Dialogue traduction Turc
1,087 traduction parallèle
[No Audible Dialogue] You want some lunch?
Öğlen yemeği ister misin?
Why did you make your film without dialogue?
- Filminizi neden diyalogsuz çektiniz?
You always say I use too much dialogue.
Her zaman çok fazla diyalog kullandığımı söyleyen sizsiniz.
I'd have to work it out with my dialogue coach.
Diyalog hocama danışmalıyım.
- I'II sue my dialogue coach.
- Pislik diyalog hocamı dava edeceğim.
I believe in dialogue, it's still open.
Ben diyaloga inanıyorum. Henüz tamamlanmış değil.
We should give dialogue a chance.
Harekete geçmeden önce diyalog kurmalıyız. Taleplerimiz bitmiş değil.
This dialogue is just another delay.
Görüşmeler sadece daha fazla geç kalmamıza yol açar.
[No Audible Dialogue]
[No Audible Dialogue]
The player on the court is Tico Arriola. [No Audible Dialogue] The tape.
Korttaki oyuncu 11 numara ile Tico Arriola! ( Tico Arriola ) Teyp.
The situations, dialogue, everything.
Durumlar, diyaloglar, her şey.
She really writes good dialogue.
Gerçekten de çok iyi diyaloglar yazıyor.
"Sensitive dialogue during a communication of the relationship."
"İlişkiniz hakkında konuşurken duyarlı davranın."
When a dictatorship seriously violates human rights... and attacks the common good of the nation... When it becomes unbearable and closes all channels of dialogue... When this happens, the Church speaks... of the legitimate right of insurrectional violence!
Bir diktatörlük insan haklarını ciddi biçimde ihlal ettiği zaman ülkenin ortak çıkarına saldırdığı zaman dayanılmaz hale geldiği ve tüm iletişim yollarını kapattığı zaman işte bunlar olduğu zaman, sözü Kilise alır ve şiddet içerikli isyan hakkını kullanmayı telkin eder!
how can i write dialogue if nobody's going to talk?
Kimse konuşmazsa nasıl bir diyalog yazabilirim?
There's more Shakespearian dialogue in here than there are buns.
Burada çörekten çok Şekspir diyoloğu bulunur.
If it contains a dialogue between Aesop and Rhodope... that will be the volume I want.
Ezop'la Rodop'un diyalogunu içeriyorsa... istediğim cilt odur.
Savage Landor arrived and promptly fell open to a Roman dialogue... where two cities had just been destroyed by war.
Savage Landor gelir gelmez önüme bir Roma diyalogu açılıverdi. Diyalogda iki şehir savaş yüzünden yok oluyor.
that I know that you know... that that is a dialogue between Confucious... and Chuang-Tsu
Konfiçyus ve Chuang-Tsu arasındaki diyalog.
Listen to the dialogue, dear.
Şu konuşmaya da bakın.
that they really that they really learn the dialogue an kids are out there posting what their favourite lines of the show are....
Beni asıl şaşırtan şey ise, insanların diziyi bu kadar yakından takip etmesi. Diyalogları bile ezberliyorlar. Çocuklar en sevdikleri diyalogları yazıyorlar.
You and your George Brent dialogue.
Sen ve senin George Brent diyaloğun.
I would like to see... elections to the General Assembly very, very soon. To begin work on land reform... and, I want to begin a dialogue with the guerrillas... to put an end to this terrible violence.
Genel Kurul için çok yakında seçim görmek ve toprak reformu için çalışmaya başlamayı istiyorum... ve, gerillalarla diyalog sürecini başlatmak istiyorum...
- Dialogue!
- Replik!
Dialogue, Billy.
Replik Billy.
YOU'RE GONNA MISS YOUR OWN DIALOGUE, SO SHUT UP.
Neyse, kendi yazdıklarını kaçıracaksın, çeneni kapa.
I don't believe this dialogue.
Buna inanamıyorum.
We're here to establish a dialogue.
İlişki kurmak için buradayız Worf.
I know dialogue.
Diyaloğu bilirim.
There's a lot of dialogue, so we need total cooperation.
Çok diyalog var, o yüzden tam bir işbirliği gerekiyor.
It's not as though you farted during all your dialogue and we sat in rushes saying, "What's that noise over her lines?"
Bütün bir diyalog boyunca gaz çıkarmışsında biz de, "O sesler de neydi acaba?" Diye düşünüp durmadık ya.
It sounds like movie dialogue.
Film diyaloğu gibi oldu.
Dialogue and certain events and characters contained in the film were created for the purpose of dramatization.
Filmde gecen diyaloglar, olaylar ve karakterler dramatize edilmiştir
We will not establish a relationship, we will not have any meaningful dialogue, and we definitely will not spend any quality time.
Bir ilişkinin temellerini atmayacağız anlamlı diyaloglar kurmayacağız ve kesinlikle "kaliteli zaman" geçirmeyeceğiz.
Robert, I note your reluctance to enter into a dialogue with me, your father.
Benimle diyaloğa girme isteksizliğine dikkat ediyorum.
For example with five or six students, I started a maieutic dialogue, like in Plato's Theaetus.
Örneğin 5-6 öğrencimle Eflatun'un Theaetus'undaki gibi bir diyaloğa girdik.
Dialogue in fiction has two functions.
Diyalog ve kurgunun iki fonksiyonu vardır.
The rest of the time you're just a sweet-talking, fuck-happy fellow with some good dialogue.
Hayatın güzel sözcükler seçip tatlı sohbetler yapmakla geçiyor hem de güzel bir aksanla.
Dialogue's cheap in Hollywood.
Ama Hollywood'da sözcükler ucuzdur.
"Dialogue With Unconscious Patients".
"Bilinci kapalı hastalarla diyalog".
- I polished the dialogue.
- Ben diyaloglar patlatırım.
And Marlon worked hours with Francis, trying to develop the dialogue and develop what it was that he said in these circumstances.
Ve Marlon Francis'le diyalogları ve bu koşullarda söylediği her şeyi geliştirmeye çalışarak çok çaba sarfetti.
I can't think of anymore dialogue to say.
Daha fazla söyleyecek bir şey bulamıyorum.
Really dumb dialogue like he's trying to draw attention to himself.
- Evet, ama bu... - Bu işin "ama" sı yok.
Last month, at the behest of the Vulcan ambassador, I opened a dialogue with Gorkon, Chancellor of the Klingon High Council.
Geçen ay, Vulkan büyükelçisinin emriyle Klingon Yüksek Meclisi Şansölyesi Gorkon'la görüşmelere başladım.
[No Audible Dialogue]
- No Audible Dialogue -
To me, the dialogue rings true.
Bence bütün diyaloglar son derece gerçekçi.
Even if the dialogue did ring true even if somehow, somewhere men actually talk like that what does that have anything to do with the pants?
Diyaloglar gerçekçi olsa bile hatta birileri, biryerlerde bu şekilde konuşuyor olsa bile bunun pantolonla ne ilgisi var?
In fact, I recall Spock coming to me with optimism about maintaining a continual dialogue with the Romulans.
Hatta Spock'un bana iyimserlikle gelişini hatırlıyorum Romulanlarla sürekli diyalogu korumakla ilgili.
[No Audible Dialogue]
Çeviren :
- I had no dialogue I just got beat up so it sucked and um that was my first day so it was a night shoot being punched, it's alright, it was fun this is how it's done in Orange County
Bir kavga sahnesi vardı ve benim söyleyeceğim hiçbir söz yoktu. Sadece dövüldüm. Berbattı.