Cross your legs traduction Turc
65 traduction parallèle
- I feel the urge too. Cross your legs.
Bacak bacak üstüne atar mısınız?
Sit around the table. Don't cross your legs.
Masanın etrafına bacak bacak üstüne atmadan oturun.
Sit down on the examination table and cross your legs.
Muayene koltuğuna otur, bacak bacak üstüne at.
Stop where you are Sit down, cross your legs and keep your hands behind your head
Olduğunuz yerde kalın oturun, bacaklarınızı çapraz yapın ve ellerinizi başınızın arkasına koyun
Cross your legs and put your hands behind your head
Bacaklarınızı çapraz yapın ve ellerinizi başınızın arkasına koyun
Never cross your legs or keep your knees together.
Bacak bacak üstüne atma, dizlerini birleştirme.
Always cross your legs.
Daima bacak bacak üstüne at. Amerikalılar hep bacak bacak üstüne atarlar, değil mi?
Yun Fei Yang, cross your legs and breathe.
Yun Fei Yang, bağdaş kurup, nefes al!
All of you, cross your legs, hold your noses, and fart.
Bacak bacak üstüne atın, burnunuzu tıkayıp osurun.
No, no, you can't cross your legs!
Küstah maskaralar!
Cross your legs the other way, baby.
Bacak değiştir, yavrum.
Do you cross your legs much?
Bacak bacak üstüne mi atıyoruz?
Cough, sneeze, cross your legs, scratch your ass... ... they're all telltale signs.
Öksürmen, hapşırman, bacak bacak üstüne atman hepsi bilgi verir.
Al, could you cross your legs for me?
Al, bacak bacak üstüne bacak atar mısın?
Now you sit and be still. Cross your legs.
Bacak bacak üstüne at.
Cross your legs.
Bacak bacak üstüne.
Cross your legs.
Bacak bacak üstüne atın.
- Cross your legs.
- Bacaklarını aç.
How can you know you won't show a shiny shin when you cross your legs?
Bacak bacak üstüne atınca parlak bir kemiğin görünmeyeceğini ne biliyorsun?
Okay, now cross and uncross your legs.
Pekâlâ. Şimdi bacak bacak üstüne at.
Cross your legs.
Bacaklarını düğümle.
Cross your legs!
Kapa şu ayaklarını.
Hon, go grab a seat and cross your legs.
Tatlım, git oturacak bir yer kap ve bacak bacak üsütüne at.
Go ahead and cross your legs.
Rahatça bacak, bacak üstüne atın.
Have you seen the size of that sports car of his? There's no room to cross your legs, much less anything else.
Bırak başka bir şeyi, bacak bacak üstüne atacak yer bile yok.
So, keep your cool, cross your legs, and before you know it, it will be your turn.
Bu yüzden sakin ol, tut çişini, farkına varmadan sıra sana gelecek.
Now cross your legs, put your fingers like me and close your eyes.
Şimdi, Schneider seansı, parmaklar benimki gibi ve gözler kapalı.
Don't cross your legs like that.
Bu şekilde bacak bacak üstüne atma.
- Cross your legs!
- Kapa çeneni! - Bacaklarını aç!
- Cross your legs.
- Bacaklarını kapa.
How do you even cross your legs?
Hem, bacak bacak üstüne nasıl atıyorsun?
Will you cross your legs, buddy?
Bacaklarının arasını kapatır mısın, dostum?
Cross your legs! Your hands!
Bacaklarını çapraz yap!
You want to cross your legs?
Ayak ayak üstüne mi atacaksın?
Walk straight, cross your legs.
Düzgün yürüyün, Bir ayak ötekinin önünde!
Cross your legs...
Bacaklarını uzat...
Cross your legs.
Bacaklarınızı aralayın.
Could you please cross your legs?
Lütfen bacaklarını kapatır mısın?
Cross your legs like a man and don't wave your arms around like a little girl.
Erkek gibi bacak bacak üzerine at ve küçük bir kız gibi kollarını sallama yeter.
Cross your legs.
Birleştir bacaklarını.
So cross your legs and think tight thoughts.
Bacaklarını kapat ve başka şeyler düşün.
Cross your legs a lot during dinner, slowly, and dangle the shoe off your foot.
Yemekte sık sık bacak bacak üstüne at ve ayakkabını ayağının ucunda salla.
And cross your legs a lot. Good luck.
Bacak bacak üstüne atmayı da unutma, bol şans.
Cross your legs, sister.
- Bacaklarını çaprazla kız kardeş.
Never cross your legs.
Bacaklarını çapraz atma.
- Cross your legs. - Hunt!
Bacaklarını çapraz yap.
Before we let you leave your commander must cross that field, present himself before this army, put his head between his legs and kiss his own arse.
Biz, gitmenize izin vermeden önce, komutanınız o araziyi geçmeli bu ordunun önünde kendini takdim etmeli ve başını bacaklarının arasına sokup, kendi kıçını öpmelidir!
Get on your knees, cross them legs, knit them hands, come on.
Dizlerinin üzerine çök, ellerini birleştir, hadisene.
Mi6 is a lovely outfit, but it's ten years Before you're even allowed to stretch your legs Outside vauxhall cross.
MI6 da güzel yer ama on yıl öncesine kadar Vauxhall Cross'da bacak egzersizine bile izin verilirdi.
Cross your legs.
Bacaklarını arala.
Don't cross your legs.
Bacak bacak üstüne atmasana.
cross your heart 18
cross your fingers 16
your legs 25
legs 221
legs up 16
legs apart 16
cross 587
crossing 34
crossed 31
cross my heart and hope to die 25
cross your fingers 16
your legs 25
legs 221
legs up 16
legs apart 16
cross 587
crossing 34
crossed 31
cross my heart and hope to die 25
cross me 33
crossed lovers 23
crosser 18
cross my heart 78
cross you 16
crossed you 18
crossed me 28
crossed us 17
cross him 16
crossed him 20
crossed lovers 23
crosser 18
cross my heart 78
cross you 16
crossed you 18
crossed me 28
crossed us 17
cross him 16
crossed him 20