English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ D ] / Derby

Derby traduction Turc

843 traduction parallèle
"What tickets?" I told you, we're going to the roller derby tonight.
"Ne biletleri mi?" Sana söylemiştim, bu gece vals yarışmasına gidiyoruz.
I'm not going to any roller derby.
Ben vals mals yarışmasına gitmiyorum.
Otero told me I don't look good in a derby. What do you think?
Otero melon şapkanın bana yakışmadığını söyledi.
And, uh, if you've come up here to raise a fuss about Gilda... this derby is a thing of the past.
Eğer ki buraya Gilda konusunda tatsızlık çıkartmak için geldiyseniz bu şapkanın modası geçeli epey oldu.
It's called "Man With Derby."
İsmi de "Melon şapkalı adam."
Now, tomorrow you put on your nicest derby and you go and call on your customers... and tell'em you've separated from your wife... because of her connection with those two terrible wretches.
Yarın en güzel melon şapkanı giyip tüm müşterilerini ziyaret edecek ve onlara karından ayrıldığını çünkü o iki serseriyle ilişkisi olduğunu söyleyeceksin.
What won the Derby in 1921?
1921'deki derbiyi kim kazandı?
- Oh, and watch that derby of his.
- Oh birde melon şapkasına dikkat edersin.
The last patient I gave one of those to won the Kentucky Derby.
Bundan verdigim son hasta Kentucky Derby yariºini kazandi.
- You're always here, aren't you? - Yes.
Brown Derby ya da Busby Berkeley'in havuz partisi gibi olmaz tabii.
Bertie's got a thirst like a derby winner, haven't you, Bertie?
Bertie, bir yarış atı kadar susamış, değil mi, Bertie?
I'll bet 2-to-1 on the derby.
Melon şapkaya 1'e 2 veriyorum.
But the long contagion of the derby had arrived.
Ama melon şapka yayılmaya başlamıştı.
If it goes off, you'll know that I've obtained papers that'll prove you innocent of throwing the Derby.
Eğer patlarsa, bil ki senin masumiyetini kanıtlayan belgeleri ele geçirmişimdir.
Derby, I suppose. And Nottingham and then London.
Derby sanırım, sonra da Nottingham ve Londra.
- He was awfully nice to me in Louisville at the Derby.
- Louisville'de bana karşı son derece nazikti.
It's a plain men's raincoat and a derby.
Düz bir erkek ceketi ve melon bir şapka.
- Would you care to wear my derby?
- Siyah şapkamı giymeye ne dersin?
Who's the man with the derby?
Melon şapkalı adam kim?
- The winner of the Imperial Derby.
- İmparatorluk yarışının galibini.
Gallant Lady's going to be seeing a lot of that come derby day.
Gallant Lady yarış gününde bunu çok görecek.
Say, what's this about your wanting to enter him in the Imperial Derby?
Onu İmparatorluk Yarışı'na sokmak istemen de neyin nesi?
So help me, I'll scratch her right out of the derby.
Yardım edersen onu yarıştan silerim.
That track will be lightning-fast come derby day.
Yarış gününde bu pist çok hızlı olacak.
Pop, that's the horse that's going to win the Imperial Derby.
Babalık, bu İmparatorluk Yarışı'nı kazanacak olan at.
He's gonna win the derby.
Yarışı kazanacak.
That's Broadway Bill, he's in the Imperial Derby tomorrow.
Bu Broadway Bill. Yarınki İmparatorluk yarışına katılacak.
JAPAN DERBY, RACING RESEARCH WEEKLY RACING
JAPONYA DERBİSİ, YARIŞ ANALİZLERİ HAFTANIN YARIŞLARI
A soapbox derby.
Bir motorsuz araba yarışı.
Hurry up, or I'll miss the Roller Derby.
Acele et, yoksa Roller Derby'sini kaçıracağım.
The day before the Kentucky Derby I called in the vice squad, who raided him.
Kentucky derbisinden bir gün önce Ahlak Zabıtasını aradım ve 13.kata baskın yaptık.
You ever been to Louisville for Derby week, Miss Packard?
At yarışı haftasında Louisville'e gitmiş miydiniz Bayan Packard?
I'm sorry, we're filled up, this is Derby week.
Özür dilerim, doluyuz, bu hafta at yarışları var.
There's a brown derby that goes with it.
Endişelenme. Ona uygun bir de kahverengi melon şapka var.
It's all the ticket sales from the Japan Derby.
"Japonya At Yarışları Bürosu" nun paraları.
- This is no jalopy derby.
- Hurda yarışı yapmıyoruz burada.
Or I might seize a horse off a merry-go-round and win the Derby!
Ya da atlı karıncanın atlarından biriyle yarış kazanabilirim.
No. I'm goin'to Brown Derby.
Hayır, Brown Derby'e gidiyorum.
- You know you can't get in the Derby without a tie on.
- Derby'e kravatsız almazlar.
Practising for the powder-puff derby?
Pudra yarışına mı hazırlanıyorsun?
Got a brand-new rabbit's foot, a horseshoe from a derby winner, the lucky cricket Frankie gave me.
Yeni bir tavşan ayağı aldım, birinci olan bir attan nal ve Frankie'nin verdiği uğurlu çekirge.
- He was awfully nice to me in Louisville at the Derby.
- Tanışmamama imkan yok ki. - Louisville'de bana karşı son derece nazikti.
I made a fortune on the Epsom Derby.
Epsom Derbisi'nde bir servet kazandım.
You couldn't pick a winner in a one-horse derby.
Önemsiz bir yarışta kazananı yakalayamazsın ki.
And now--now you're going to see it! Yowsah! The derby!
Birazdan Büyük Yarış'ı seyredeceksiniz.
Yowsah, the derby. And, if I may be permitted to share a thought with you, there's a lesson for all of us in this, ladies and gents
Naçizane fikrimce bundan hepimizin alacağı dersler var.
Surely the third-tallest mayor in Derby's history.
Derby tarihindeki en uzun başkan.
And here come the Derby Council XV following the All Blacks out onto the pitch.
Ve Siyahların ardından Derby Meclisi sahaya çıktı.
On the left, the Lord Mayor's been running such wonderful possession for Derby Council in the lines-out.
Solda Başkan, Meclisin sahasını savunuyor.
Derby Council, eight points and three up.
Derby Meclisi 8 sayı yaptı.
Ten solid, wrenching minutes of rack and ruin--the derby!
10 dakikalık bir yıkımdır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]