Damnation traduction Turc
438 traduction parallèle
But I went with Ruthven, for all my damnation.
Ben, lanet olsun ki, Ruthven ile gittim.
He is damnation and eternal bliss!
" O lanettir ve o ebedi mutluluktur!
A wound on the throat, as from the bite of a cat or rat, is the mark of damnation.
Bu lanetin işareti, gırtlaktaki kedi veya fare ısırığına benzeyen yara izidir.
To hell, allegiance! Vows to the blackest pit. I dare damnation.
Cehennemin dibine gitsin, kara şeytanlar alsın size ettiğim bağlılık yeminlerini!
hath been so clear in his great office, that his virtues will plead like angels, trumpet-tongued, against the deep damnation of his taking-off ;
Her değeri ayrı bir İsrafil borusu olur lanet okumak için onu öldürene. Acımak yeni doğmuş bir çocuk olur, çırılçıplak, kasırganın yelesine sarılmış.
How? By threatening us with eternal damnation?
Ama bizi korkutmaya çalışmayın.
Just like Faust, this man is tempted by the Devil... and his compromise, his sell-out, must end in eternal damnation.
Tıpkı Faust gibi, bu adam da Şeytan tarafından ayartılır uzlaşır, çıkarı için adam satar, sonsuza dek lanetlenmeyle sonuçlanır.
That damnation scene.
Şu lanetlenme sahnesi.
The damnation scene.
Lanetlenme sahnesi.
They don't even care... whether we have a damnation scene in our show or not.
Şovumuzda lanetlenme sahnesi varmış yokmuş, onların umurunda bile değil.
If i wasn't a christian woman, i'd say damnation!
İyi bir Hıristiyan olmasaydım sana iyi bir söverdim şimdi!
The world is fast going to damnation... because of impudent young'uns flying'in the face of age.
Dünya hızla lanetleniyor çünkü küçük, saygısız çocuklar her yerde karşımıza çıkıyor.
We incur the damnation... in mercy to the boy.
Cezasını biz çekiyoruz sırf çocuğu kurtarmak için.
I've stood up with nothin'but one shot between me and damnation.
Ben kendim ve o lanet arasındaki tek atıştan sağ çıktım.
" " You got hellfire and damnation in you, Jody Varner.
İçinde cehennem ateşi ve lanet var, Jody Varner.
Damnation.
Lanet.
Blast and damnation!
Kahretsin ve lanet olsun!
I cannot say that I love you, and surely you have enough love but without you, my life would have been absurd and I will be faithful for you until the end of damnation.
Seni sevdiğimi pek söyleyemem, ve elbette fazlasıyla sevgiye haizsin sen, ama sensiz, hayatım çok anlamsız olurdu, ve mahkumiyet sona erene kadar da sana sadık kalacağım.
I just won't be cooped up with a lot of stodgy old ministers discussing hell and damnation! "
Cehennem cezasını tartışan... " ... yaşlı rahiplerle tıkılıp kalmayacağım" dedim
Hotter than the fires of damnation.
Cehennem ateşinden daha sıcak.
Let his soul, for all eternity, writhe in anguish and damnation! No!
Bırak ruhu ebediyen ızdırap içinde kıvransın!
In this day of... damnation.
Bu... lanet gününde.
Brimstone and damnation on top of ham and eggs!
Karanlık ve lanet tüm bunların üstünde!
To the utter damnation of his line!
Tüm sülalesinin lanetlenmesi pahasına!
The type, as you speak of unserm man, is abusive to topmost extent and will lead to eternal damnation.
Tanrının evinde sürekli küfürlü konuşuyorsun. Bu son derece rahatsız edici ve sonsuz lanete yol açar.
The Devil and damnation!
Şeytana lanet olsuun!
Damnation to you!
Allah sizi ıslah etsin!
Damnation!
Allah kahretsin!
Damnation! After him!
Lanet olsun!
Hell and damnation.
Cehennem azabı.
Woe upon you, scribes and Pharisees, you hypocrites that encompass sea and land to gain a single proselyte then make him twice as worthy of damnation as yourselves.
Vay halinize din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Bir kişiyi dininize çekmek için deniz ve kıtaları dolaşırsınız da,.. ... dininize döneni kendinizden iki kat cehennemlik yaparsınız.
As he is... corrupt and evil... his hands dripping with blood, destined for damnation.
Olduğu gibi! Hilekâr ve kötü! Ellerinden kan damlayan, lanetlenmeye mahkum...
As ruler here, I have more to do than chase an eccentric screaming Hell and damnation, out of the Jordan River.
Buranın hükümdarı olarak, Ürdün Nehri'nde etrafa lanet haykıran acayip bir tipin peşine düşmekten daha önemli işlerim var.
- What sinner is safe from damnation?
- Hangi günahkar lanetten kurtulur?
Hell and damnation, we forgot the caviar at home!
Kahretsin, havyarı evde unutmuşuz!
Damnation!
Olamaz!
Gordon Pasha, when we accepted your protection... for ourselves and for our people... the Mahdi marked our souls for damnation.
Gordon Paşa, kendimiz ve halkımız adına sizin korumanızı kabul ettiğimizde, Mehdi ruhlarımızı lanetledi. Korkmuyoruz.
Damnation!
Lanet olsun!
Those men, major, they'll suffer eternal damnation... because of you, major!
O adamlar senin yüzünden sonsuza dek cehennemde yanacak!
Well, to him comes damnation a thousandfold.
Bu yüzden, lanetlerin binlercesi onun üzerine olacaktır.
What part of thy soul have ye traded for damnation?
Ruhunun hangi parçasını şeytana sattın?
Damnation will never be able to let go of this damn place.
Kahretsin, bu lanet yerden hala ayrılamadım.
Everlasting damnation.
Ebedi lanetlenme.
- Damnation.
- Kahretsin.
Hellfire and damnation!
Cehennem ateşinde yansınlar!
Damnation! Hellfire!
Cehennem ateşi!
Besides, this Duncan hath borne his faculties so meek hath been so clear in his great office that his virtues will plead like angels, trumpet-tongued against the deep damnation of his taking-off.
Duncan, yetkilerini öyle insanca kullandı görevini o kadar iyi yerine getirdi ki erdemleri birer melek olup, borazanlarla haykırarak öldürülüşünü lanetleyecek.
But there comes a time when courage must outweigh fear, when our belief in the Lord must be not a pious belief, but a reality in the face of death and damnation!
Ama cesaretin korkuyu yeneceği ölüm ve lanetlenme gerçeği karşısında Tanrı'ya inancın içten bir inanç olmayacağı bir zaman gelecek.
Every damnation of vicious hell upon us
# Cehennemin her laneti başımızda #
But there are days and nights when I'd gladly face eternal damnation for one moment of love.
Ama bazı günler ve geceler, bir dakikalık aşk uğruna sonsuza dek lanetlenmeyi seve seve göze alabilirim.
It's damnation!
Bu bela!