Cut her loose traduction Turc
136 traduction parallèle
- Shorten the tow or cut her loose.
Halatı kısaltın ya da kesin.
Are you going to cut her loose?
Gidip onu çözmeyecek misin?
Cut her loose, then get shot in the back or the front... if the Mexican by the trough does it.
İplerini çöz ve arkadan vurul, ya da önden... eğer Meksikalı isabet ettirebilirse.
- Cut her loose, she's not dead.
- Bağları çözün, yaşıyor daha.
Cut her loose.
Kızı çöz.
You should cut her loose so we can get down to business.
Onu bırak gitsin, biz de işimize bakalım.
Cut her loose.
Çözün onu.
- Cut her loose!
- Tek kayıp!
Cut her loose.
Onu serbest bırakın.
I said cut her loose.
Serbest bırakın dedim.
[Thug # 1] Aye, cut her loose!
Evet çöz şunu!
Cut her loose, right in the centre of town.
Onu serbest bırakın, şehrin ortasında.
In a week, Miss Karen will be the same age as Mr. Stan's first wife - when he cut her loose. - So?
Bayan Karen bir hafta içinde Bay Stan'in ilk karısının sepetlediği yaşta olacak.
Audrey, Sweet, fly up underneath that thing and cut her loose.
Audrey ve Sweet. Siz o şeyin altından uçup bağlantıyı kesin.
Which is why Rod cut her loose.
- O yüzden Rod onu bıraktı.
Cut her loose. We sure the marriage is valid?
- Evliliğin yasal olduğuna emin miyiz?
You'd cut her loose?
Onu bırakacak mısın?
After you cut her loose?
Kızı sattıktan sonra.
I'll cut her loose right now if it's just you and me, but I haven't heard that from you.
Eğer sadece sen ve bensek şimdi onunla ilişkimi keseceğim ama senden bunu hiç duymadım.
- Cut her loose, Tom!
- Peşini bırak, Tom!
You frame her for the bad brick, then you cut her loose.
- Hayır. Bozuk balya suçunu ona attın.
Cut her loose.
Ondan ayrıldım.
My advice : cut her loose.
Tavsiyem : Bu sevdadan vazgeç.
We have to cut her loose.
Onu başımızdan atmak zorundayız.
But before I cut her loose completely... ... let me float a crazy idea by you.
Ama ona temelli yol vermeden önce aklıma gelen çılgınca bir fikri sana danışayım.
Let's cut her loose.
Haydi bırak gitsin.
I can cut her loose with this shit.
Kızı kesip o b.ku çıkartabilirim.
I say we cut her loose, take her down.
Bence onu oradan söküp tutuklayalım.
Line's up, I'll cut her loose, just so you understand.
Gerildiğini hissedersem, keserim. Anladın mı?
- We have to cut her loose.
İlişiğini kesmemiz gerekiyor.
Cut her loose.
Bırak kaybolsun.
I'm gonna cut her loose at the state line.
Hayır, onu sınırda bırakacağım.
You ride off on that train and when you're out of sight, we'll cut her loose.
Gözden kaybolunca trenden in, çözeriz onu.
I mean you think that the old man just gave her the ship and cut her loose?
Yaşlı kurdun bir gemi verip, başından savdığını mı düşünüyorsun?
I mean, you think that the old man gave her the ship and then cut her loose?
Yaşlı kurdun ona bir gemi verip, bıraktığını mı sanıyorsunuz?
Move. He obviously needs to cut her loose, but E-Dump is getting overloaded with clients recently.
Bob onunla olan bütün bağını koparmak istiyor fakat E-Şut'un son zamanlarda aşırı bir müşteri fazlalığı var.
I made the call, cut her loose.
Ben de kızkardeşini aradım. Ve onu serbest bıraktım.
We'll have to cut her loose, but discreet surveillance might help our cause.
Şimdi serbest bırakmak zorundayız, ama gizli bir takip işimize yarayabilir.
Otherwise you gotta cut her loose.
Ya da onu rahat bırak.
You gotta cut her loose, And you gotta do it for real this time, man, Because i want her.
Onu rahat bırakmalısın ve bu sefer gerçekten yapmalısın,... çünkü ben onu istiyorum.
He could be her first stop if we cut her loose.
Serbest bırakırsak adam ilk iş olarak buna gelebilir.
Cut her loose.
Kes bağlarını.
I feel like I'm adrift, like I've been cut loose.
Her yerle bağlarını koparmış, akıntıya kapılmış gibi hissediyorum kendimi.
now ready to leap out and cut her spirit loose.
Şimdi görünme ve onun ruhunu salıverme zamanı
Run a loose shop, cut corners... What do you expect? People get hurt or killed, right?
Her şey bozuk ve insanlar da... ya yaralanmış ya da öldürülmüş.
Or you're just the same tenth-grade losers you've always been and she's too much of a softy to cut you loose.
Ya da her zamanki gibi işe hiçbir işe yaramayan lise öğrencilerisiniz. O da sizi kovamayacak kadar yufka yürekli bir kız.
- Cut her loose. - That's it.
Kes onu.
Cut them loose after I told her to keep them?
Ona tutun dediğim halde mi?
Last night, during the storm, she put her husband in the boat, then cut it loose, waited a few hours, and then reported it as an accident.
Dün gece fırtına sırasında kocasını kayığa koydu, Sonra bağlatıyı kesti, kaza olarak göstermek için bir kaç saat bekledi.
You know, I convinced her to cut you loose once.
Bildiğin gibi, bir keresinde seni kovması için onu ikna etmiştim.
But we can't just cut her loose. Sure we can.
Elbette çıkarabiliriz.
cut her some slack 21
loose 132
loosen up 127
loose ends 21
cut him some slack 34
cut him off 63
cut him 23
cut his throat 20
cut him down 39
cut him loose 59
loose 132
loosen up 127
loose ends 21
cut him some slack 34
cut him off 63
cut him 23
cut his throat 20
cut him down 39
cut him loose 59