yengeçleri.
Crabs?
Kasık biti?
They're like the crabs.
Ekin gibiler.
Maybe you got crabs.
Belki de bitlenmişsindir.
The better to let your crabs hide in.
Yengecini içerde saklamak için.
Why don't you get a couple of sand crabs, stick'em up your nose and disappear?
-... düşünüyorsunuz Bayan Wade? - Dinleyin, niye gitmiyorsunuz... Niye birkaç yengeç yakalamıyor ve burnunuza yapıştırmıyor ve...
Well, it's not about crabs, actually.
Konusu yengeç değil.
Crabs on our balls from the stinky toilets.
Leş gibi tuvaletlere giriyorduk.
You know I love crabs!
Yengeci sevdiğimi biliyorsun.
- Or crabs.
- Ya da yengeçler.
I found some crabs.
Yengeç buldum.
My name is Crabs, by the way.
Bu arada, benim adım Crabs.
- Hi, Crabs.
- Selam Crabs.
Now, now, Crabs.
Crabs şimdi, şimdi.
Why don't you keep up with the times, Crabs!
Crabs neden zamana ayak uydurmuyorsun!
Why do you encourage them, Crabs?
Crabs onları neden destekliyorsun?
For Christ's sake, Crabs, leave off!
Crabs, Hazreti İsa hatrına bitir!
- Oh, cut it out, Crabs.
- Crabs kes artık.
Shit, your mind's really blown, Crabs.
Kahretsin, Crabs aklın gerçekten gitmiş.
E-Excuse me, Mr. Ginz... but it's Miss Crabs to see you.
- Afedersiniz, Mr. Ginz... ama Bayan Crabs sizi görmek istiyor.
Just for you, Crabs.
Sadece senin için, Crabs.
- Don't do it, Crabs.
- Crabs onu yapamazsın.
- Go on, Crabs.
Crabs devam et.
- Let's go, Crabs!
- Haydi Crabs!
- Crabs...
Crabs...
Got another case of psychosomatic crabs.
Psikosomatik işçilerin başka bir davası var.
You got the crabs?
Kasık bitin mi var? - Yok.