Crisis traduction Turc
5,399 traduction parallèle
- It's a general comment. Did you discuss him during the energy crisis?
Enerji krizi sırasında onunla konuştunuz mu?
That's correct, but, you know, with the crisis and so many banks failing, we just like to check in on our smaller banks - every now and then.
Doğru ama ekonomik krizden ve bir sürü bankanın iflasından sonra arada böyle küçük bankalarımızı kontrol etmek durumunda kalıyoruz.
Are you having my mid-life crisis?
Orta yaş krizimi sen mi yaşıyorsun?
Overcome the IMF crisis...
IMF krizini aşmak...
Under the IMF crisis.
IMF krizi yüzünden.
It's hard enough cuz of the IMF crisis!
IMF krizi yüzünden yiyecek lokma bulamıyoruz seni orospu çocuğu!
You're overreacting because this school is addicted to crisis.
Bu okul krize bağımlı olduğu için aşırı tepki veriyorsunuz.
Crisis counselor for the victims of the drone attack.
Hava saldırısı kurbanları için kriz danışmanlığı yapıyorum.
When the crisis was over, he gave up his power and went back to the farm.
Kriz sona erdiğinde, tüm gücünden vazgeçmiş ve çiftliğine geri dönmüş.
When the crisis was over, he gave up his power and went back to the farm.
Kriz bittiğinde tüm gücünü bıraktı ve köy hayatına geri döndü.
You're having a crisis of conscience now?
Bir vicdan krizi mi yaşıyorsun şimdi?
The energy crisis?
Enerji krizi için mi?
Unless you feel like explaining to the press that your own assistant district attorney was the brilliant mastermind behind tonight's hostage crisis.
Tabii, bu geceki rehine krizinin arkasındaki dehanın bizzat kendi yardımcın olduğunu basına açıklamak istersen o başka.
One crisis averted.
Bir krizin önüne geçildi.
We believe the crisis may be over.
Krizin bitmiş olabileceğine inanıyoruz.
This crisis is in its final stages and will soon be under control.
Bu kriz bitmek üzere ve çok yakında kontrol altına alınacak.
We're in the middle of a crisis, and you're still avoiding me.
Bir krizin ortasındayız, sense beni hâlâ görmezden geliyorsun.
Not our usual identity crisis.
Genelde böyle benzerlik sorunları olmuyor.
She had a crisis of faith.
O inanç bunalımı yaşıyordu.
But she's isn't in crisis yet.
Ama henüz bir krizde değil.
- Previously on Crisis...
Crisis'de daha önce...
I kept the Ark's oxygen crisis from you.
Ark'ın oksijen krizini sizden sakladım.
During the Iran hostage crisis in 1979, we started hearing rumblings of a crazy idea bubbling up through the Iranian savama.
1979 yılında İran'daki rehine krizi sırasında İran Savama'sının delice bir fikrinin dedikodularını duymaya başladık.
The continued waste collectors'strike has led local authorities to store waste in car parks with threats of a looming oil crisis... -... talk of a state of emergency is... -... a vote of no confidence in the Labour Government has been called.
Çöp toplayıcılarının devam eden grevi yetkilileri çöpleri petrol krizinin çıkması tehlikesiyle araba parklarında toplamasına olağanüstü hâl konuşmasına ve İşçi Partisi'nde güvensizlik oylaması istenmesine sebep oldu.
We need to create a crisis inside the hospital, while you're operating on the President.
Başkan ameliyat odasındayken,... hastanede bir kriz oluşturmamız lazım.
We need to create a crisis inside the hospital, while you're operating on the President.
Sen Başkanın ameliyatındayken hastanede,... bir kriz oluşturmamız lazım.
I'm going to say...'where there is a damsel in crisis, a true macho man rises'!
Ben ona bir hanımefendi sıkıştığı anda gerçek maço ortaya çıkar ve imdadına yetişir!
I'm freaking out. I'm in crisis zone here.
Şu anda kriz halindeyim.
I owe you from Canada. I tell you this is a major international crisis.
Sana söylüyorum, bu büyük bir uluslararası kriz.
I had a bit of a family crisis.
Bir aile krizi atlattik da.
There's a crisis at work.
İş yerinde olay varmış.
We've got the antidote and ended the virus crisis,
Antidotu aldık virüs için artık tedavimiz var,
Repeat, we've ended the virus crisis,
Tekrar ediyorum virüs için artık tedavimiz var,
We have a constitutional crisis in the United States, a rogue state,
Amerika Birleşik Devletleri, artık bir Anayasal kriz içersinde, halkını aldatıyor,
Crisis averted, huh?
Kriz önlendi demek?
It's a natural order of things, Not a crisis to solve.
Bu doğal bir süreç, çözülecek bir dava değil.
[Sighing] So, you went to the crisis center because you were pregnant with nowhere else to go, right?
Kriz merkezine gittin, çünkü hamileydin ve gidebilecek başka bir yerin yoktu, değil mi?
There are people out there who would use this crisis to take what does not belong to them.
Disarida bu durumu kendi lehlerine kullanabilecek bazi insanlar var
Clone crisis!
Klon krizi!
6x07 - "Crisis at the Heart"
6x07 - "Crisis at the Heart"
We are always happy to support the neutral systems in a time of crisis.
Biz herzaman tarafsız sistemlere kriz zamananında yardım etmekten çok mutluyuz.
Because you only eat jelly doughnuts when you're in an emotional crisis.
Çünkü sadece duygusal bir krizdeysen reçelli çörek yersin de ondan.
And I have a theory. I am in the throes of an early midlife crisis?
- Orta yaş krizinin eşiğinde miyim?
And lookit, I got no problem with Vivian having a midlife crisis with a juvenile bartender with some rock-hard abs or whatever, no offense.
Vivian'ın orta yaş krizi geçirip senin gibi baklavalı ya da her neyse çocuk bir barmenle takılmasıyla bir sorunum yok, alınma sakın.
Oh, Anderson Cooper's having a personal crisis.
Anderson Cooper kişisel bir kriz geçiriyormuş.
We are in crisis mode, okay?
Kriz halindeyiz, tamam mı?
You've suffered another hypertensive crisis.
Hipertansif kriz geçirdin.
So you're saying you want me to sit around and wait for her to have a potentially fatal crisis?
Arkama yaslanıp ölümcül olabilecek bir atak geçirmesini mi bekleyeceğim?
There has been a big break in the Ballard hostage crisis.
Ballard Lisesi krizinde çok önemli bir gelişme olmuş durumda.
But all proceeds go to the Trevor project, a crisis and suicide hotline for LGBTQ youth, so yay.
Ama bütün kazandıklarımız Trevor projesine gidiyor. Gençler için kriz ve intihar hattı.
Previously on Crisis...
Crisis'de daha önce...