Cycle traduction Turc
2,635 traduction parallèle
It's a cycle.
Bu bir dongu.
A cycle?
Dongu mu?
What cycle?
Nasıl bir dongu?
We have to break the cycle.
Bu korkunc donguyu durdurmamız gerekiyor.
If we enter a plea now, they miss a news cycle.
Şimdi itiraz edersek, haber döngüsünü kaçıracaklar.
It's time you learned the life cycle of a zit.
Bir sivilcenin hayat döngüsünü öğrenmenin zamanı geldi.
Talk to me when your planets invents paparazzi and the 24-hour news cycle.
Gezegenimdeki 24 saat boyunca haber icat etmeye çalışan paparaziler gibisin..
Hey, you see the new shortstop hit for the cycle?
Motorsikletler için yeni nesil fren sistemini gördün mü?
The 334th cycle's lottery ticket is this week's winning lottery ticket.
334.haftanın çekiliş bileti bu haftanın kazanan loto bileti.
Whether or not we discover there are physical aspects of time we can't perceive, our human experience of the endless cycle of life and death won't change.
Zamanda bizim anlayamayacağımız fiziksel özellikler olduğunu keşfetsek de keşfetmesek de insan olma tecrübemiz sonu olmayan ve değişmeyen bir yaşam ve ölüm döngüsünden oluşuyor.
But also, a planet with a much more stable temperature. Valencia : On super earths, because convection would be much faster, this cycle could respond much quicker - - perhaps an order of magnitude quicker.
Isısı daha sabit bir süper gezegende gaz yükselmesi daha çabuk olacağından bu devinim daha çabuk hız alacak ve çekim daha da hızlanacaktır.
Then they compared those earnings with where the girls were in their monthly cycle.
Sonrasında adet döneminde kazandıklarını diğer zamanlarla karşılaştırdılar.
Kavya, I used to bring your grandma here all the way to Shinoll 30 kilometres on a cycle from our village to see a film. - Wow!
Kavya, eskiden babanneni film izlemek için buraya getirirdim ve köyden buraya 30 km.lik yolu bisikletle gelirdik.
He broke my bike's headlight with his cycle.
Bisikletimin lambasını kırdı.
Look, I won't be bankrupt if one cycle goes missing.
Bak, bir bisiklet kaybolsa iflas etmem.
Cycle theft. Electric meter theft.
Bisiklet hırsızlığı, kaçak elektrik.
Win every cycle, tailor every moment, day by day, hour by hour.
Kazanmak için yapılacakların her aşamasını, uygulamanın her anını. Gün gün, saat saat.
The ultimate goal, however, is to break the cycle of criminality, to prevent a relapse into the self-destructive behavior that initially led to your inmate's incarceration.
Ancak en önemli hedef suça yönelik hareketlere son verip mahkûmunuzun hapse geri gönderilmesine sebep olabilecek suç işlemeye yönelik hareketlerden kaçınmasını sağlamaktır.
I had a whole cycle to wait, felt like a latte.
Tüm o süre boyu beklerken, canım kahve çekti.
Slow news cycle?
Yavaş haberler çemberi mi?
But the only ones caught in a cycle are us.
- Ama çemberde yakalanan insanlar bizleriz.
The cycle created by your world in New York.
- Senin New Yorkdaki dünyan yüzünden olan.
Today your Mercedes and my cycle.. Are standing at the signal of recession.
Bugün senin Mercedesin ve benim motosikletim ışıklarda yan yanaydılar.
Maybe I should break this cycle of mine.
Belki de bu döngüyü kırmalıyım.
The sooner we can dispose of this case and get it out of the news cycle, the sooner we can begin to heal.
Bu davayı çabuk bir şekilde halledebiliriz böylelikle haber aşamasından çıkarmış oluruz çabuk bir şekilde iyileşme sağlayabiliriz.
That right there is a moon cycle.
İşte bunlar ayın evreleri.
Draconis, the coils of Serpent Mound also align with the solar events of the solstice and equinox, as well as the 18.6-year lunar cycle.
Gündönümü ve ekinoks olayların yanı sıra 18.6 yılda bir olan ay döngüsü gibi. Bu kesinlikle astronomik bir hizalamadır..
