Crime traduction Turc
27,414 traduction parallèle
Okay so it was a crime of serious nature and you drove at a break neck speed but filed your report in just two sentences.
Peki bu ciddi bir suçtu ve siz de çok hızlı sürerek geldiniz ancak tutanağı sadece iki cümlede tamamlayıverdiniz.
And barely two sentences for a crime of such serious nature.
Ve böylesine ciddi bir suç için öylesine iki cümle.
Ohh! Now, that is a crime.
Bu bir suç oldu artık.
But in the meantime, I'm gonna put a call in to the organized crime unit, have'em put Patrick Woichik and his group on surveillance.
Ama bu süre içinde Organize Suçlar'ı arayıp Patrick Woijchik'i ve grubunu gözetim altına aldıracağım.
He talked about a 3-year-old crime he wasn't witness to.
Tanıklık etmediği üç yıllık suçtan bahsetmiş.
I didn't run from any crime scene.
Hiç bir olay yerinden kaçmadım.
The Bureau of Justice Statistics estimates that nearly two-thirds of the 405,000 prisoners released in 2005 were arrested for a new crime within three years.
Adalet İstatistikleri Bürosu 2005 yılında salınan 405.000 hükümlünün yaklaşık üçte ikisinin yeni bir suçla üç yıl içinde tekrar tutuklanacaklarını hesap etmişti.
Chin was right, this is our primary crime scene.
Chin haklıydı, bu ilk olay yerimiz.
There were no valuables missing at either of the crime scenes.
Her iki olay mahallinde de değerli kayıp eşyalar yoktu.
Yesterday, you came in and you asked for Edward Clariss'report, but I didn't tell you who that husk belonged to, so that means you stole a sample when you showed up to my crime scene.
Dün gelip benden Edward Clariss'in raporunu istedin ama ben sana o derinin kime ait olduğunu söylememiştim. Demek ki suç mahallinde deriden bir parça çaldın.
To the outside world, I'm an ordinary forensic scientist, but secretly, with the help of my friends at S.T.A.R. Labs, I fight crime and find other meta-humans like me.
Dışarıdan bakıldığında sıradan bir adli tıpçı gibi görünsem de STAR Labs'teki dostlarımın da yardımıyla gizlice suçla savaşıyorum ve benim gibi meta insanları buluyorum.
To the outside world, I'm an ordinary forensic scientist, but secretly, with the help of my friends at S.T.A.R. Labs, I fight crime and find other meta-humans like me.
Dışarıdan bakıldığında sıradan bir adli tıpçı gibi görünsem de STAR Labs'teki dostlarımın da yardımıyla gizlice suçla savaşıyorum ve benim gibi meta insanları buluyorum.
I'm sorry, Scudder, but your little crime spree, it's gonna have to end here.
- Üzgünüm, Scudder ama suç seriniz burada son buluyor.
To the outside world, I'm an ordinary forensic scientist, but secretly, with the help of my friends at S.T.A.R. Labs, I fight crime and find other meta-humans like me.
Dışarıdan bakıldığında sıradan bir adli tıpçı gibi görünsem de STAR Labs'teki dostlarımın da yardımıyla, gizlice suçla savaşıyorum ve benim gibi meta insanları buluyorum.
Silly me to think the rules actually apply to the golden boy of CCPD's crime lab.
Kuralların CCPD suç laboratuvarının altın çocuğu için de geçerli olduğunu düşünmekle aptallık ettim.
It's--the whole place is a crime scene now with Julian in charge of it.
Hayır, orası suç mahalli oldu. Başında Julian var.
It's just- - well, it's not just a crime.
Bu, suç işlemenin ötesinde bir şey.
I fight crime and find other meta-humans like me.
... ve benim gibi meta insanları buluyorum.
You've been reassigned to meta-human crime scene investigation full-time.
Tekrar tam zamanlı meta insan suç mahalli soruşturmasıyla görevlendirildin.
The two of you were a brother-sister superhero crime-fighting team.
Bir çeşit abla-kardeş süper kahraman suçla mücadele ekibiydiniz.
Where was the crime scene located?
- Suç mahalli neredeydi?
You know, in Flashpoint, you and I were a brother-sister crime-fighting unit.
Biliyorsun, Flash noktasında... sen ile ben abla kardeş suçla savaşma birimi kurmuştuk.
Brother and sister crime-fighting unit?
Abla kardeş suçla savaşma birimi mi?
In Hub City, he killed every crime boss in town so he could unite everyone under one super-gang under his control.
Hub City'de her mafya liderini öldürüp kendi altında süper güçlü bir çete kurmak istedi.
