Dear brother traduction Turc
419 traduction parallèle
Whoever would have thought my dear brother would be so considerate as to get captured and leave all of England to my tender care?
Sevgili ağabeyimin tutuklanarak İngiltere'yi benim şefkatli kollarıma bırakacak kadar düşünceli olabileceği kimin aklına gelirdi?
How like my dear brother this is!
Sevgili ağabeyime ne kadar benziyor!
Great ladies and Gallatin Street girls, my dear brother, have a lot in common.
Asil bayanlar ve Gallatin Sokağı kızlarının sevgili kardeşim, pek çok ortak noktası var.
My dear brother's wife, for instance.
Kardeşimin hanımı mesela.
Calm yourself my dear brother.
Sakinleş değerli kardeşim.
But never, my dear brother, were you out of my mind.
Ama sevgili kardeşim, seni bir an olsun aklımdan çıkarmadım.
Though yet of Hamlet, our dear brother's death, the memory be green and that it us befitted to bear our hearts in grief and our whole kingdom to be contracted in one brow of woe, yet, so far, hath discretion fought with nature
Sevgili kardeşimiz Hamlet'in ölümü, bütün acılığıyla içimizde henüz. Yüreğimiz yaralı ve bütün krallığımız, kederli çatılmış bir tek kaş sanki. Bize de bu yakışır.
- Where's my dear brother?
Canım ağabeyim nerede?
A few times in my dear brother's sermons, when the spirit was really upon him.
Onları da kardeşimin törenlerinde, ruhsal olarak doruklardayken hissettim.
Oh, dear brother, I have come to bring you home.
Sevgili kardeşim, seni eve götürmek için geldim.
Oh, dear brother, what nonsense!
Sevgili kardeşim, hiç mantıklı değil!
O my dear brother. This was an ill beginning to the night.
Canım kardeşim, kötü başlamıştı bu gece.
My buddy here will fill you in, dear brother-in-law.
Dostum hepinize yer ayarlayacak, sevgili kayınbiraderim.
Dear brother, you must trust in the affections of your subjects, as you're not afraid someone may have poisoned your wine.
Sevgili kardeşim, birinin şarabını zehirlemiş olduğundan korkmadan tebaanın sevgisine güvenmelisin.
Who told me, in the field by Tewksbury... when Warwick had me down, he rescued me... and said, "Dear Brother, live and be a king"?
Tewksbury'de, cenk meydanında Warwick tepeme çöktüğünde beni kurtardığını, "Canım ağabeyim, sen yaşayacak ve kral olacaksın." dediğini hatırlatan oldu mu?
Do not seek peace elsewhere, dear brother...
Barisi baska yerde arama, sevgili kardesim.
It is my consecrated duty to become our leader to avenge my dear brother.
Kardesimin öcünü almak icin lideriniz olmak asil görevimdir.
Dear brother :
Sevgili kardeşim :
I could tell the police... that I sawyou kill my dear brother.
Polise, seni sevgili kardeşimi öldürürken gördüğümü söyleyebilirim.
Henri, my dear brother.
Henri, sevgili kardeşim.
So different from his dear brother.
Abisine hiç benzemiyor.
Arthur, dear brother!
Arthur, sevgili kardeşim.
Out of regard for the tender heart of my dear brother.
Yufka yüreğinin sözünü dinle, sevgili kardeşim.
Dear brother-in-law.
Sevgili kaynım.
Taha, old friend... and very dear brother.
Taha, eski dostum ve sevgili kardeşim.
Your dear brother's?
Ağabeyinin mi?
Let me tell you a secret, even if Antonio will get angry. My dear brother was the one who made me love singing and art.
Antonio kızacak ama benim içimdeki kantoya... ve diğer bütün sanatlara olan aşkı kardeşim uyandırdı.
If it's your dear brother you're looking for, he left, too.
Eğer sevgili kardeşini arıyorsan, o da gitti.
Where all good ships go, dear brother.
Tüm iyi gemilerin gittiği yerde.
And many speak of you, too, my dear brother included.
Senin hakkında da çok kişi konuşuyor, sevgili kardeşim de bunlar arasında.
Come forward, dear brother.
Yaklaş, sevgili kardeşim.
My dear brother-in-law... my dear.
Canım kayınbiraderim. Canım.
Pay attention... your dear brother-in-law wrote me.
