Default traduction Turc
461 traduction parallèle
- Or let it go by default.
- Yada mahkeme gıyaben başlar.
And I like him, but you know how I feel about you, and I'm not letting you go by default.
İnan bana. Onu severim de ama seni, sırf yokluğumdan faydalanıp elimden almasına izin veremem.
It isn't by default, Ray.
Yoksun diye değil, Ray.
You're in default.
İhmalde bulundun.
They'll get a default summons.
Tebligat gönderiyoruz.
If you leave now, you'll be found guilty by default.
Mahkemeyi terkedersen doğrudan seni suçlu bulacaklar.
He loses the money. by default.
Paraları kaybeder.
She'll let her case go by default.
Yoksa davanın böyle gitmesine izin verecek.
The... New York City's still facing default.
New York hâlâ sıkıntılarla boğuşuyor.
'I gave them my terms and they're in default and I'm very disappointed.'
- Harry? - Evet. Onlara şartlarımı bildirmiştim ama beni hayal kırıklığına uğrattılar.
Looks like the Hunt Brothers are about to demand a single-run victory by default.
Öyle görünüyor ki Hunt Kardeşler hükmen galibiyet talep edecekler.
Probably a single run for the Hunt Brothers, Milner losing by default.
Muhtemelen Hunt Kardeşler rakipsiz kalacak. Milner hükmen yenilecek.
I'll win the damn thing on a default.
Daha iyi! Ben de hükmen galip sayılırım.
This one was default.
This one was default.
Over by default.
Hükmen bitti.
First you flip this to "on"... and then you have eight seconds to put your program in or else it will go to the default setting.
Önce şuradan açıyorsun. Programı seçmen için 8 saniyen var. Yoksa varsayılan programla başlar.
If he is unable to return John Lawrence will win by default.
Eğer dönemezse... John Lawrence hükmen galip.
We'll take it over should you default.
Eğer borcunuzu ödeyemezseniz oraya el koyarız.
Lorenzo Kennedy, win by default.
Lorenzo Kennedy hükmen galip sayıldı.
Something discovers and communicates with a default password...
Bir şey bulur ve daha önceden belirlenmiş bir mesajı telefonla iletir.
Aren't you afraid you got him by default?
Onu şans eseri elde ettiğinden korkmuyor musun?
Friday, midnight, I default.
- Cuma gece yarısı temerrüde düşeceğim.
- Can't complain... so many years and I'm just one, they win by default.
- Fena sayılmaz. onlar hep kazanıyor.
If you default on your loan, you'll lose everything.
Borcunu zamanında ödemezsen her şeyi kaybedeceksin.
Well, at least the default judgment came through today.
En azından gıyabi hüküm bugün geldi.
In the event of default, OCP shall have the uncontested right of foreclosure on all city assets.
Borcun ödenmemesi hâlinde OCP şehrin mallarına el koyar.
You're only the best man by default.
Sen sadece sağdıç olmak zorunda olduğun için sağdıçsın.
And if anybody knows anything about default, it's me. Right?
Ve eğer zorunluluklar hakkında birisi bir şey biliyorsa, o benim, değil mi?
- What do you mean? - The mortgage is two months in default and it appears that the property is in contract to another party.
- İpotek iki aydır ödenmiyor ve arazi başka birine satılmış.
I'm gonna win by default. My young self is still gonna be president... and you can't save your wife.
Genç ben yine de başkan olacak... sense karını kurtaramayacaksın.
Well, Homer, I guess you're the winner by default.
Homer o zaman zorunlu kazanan sensin.
The court can vacate a judgment if it was entered into by default, and it will vacate if there's a child involved.
Karar varsayımla verildiyse, mahkeme geçersiz kılabilir. Özellikle de bir çocuk söz konusuysa.
It's their belief that our stewardship of the planet is being forsaken and that, by default, they'll become the natural heirs.
Söylediklerine göre, gezegeni yönetiyor olmamızın hiçbir önemi yokmuş,... ve böylece de, onlar doğal varisler olacaklarmış.
You see, if you ask me, we're heterosexual by default, not by decision.
Bana sorarsanız, kendiliğinden heteroseksüeliz, sonradan karar vermiyoruz.
Well, what if I'm a people person who keeps his own company by default?
Kendi şirketini yöneten ama insanlarla çalışmayı seven biriysen?
If they capture any of the equipment, they will assume it came from the Centauri... attack them, and we win by default.
Eğer herhangi bir ekipman ele geçirirlerse, bunların Centauri'den geldiğini sanacak ve onlara saldıracaklardır. Bu da bizim yararımıza.
Default setting.
Varsayılan ayarlar.
I'll have to default on my mortgage and live in a box and walk on the street with a bowl begging for crusts of bread because of you, you bastard!
Pekala, ipotek parasını ödeyemeyeyim ve sokaklara taşınayım. Bir karton kutuda yaşar elimde kaseyle dolaşıp dilenirim. Senin yüzünden!
She came into our life by default and I do feel a tremendous responsibility to give her as good a life as possible and that has not always been easy.
Tesadüfen cankurtaranımıza geldi ve ben de ona mümkün olduğunca iyi bir hayat sunma sorumluluğunu hissettim ama bu çok da kolay olmadı.
You see, if they default...
Bir ihmal olsaydı...
You better watch your mouth, Tinkerbell... or Khan's gonna win by default.
Ağzına dikkat etsen iyi olur Tinkerbell... yoksa Khan hükmen galip gelecek.
- By default.
- Başka başvuran olmadı.
Then by default, the title must go to Dottore Turati.
O halde varsayımsal olarak unvan Doktor Turati'ye gitmeli.
When you're not good-looking, you become a failure by default.
Sen çirkin biri olduğun zaman, bu eksiklikle başarısız birisi olursun.
By default, these few seconds constitute D day's most famous footage.
Bu birkaç saniye Normandiya Çıkarma'sının en ünlü görüntüleri.
A wrestler who cheats either loses by default, or by a technical ruling.
Hile yapan bir güreşçi ancak ya hilesini yanlış yaparsa ya da teknik faul alırsa kaybeder.
And because... I didn't realize it, but I think I was with you out of default.
Ayrıca bunu farkedememiştim ama seninle bir görevi yerine getirir gibi çıkıyordum.
But that person shouldn't be you by default.
Ama burada varsayılan kişi sen olmamalısın.
If these Latin borrowers default... we would be decimated.
Eğer Bu Latinlere Göreyse..
And, therefore, for once, there was a default.
Bu yüzden, bir seferliğine, borç ödenmedi :
So, it's almost by default.
New York'da yaşayıp da şöyle demeyen çok az insan tanıyorum ;