It's all a creative cycle, D.
Yaratıcılığın döngüsü bu D!
I mean, you'll escalate and then I'll retaliate, and the cycle will continue until we've both gone too far. At which point, I'll maybe get suspended and you'll go back to prison.
Sen daha sert bir cevap vereceksin ben de buna karşılık vereceğim ve ikimiz de fazla ileri gidene kadar bu döngü devam edecek bu durumda ben belki görevden uzaklaştırma alırım ve sen de kodese geri dönersin.
! Morgan, you stay away from douche-cycle, okay?
Morgan o aptalsikletten uzak dur tamam mı?
I spent my days watching the cycle of life.
Hayatımı, hayat döngüsünü izleyerek geçirdim.
Many years ago, before the birth of the five kingdoms this land was in an endless cycle of bloodshed and war.
Uzun yıllar önce, beş krallığın var oluşundan önce bu topraklarda sonu gelmez kan davaları, savaşlar vardı.
Depression is a vicious cycle.
Depresyon bir kısır döngüdür.
They made us watch a film about the reproductive cycle.
Üreme döngüsüyle ilgili bir film izletmişlerdi.
Wally has already rechristened her the Super-Cycle.
Wally süper döngüsünün açılımını yaptı bile.
And you didn't hear 5 pounds of sharp metal going through the spin cycle?
Ve makinede 3 kiloluk keskin metalin dönme sesini duymadın mı?
I mean, sounds like a battered wife who couldn't break the cycle.
Yani, görünüşe göre ezilmiş bir eş. Daireyi kıramamış.
This is the part of a cycle, we call a boom.
Bu, döngünün, bizim "ani artış" dediğimiz, parçası.
Now this economic cycle of fishing line out, fishing line back, lots of units in circulation - pull them in, has been going on for centuries.
Şimdi bu olta ekonomik döngüsü değişim birimleri çok olunca – kendine çek, yıllardır süregelen bu.
After citizens organized against the plan, officials were forced to reveal, that the spray included multiple toxins, that can cause disease and disrupt the reproductive cycle.
Vatandaşlar plana karşı örgütlendikten sonra, yetkililer spreyin bir çok zararlı madde içerdiğini, bu maddelerin hastalığa sebep olup üreme sistemlerini bozacağını açıklamak zorunda kaldı.
I thought you wanted no part of the never-ending brew cycle?
Sonu olmayan çay demleme olayının parçası olmak istemediğini düşünüyordum.
I thought at this point, after all the time you spend together, you'd be on the same cycle.
Bir ara, o kadar zaman birlikte geçirdikten sonra adetlerinizin aynı döngüde olacağını düşünmüştüm.
Your wife must have had intercourse with two different men during the same ovulation cycle, within a 48-hour period.
Eşiniz, 48 saatlik süre zarfında aynı yumurtlama döneminde iki farklı erkekle ilişkiye girmiş olmalı.
I gotta break the cycle.
Buna bir son vermeliyim.
I've already started an ovulation cycle on the annelid.
Çoktan halkalı solucanın kuluçka evresini başlattım. - Ne?
You know, they live out their entire life cycle in 24 hours.
Sadece 24 saat yaşadıklarını biliyor muydun?
This cycle of warming, as huge areas start to absorb rather than reflect heat, is the main reason why the Arctic, a region the size of North America, is warming twice as fast as the rest of the Earth.
Devasa bölgeler ısıyı yansıtmak yerine emmeye başlıyor. Kuzey Amerika büyüklüğündeki Arktik'in dünyanın geri kalanından iki kat daha hızlı ısınmasının ana sebebi de bu ısınma döngüsü.
Every time you question the politicians and the system that makes poor people poor and the children suffer, they said "no you can't do that, there's a process", so the cycle goes on and goes on and goes on. And the children continue to suffer and no one does anything about it, and the world will never change.
Boylece dongu durmadan devam eder cocuklar acı cekmeyi surdurur ve hic kimse bu konuda bir sey yapmaz.
- You cycle?
- Sen kullanır mısın?
"Hey, look, man, we got to break this cycle."
Bu döngüyü kırmalıyız. "
we'll probably build a walk cycle for it.
Bunu yaparsak bir de yürüyüş tasarlamamız gerekecek.