Dikkat edin. Sizin sevgili kayınbiraderiniz bana yazmış.
For as much as it hath pleased almighty God to take unto himself the soul of our dear brother here departed, we therefore commit his body to the ground.
Yüce Tanrımız, bu dünyadan göçüp giden sevgili kardeşimizin ruhunu yanına alma sevincini yaşıyor, ve biz de onun bedenini toprağa veriyoruz.
I wondered if Mathilde, whom I'd only just met, wasn't closer to me than you, dear brother, whom I'd always loved, whom I still love, but with whom I share nothing but memories.
Acaba dedim kendi kendime, daha yeni tanıştığım şu Matilde... bana daha yakın mıdır senden ; hep sevdiğim yine de seveceğim ama anılardan başka hiçbir ortak yanımız olmayan kardeşimden.
Dear brother
abicim!
You, my dear brother, have been working for the Wilhelmstrasse.
Sevgili kardeşim, sen Almanlar için çalışıyordun.
Dear, dear brother.
Sevgili ağabeyim.
Hello, brother dear. I made it.
Merhaba ağabeyciğim. İşte gelebildim.
Nonetheless, my dear Thorndike, I should've recognized you on sight - a man whose brother was a guest in this house only last September.
Yine de, sevgili Thorndike, seni görür görmez tanımalıydım daha geçen Eylül burada misafir olan birinin kardeşisin.
But, brother, dear, you don't understand.
Ama ağabeyciğim, tatlım, anlamıyorsun.
Brother, dear.
Sevgili kardeşim.
To my dear, dead brother.
Sevgili, müteveffa kardeşime.
Oh, my dear little brother.
- Ah kardeşim. Sonunda seni buldum.
Brother, dear, you're not at all well.
Sevgili kardeşim, hiç iyi değilsin.
Dear Natasha, I'm certain my brother has found happiness.
Sevgili Nataşa ağabeyimin sizde mutluluğu bulduğuna eminim.
Maybe my dear little brother is ashamed of me.
Belki benden utanıyor. O benim sevgili kardeşimdir.
I was thinking that if Reggie, my brother-in-law... If Reggie got hold of information like this information it's likely that would be the last time anyone would ever see or hear of dear old Reggie.
Birden aklıma geldi, Reggie, benim kayınbiraderim son görüşmemizde hiç kimsenin bilmediği müthiş bir şey bildiğini söyledi.
Dear lord and brother, you were the Duke's most favourite jewel, his cosset.
Sevgili lordum ve kardeşim... Sen dükün gözdesisin.
Dear friend! Brother! My beautiful brother!
Baba, oğul, amcalar, kuzenler...
Dear, Brother Lu was protecting me all the while. He stood up like a shield... and got slashed, yet he wouldn't budge.
Fang Gang, Lu Kardeş hayatı pahasına, beni korudu önlerinde bir duvar gibi durdu o olmasaydı, şimdi hayatta olmuyacaktım.
brother 7165
brothers 633
brotherhood 38
brother and sister 38
brothers in arms 18
brothers and sisters 203
brother justin 17
brother prior 48
brother jerome 20
brother zhang 17
brothers 633
brotherhood 38
brother and sister 38
brothers in arms 18
brothers and sisters 203
brother justin 17
brother prior 48
brother jerome 20
brother zhang 17
brother cadfael 72
dear lord 403
dear sister 43
dear diary 140
dear heart 25
dear dad 43
dear me 160
dear mom 32
dear cousin 23
dear friend 125
dear lord 403
dear sister 43
dear diary 140
dear heart 25
dear dad 43
dear me 160
dear mom 32
dear cousin 23
dear friend 125
dear jesus 20
dear lady 79
dear mother 63
dear god 1253
dear girl 45
dear mrs 34
dear mom and dad 20
dear son 27
dear man 23
dear father 41
dear lady 79
dear mother 63
dear god 1253
dear girl 45
dear mrs 34
dear mom and dad 20
dear son 27
dear man 23
dear father 41
dear one 20
dear guests 21
dear madam 32
dear child 45
dear mr 160
dear friends 148
dear boy 203
dear fellow 22
dear children 23
dear sir 96
dear guests 21
dear madam 32
dear child 45
dear mr 160
dear friends 148
dear boy 203
dear fellow 22
dear children 23
dear sir 96