English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ D ] / Darn it

Darn it traduction Turc

762 traduction parallèle
No, darn it, I'm not.
Hayır, ne yazık ki değilim.
Darn it...
Tamam tamam.
Darn it all.
Bu defa olmadı.
But gosh darn it all!
Ama hay Allah!
Mmm. I have to, darn it.
Lanet olsun ki buna mecburum.
But I'm going to Canterbury, darn it.
Ben de zaten Canterbury'ye gidiyordum.
Oh, it's me, darn it.
Benim, lanet olsun.
I can't find my hat anywhere, darn it.
Şapkamı bulamıyorum, lanet şey.
- He must, darn it!
- Öyle olmalı. Kahretsin!
No, darn it, natural, unfettered.
- Ama hiç doğal olmadın ki.
But darn it, we've got to run our business our way.
Ama kahretsin, bırakın da işimizi bildiğimiz gibi yapalım.
No, not a candy bar, darn it.
Hayır, şeker değildi. Lanet olsun.
The schoolteacher, darn it.
Kahretsin, bir öğretmen.
Oh, darn it, I left my bag in the car.
Olamaz. Çantamı arabada unuttum.
Darn it all!
Alt tarafı baraka!
Darn it.
Üf yaa.
Darn it, we forgot to ask them to leave us some light.
Lanet olsun, ışık almayı unuttuk.
Buy a lottery ticket! Darn it. I was dead certain this time.
Bu sefer kesinlikle emindim. 15 gün.
- I'm sorry. - Oh, darn it!
- Kahretsin!
- She said, "Darn it."
- "Kahretsin" dedi.
Oh, darn it.
Hay Allah.
Hear it and you won't give a darn what you do
# Kulak verdiğinizde, siz siz olmaktan çıkarsınız.
Even if it weren't you, if it were darn near anybody... I'd be so glad to have someone to talk to.
Siz olmasaydınız da başka biri olsaydı bile konuşabileceğim biri olduğundan dolayı fazlasıyla memnun olurdum.
[Laughing] Well, it was a darn fool...
Çok salakça bir...
I love you too darn much, and I don't care if you do know it, Ollie.
Kahretsin, seni çok seviyorum. Bunu artık öğrensen de umurumda değil Ollie.
Look, sugar, what does it take to get you to darn my socks, cook my corned beef and cabbage... and sort of confine your magic to one place and one customer?
Bak tatlım, Çoraplarımı yamayacak, bifteğimi lahanamı pişirecektin, sihirli güçlerini tek bir kişiye,... tek bir yerde uygulayacaktın. Ne engel oldu?
Yeah, and you've loved every minute of it, Keyes. You love it, only you worry about it too darn much, you and your little man.
Ve sen her anından zevk aldın, Keyes, seviyorsun, sadece fazla kafaya takıyorsun sen ve senin küçük adamın.
That darn cast itches something fierce, doesn't it?
Acayip kaşındırıyor değil mi?
And it's a darn good thing too.
Ama bu çok güzel bir şey.
Yes, sir. I knew darn well it was the same fellow.
Aynı adam olduğunu biliyorum.
We've got a tough job on our hands and, by and large, I think we're handling it darn well.
Elimizde ateşten bir top var şöyle bir baktığımızda, bence bayağı iyi idare ediyoruz.
Darn ace of spades never shows up when I need it most.
Çok ihtiyacım olunca kahrolası maça ası hiç çıkmaz.
Well, it was darn nice of you to get yourself all this stuff for my sake - and Susan's.
Benim ve Susan'ın yararı için burayı böyle dayayıp döşemen fazlasıyla hoş olmuş.
You're darn tooting she did. I arranged it.
Evet öyle.bunu ben ayarladım.
Darn my socks... this is pigs'food, out of bed and make coffee, i'll give you a kiss... it's an honour for you to serve me, the world's greatest sculptor.
Çoraplarım nerede... Bu yemek domuz yemi gibi... Yataktan çıkıp bana kahve yaparsan sana öpücük veririm...
I was just about to ask her when the darn phone rang, and it was you.
Arayan sendin. İyi ki aramışım.
- No, it's not that. It's that darn UncleJervis of mine.
Sorun bu değil, Jervis Amcam.
It's still too darn hot even if it is September.
Havalar hala çok sıcak. Eylül ayında olsak bile.
It must be that darn north wind static.
Şu lanet olasıca kuzey rüzgarının elektriği olmalı.
You darn well know whose fault it was.
Kimin kabahati olduğunu pekâlâ biliyorsun.
And if one of us didn't show up, it would be for a darn good reason.
İkimizden biri gelmezse mutlaka çok önemli bir nedeni olacaktı.
Any darn fool civilian can start it off.
Her sivil bunu başlatabiliyor.
You know, I've got a darn good notion to take you up on it.
Biliyorsunuz, onu size bırakmak gibi lanet bir fikre kapıldım.
It's so darn loyal.
Ona öyle bağlanmıştı ki.
It's none of your darn business.
Bu sizi hiç alakadar etmez.
Except me, and I think it's pretty darn unfair.
Benim dışımda ve sanırım bu büyük bir haksızlık.
It's the darn men. They run into her just to start a conversation.
Ama şu lanet herifler bizimkiyle tanışmak için bilerek çarptılar.
Darn it!
Lanet olsun!
It's that darn lowball.
En kötü el kazanıyordu.
It means that any darn fool... can catch a record fish if he's using the right equipment.
Yani her kuşbeyinli doğru ekipmanı kullandığı taktirde rekor balığı yakalayabilir.
L thought it was so darn funny!
Bunun çok komik olduğunu düşündüm!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]