Damn you traduction Turc
16,020 traduction parallèle
Damn you.
Lanet olsun.
Let's call it even. Damn you.
Biz buna başa baş diyelim.
- Damn you!
Lanet olsun!
Damn you, Finch.
- Kahretsin Finch.
Damn you!
Allah belanı versin!
God damn you!
Allah belanı versin.
Damn you!
Lanet olsun.
Damn you bitch!
Kahpe karı.
Open the gate, damn you!
Kapıyı aç, lanet olası!
If you kill Samuel, you'll damn yourself and this whole family!
Samuel'i öldürürsen, hem kendini hem aileni lanetlersin.
Catch them, damn you!
Yakalayın onları, lanet olsun!
- You're damn right. - I don't know.
- Çok haklısın.
What the hell you need to buy a damn turntable for?
Ne demeye turntable alacaksın ki?
You damn right, it is.
Kesinlikle sizin suçunuz.
I never met your mother... but I can be damn sure that the future she dreamed for you did not look like this.
Annenle hiç tanışmadım. Ama eminim ki senin için hayal ettiği gelecek böyle değildi.
God damn it. Do you know what makes it obscene?
- Çünkü eğlecenin sınırı yoktur.
Damn right, I'll show you!
Doğru ya, sana göstereyim.
Heard you slipped the rope. Dropped some damn good men in exchange.
Karşılığında iyi birkaç adam ölmüş.
Whatever it is you want from me, mister... I ain't gonna be worth a damn to you like this.
Benden istediğiniz her neyse bayım bu şekilde sizin için beş para etmem.
You don't know a damn thing about what went down in Escalante.
Escalante'de olanlar hakkında hiçbir şey bildiğin yok.
I love you so damn much.
Seni hayvan gibi seviyorum.
Damn, Sandy, you're not wastin'any time, are you?
Kahretsin, Sandy, hiç zaman harcamıyorsun değil mi?
Yeah, why don't we come over to where you live and drag your white ass off a damn bus, huh?
Neden yaşadığımız yere gelip o beyaz kıçını lanet otobüsten çıkartmıyorsun?
Well, I don't know what you need a sign for, any-damn-way. Look at it.
Anlamak için nasıl bir tabelaya ihtiyacın olduğunu bilmiyorum.
I don't give a good God damn what you're doing.
Ne yaptığın zerre sikimde değil.
Damn, Linwood, you calling me from under the goddamn ocean?
Lanet olsun, Linwood, beni siktiğimin okyanusunun dibinden mi arıyorsun?
God damn it, Melba, I said go the fuck home! God ain't never made a nigger angrier than you. Hello?
Lanet olsun, Melba, siktiğimin evine siktir ol git dedim! Tanrı senden daha sinirli bir zenci yapmamıştır.
They are working you too damn hard.
Seni çok sıkı çalıştırıyorlar.
Take your hands off my son, you damn dirty chickens!
Çekin ellerinizi oğlumun üzerinden, sizi pis tavuklar!
You're Steve Hale, damn it.
Sen Steve Hale'sin yahu!
Damn, you must be giving that bomb head!
Vay anasını, o adama veriyorsun demek!
I don't want you guys sending out any damn tweets, get my main man in trouble over here while he's trying to get his freak on.
Siz çocukların lanet tweetler atarak esas oğlanımızın başını belaya sokmasını istemiyorum, hele ki kendisi tam da çıldırmaya hazırlanırken.
- You're a damn fool.
- Tam bir aptalsın.
When did you get so damn cryptic?
O lanet kriptoyu ne zaman aldın?
You're just making some damn deal
Sen sadece lanet bir pazarlık yapıyorsun.
♪ you're gonna have to step over my dead body ♪ Damn it.
Kahretsin.
Damn, that's too bad, because, um, you're right.
Kahretsin, bu kötü oldu çünkü sen haklısın.
You don't know a damn thing about me.
Benimle ilgili hiçbir şey bilmiyorsun.
Oh, it's damn good to see you too, buddy.
- Seni görmek de çok güzel.
And you built the damn thing, so you must have an off switch.
Lanet şeyi inşa ettiğine göre mutlaka bir kapatma düğmesi olmalı.
After 9 / 11, the government wanted a system that could watch everyone and everything, and if I'm right, then somebody really built the damn thing, which is why I called you.
11 Eylül'den sonra hükümet herkesi ve her şeyi izleyebilecek bir sistem istedi. Ve eğer haklıysam birileri bu şeyi inşa etmiş olmalı. Sizi bu yüzden aradım.
Damn it! You know what I mean!
Lanet olsun, ne demek istediğimi biliyorsun!
- The whole damn bloc is being blown up because of what you did.
- Yaptığınız şey yüzünden bütün bloğu yok ediyorlar.
You think you're so damn smart.
Kendini çok zeki sanıyorsun.
" I don't give a damn if you're Vernon Masters or Harry Truman or Tarzan of the Apes.
" Senin Vernon Masters, veya Harry Truman hatta Tarzan olman bile umurumda değil...
You're damn right. By your own professed rules, you should've allowed me to be sucked into the rift and shut it down, period.
Senin kurallarına göre o yarığa çekilmeme izin verip yarığı kapatmanız gerekiyordu, nokta.
Damn, girl, I know exactly how to work you out.
Yavrum bee, seni nasıl yoracağımı iyi biliyorum.
When you said cleared, you forgot to mention the NATs waiting for us inside the damn door!
güvenli dediğin zaman, kaçıkların içeride bizi beklediğinden bahsetmeyi unutmuşsun!
Damn right, you are.
Tabii ki öyle.
You don't give a damn about my people.
Benim halkım umurunda değil.
Are you leaving me here with the King's son up in the mountains in a damn blizzard?
Beni dağın başında, lanet olası bir tipinin içinde Kral'ın oğluyla mı bırakıyorsun?
damn you all 24
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you got this 563
you will be 199
young 1055
you got it 4932
youtube 39
you can do it 1412
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you got this 563
you will be 199
young 1055
you got it 4932
youtube 39
you can do it 1412
you suck 398
your 1839
you bitch 789
you okay 9168
you're cute 195
your phone 169
your honor 7894
your hat 64
yourself 387
your own 34
your 1839
you bitch 789
you okay 9168
you're cute 195
your phone 169
your honor 7894
your hat 64
yourself 387
your own 34
yours 1007
youn 21
you know that 5741
you tell 24
younger 104
you are 6060
you're welcome 5601
you got a pen 63
your full name 16
you all right 5423
youn 21
you know that 5741
you tell 24
younger 104
you are 6060
you're welcome 5601
you got a pen 63
your full name 16
you all right 5423