Dangerous traduction Turc
26,231 traduction parallèle
They said it was insane, it was dangerous.
Delice olduğunu, tehlikeli olduğunu söylemişler.
Whatever they're doing to you, whatever they've done to you, it's dangerous, and we really have to go now, Cooper.
Sana ne yapıyorlarsa, sana ne yaptılarsa tehlikeli bir şey ve gerçekten hemen gitmemiz gerek Cooper.
Removing it yourself is extremely dangerous.
Senin çıkarman aşırı tehlikeli olur.
No, no. It's too dangerous.
Çok tehlikeli.
-... what is more dangerous?
- Tehlike var mı?
And Pablo is never more dangerous than when you almost have him.
Ve Pablo asla onu neredeyse yakaladığınız an kadar tehlikeli değildir.
A crazed animal, dangerous.
Delirmiş, tehlikeli bir hayvan.
Escobar was still dangerous and many in government wanted him to surrender.
Escobar hâlâ tehlikeliydi ve birçok devlet adamı teslim olmasını istiyordu.
It's very dangerous to be my friend these days.
Bugünlerde arkadaşım olmak çok tehlikeli.
It's too dangerous.
Tehlikeli olabilir.
That's a dangerous thought, Judy.
Bu tehlikeli bir düşünce, Judy.
That place is too dangerous, my love.
Orası çok tehlikeli, aşkım.
- I was worried. It's dangerous.
- Çok endişelendim.
And extremely dangerous.
Ve aşırı derecede tehlikeli.
It even looks dangerous on a map.
Haritası bile tehlikeli.
It really is the most dangerous track anywhere in the world.
Dünyadaki en tehlikeli pist bu.
Like I said, it's the most dangerous track in the world.
Dediğim gibi dünyadaki en tehlikeli pist.
They're dangerous.
Onlar tehlikeli.
Consider them armed and extremely dangerous.
Onları silahlı ve aşırı tehlikeli olarak görün.
It only proves he's not human, which means he could be dangerous.
Sadece insan olmadığını kanıtlıyor, bu da tehlikeli olabileceği anlamına geliyor.
These people are dangerous.
Bu insanlar çok tehlikeli.
We've got enough problems with our civilians looking at us as crazy and dangerous.
İnsanlar bizi deli ve tehlikeli olarak görmeden de yeterince problemimiz vardı.
Singer's not dangerous.
Singer tehlikeli değil.
It was... on Mount Baekdu. There in a most dangerous place.
Baekdu Dağının üzerinde bulunan en tehlikeli bölgede.
It's too dangerous, General.
General'im bu çok tehlikeli.
You're taking a dangerous gamble.
Tehlikeli bir kumar oynuyorsun.
No, Jackson, it is too dangerous!
Hayır Jackson, çok tehlikeli!
Authorities are considering him unarmed, yet extremely dangerous.
Yetkililer kişinin silahsız ancak çok tehlikeli olduğunu belirttiler.
So why would you be stupid enough to invent something so dangerous?
o zaman neden böyle tehlikeli bir icat yapma... aptallığına giriştin?
Even the Philippine government is involved. It's too dangerous now.
Filipin hükümeti bile bu işin içindeyken durum oldukça tehlikeli.
= It's too dangerous! =
Çok tehlikeli!
These guys are dangerous.
Bu adamlar tehlikeli.
It's just really dangerous to get someone's hopes up.
Birine umut vermek çok tehlikelidir.
I protect from dangerous Russian.
Onları tehlikeli Ruslardan koruyorum.
But I've been holding back on it because it's kind of, uh, well, probably pretty dangerous.
Bir süredir saklıyordum bunu çünkü büyük ihtimalle bayağı tehlikeli
How dangerous?
- Ne kadar tehlikeli?
DEA dangerous.
- Narkotiği ilgilendirecek kadar.
She was a woman of many secrets. Dangerous.
Birçok sırrı olan bir kadındı.
- Yes, it's very dangerous.
- Evet, çok tehlikeli.
Now we have potentially dangerous individuals at large- - over 30 of them.
Şimdi potansiyel olarak tehlikeli bireyler serbest. 30 kadarı.
She was acting... odd, but I saw her, and I-I don't know if they killed Patrick Spring, but those weird guys are dangerous.
Garip davranıyordu ama onu gördüm ve Patrick'i öldürdüler mi, bilmem ama adamlar tehlikeli.
You know, for a pretty scared guy, you sure do hang around with some dangerous types.
Korkak bir adama göre tehlikeli tiplerle takılıyorsun.
Look, I-I mean, these guys are dangerous, and if it's just, like, some kind of...
Bak. Yani, bu adamlar tehlikeli ve eğer bir tür...
Very much dangerous!
Çok tehlikeli.
I suppose it could be very dangerous, couldn't it?
Sanırım çok tehlikeli olmalı, değil mi?
There are dangerous people...
Tehlikeli insanlar var...
That's the thing that's also so interesting and so dangerous.
Bu son derece ilginç ve tehlikeli bir şeydir.
It's the most dangerous environment known to mankind.
Hiçbir şeyi! Burası insanlığın şimdiye dek gördüğü en tehlikeli yer!
All right, we got this Google meeting in two days, so we got to make up some ground, and this is the most dangerous part of the trail, so be careful with that camera, Rut.
Pekala iki gün içinde şu Google buluşmasını hallettik. Bu yüzden kayıplarımızı telefi etmeliyiz. Burası patikanın en tehlikeli bölümü.
Mmm. Stress is dangerous.
Stres tehlikelidir.
Very dangerous.
Çok tehlikeli.