Dealer's choice traduction Turc
61 traduction parallèle
JONES : We play dealer's choice, Miss Davis.
Poker oynuyoruz, bayan Davis.
- I believe it's dealer's choice, Harry.
- Bu, kağıtları dağıtanın seçimi olmalı, Harry.
Dealer's choice, Vinny.
Kağıdı dağıtan seçer, Vinny.
Dealer's choice.
Dağıtan seçer.
So this big-time drug dealer gave me a choice :
Bu büyük eroin satıcısı benden bir seçim yapmamı istedi...
- Dealer's choice.
- Seçim sizin.
I'm the governor's drug dealer of choice.
Valinin tercih ettiği uyuşturucu satıcısıydım.
Dealer's choice.
Kararı sen ver.
- Dealer's choice.
- Satıcının tercih ettiğini.
Dealer's choice.
Dağıtan karar verir.
- Dealer's choice?
- Kağıdı dağıtan söylesin.
So as far as I'm concerned, it's dealer's choice.
Yani, ilgilendiğim kadarıyla, bu onun seçimi.
Her man says that if they want me... and it seems they do... they've got me at a minimum for perjury, and then it's dealer's choice who they want to send to jail.
Onun adamı bunu kabul etmeyip ifademi değiştirsem yalan ifade nedeniyle beni kısa bir süre için bile olsa hapse gönderebileceklerini söyledi.
All right, it's dealer's choice on the stepdad.
Pekala, üvey babayı ne yapıyoruz?
When did a pipe become a drug dealer's weapon of choice?
Bir boru ne zaman bir uyuşturucu satıcısının silah tercihi oldu ki?
Dealer's choice.
Tercih senin.
Crack their technology. And send in a Six. Dealer's choice.
Teknolojilerini çözüp Altılardan birine gönder.
This is a shitty day for a lot of really good people so you can either get onboard, you can stand on the sidelines you can look the other way, dealer's choice.
Bugün, bir sürü iyi insan için çok boktan bir gün. O yüzden ister olaya dâhil ol ister dâhil olma, ister uzaktan izle... Sana kalmış.
Dealer's choice.
Dağıtıcı seçer.
Dealer's choice.
- Seçim senin.
I-I guess it's dealer's choice, really.
Ga - galiba bu yapacak kişinin tercihi.
It's dealer's choice. Some people say Nay-vis. Nee-vis.
Kişiye göre değişir aslında.
Dealer's choice, pal.
Olasılık çok.
Dealer's choice.
Seçim senin.
So, I can beat it out of you, or we could just skip that part... dealer's choice.
Senden zorla laf alabilirim ya da bu kısmı direk geçebiliriz, sen bilirsin.
As to what's making him cough blood, dealer's choice.
Kan öksürmesini sağlayan şey gibi.
Dealer's choice.
Orası size kalmış.
Dealer's choice, I'd say.
Seçim senin.
I don't care - - dealer's choice.
Umurumda değil sen seç.
Dealer's choice.
Barmenin seçimi olsun.
Okay, dealer's choice.
Tamam, karar senin.
Don't care what it is, dealer's choice.
Neli olduğu önemli değil, şef'in tavsiyesi.
Dealer's choice.
İddiayı yapan seçsin.
Dealer's choice on that one.
Bu seçime kalmış.
Whatever you want, dealer's choice.
Ne istersen, satıcı'nın seçimi.
You know, fake a cough, stomachache, dealer's choice.
Soğuk algınlığı, mide ağrısı. Umurumda değil.
Dealer's choice.
Şefin seçimi olsun.
Dealer's choice.
Müşteri nasıl isterse.
dealer's choice.
Müşteri nasıl isterse.
Dealer's choice.
- Sen karar ver.
Dealer's choice. Ok.
- Ben karar vereyim, tamam.
Okay, dealer's choice.
Öyleyse karar benim olsun.
Oh, well. I guess it's dealer's choice!
Sanırım seçimi bana bıraktı.
Dealer's choice.
Sen bilirsin.
You know what? Dealer's choice.
Ya da siz karar verin.
Dealer's choice, buddy.
Seçimi kağıtları dağıtan yapar.
Dealer's choice.
İstediğini seç.
Dealer's choice.
Satıcıların seçimi.
Dealer's choice.
Kafana göre.
Uh, it's dealer's choice.
- Müşterinin seçimi.
- Dealer's choice.
- Sana kalmış.