We're very sorry about what happened to Mr. Wender, but I would like you to know that I've assigned the anti-crime unit to his case and I've asked them to make catching whoever did this their top priority.
Bay Wender'in başına gelenlerden dolayı üzgünüz.. ... fakat bilmenizi isterim ki adli suç birimimizi bu olayla görevlendirdim ve onlardan bu işi yapan kişiyi bulmanın ilk öncelikleri olduğunu söyledim.
Still, why is the C.E.O. of a Fortune 500 company like Amertek willing to deal weapons to a crime lord?
Yine de, Amertek gibi bir Fortune 500 şirketi CEO'su neden bir suç örgütü liderine silah satmaya çalışıyor?
He was a member of Mayor Queen's- - Anti-Crime unit.
Belediye başkanı Queen'in Anti Suç Birimi'nin bir üyesiydi.
I have the anti-crime unit working overtime on this.
Anti Suç Örgütü bunun üzerine yoğun mesai harcıyor.
I've always wanted to say this- - the scene of the crime.
Suç mahalline gelecek.
Crime scene.
Suç mahalli.
Deliver that and the evidence to the anti-crime unit and then go home.
Bunu ve kanıtları Anti Suç Birimine götürün sonra eve gidin.
The Green Arrow and his merry band of vigilantes left him gift-wrapped for us at anti-crime.
Green Arrow ve onun kanunsuzlar çetesi onu Anti Suç Birimine hediye paketi yapıp bırakmışlar.
He is currently locked up in a military prison for a crime he didn't commit.
Şu anda işlemediği bir suç yüzünden bir askeri hapishanede tutsak durumda.
To atone for a crime that he did commit, and what does it matter?
İşlediği bir suçu telafi ediyor, ne farkı var ki?
Oliver's anti-crime unit.
Oliver'ın Suç Karşıtı Birimi.
I think it's the heads of the crime families that Church controls.
Bence Church'ün kontrol ettiği suç ailelerinin başı.
Mr. Church and his underlings were apprehended, as well as the heads of organized crime enterprises in Bludhaven, Hub City, Keystone, and Whiteholland.
Bay Church ve emrindeki adamlar tutuklandılar Bludhaven, Hub Şehri, Keystone ve Whiteholand'daki organize suç şirketlerinin başlarıyla birlikte.
I thought crime scenes were below a D.A.'s pay grade.
Bölge savcıları olay yerinde olmaz sanırdım.
Oliver's headed to the crime scene now.
Oliver olay yerine doğru gidiyor şu anda.
Another friend involved in a random crime in the city.
Şehirde sıradan bir.. .. cinayete dahil olan bir arkadaş daha.
Nor has SCPD issued a statement on the matter, but it is believed that this throwing star killer is responsible for a total of 4 deaths so far, including that of reputed crime lord Tobias Church.
SCPD konu hakkında açıklama yapmazken.. .. Ninja Yıldızı katilinin şu ana kadar.. .. meşhur suç lordu Tobias Church'ünde dahil olduğu..
Oh. So what latest crime or criminal do I owe the pleasure of this visit?
Bu ziyaretini hangi suça veya suçluya borçluyum?
Are you, like, a serial killer or something, the throwing star killer, true crime groupie?
Seri katil falan mısın ya da Shuriken katili veya suç hayranı mısın?
They had to pin the crime on someone.
Suçu birine atmaları gerekiyordu.
I thought you had the anti-crime unit taking care of this.
Suçla Savaş Birimini bu davaya atadığını sanıyordum. Öyle zaten Paul.
Got a crime scene right here.
Tam burada da bir suç mahali var.
Now, if Man-Bat dressed up as a man to fight crime, would he be Man-Batman?
Adam Yarasa suçla savaşmak için insan kıyafeti giyseydi Adam Yarasa Adam mı olurdu?
If Batman were bitten by a radioactive Man-Bat, and then fought crime disguised as Man-Bat, would he be Man-Bat-Man-Bat-Man or simply Man-Bat-Man-Bat-Batman?
Yarasa Adam radyoaktif Adam Yarasa tarafından ısırılsa ve Adam Yarasa kılığında suçla savaşsaydı Adam Yarasa Adam Yarasa Adam mı olurdu ya da basitçe Adam Yarasa Adam Yarasa Yarasa Adam mı?
Well, what the hell you think we got a crime lab for?
Suç laboratuvarımız ne güne duruyor?
Right, and that Beretta is the first piece of hard evidence ever linking him to a crime.
Doğru, Beretta de suçu işlediğini kanıtlayan tek sağlam kanıt.
If that's a crime, then... I'm guilty.
Bu bir suçsa suçluyum o zaman.