English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ D ] / Did you tell her that

Did you tell her that traduction Turc

331 traduction parallèle
- Did you tell her that?
- Ona öyle mi demiştin?
Did you tell her that you don't know how to fish?
Ona balık tutmayı bilmediğini söyledin mi?
Did you tell her that you thought I was crazy?
Ona benim deli olduğumu söyledin mi?
Did you? Did you tell her that?
- Bunu ona mı söyledin?
Yeah, but why did you tell her that I suck my thumb, huh?
Evet, ama neden ona benim parmağımı emdiğimi söyledin, ha?
When you called your wife, did you tell her that Ms. Johnson was a former lover of yours?
Karınızı aradığınızda, ona Bayan Johnson'ın... eski sevgililerinizden biri olduğunu söylediniz mi?
Why did you tell her that?
Bunu neden söyledin ki?
No. Did you tell her that you'd kill him if she didn't?
Hayır, ona dediklerinizi yapmazsa kocasını öldüreceğini anlattın.
- Why did you tell her that for?
- Niye öyle bir şey dedin?
Did you tell her that I don't like tennis still?
Ona hala tenisten hoşlanmadığımı söylemedin mi?
Why did you tell her that?
Neden ona öyle söyledin?
- Did you tell her about that?
- Ona bundan bahsettiniz mi?
- Did you happen to tell my wife that you've been digging into her perfume?
- Eşime, onun parfümüyle banyo yaptığını söyledin mi?
Mr Hawkins, did you tell Mother that I wanted to have a word with her?
Bay Hawkins, anneme onunla konuşmak istediğimi söylediniz mi?
Did the prisoner's wife show you a knife and tell you that her husband had cut his wrist while slicing bread?
Mahkumun karısı size bir bıçak gösterip kocasının ekmek doğrarken bileğini kestiğini söyledi mi?
You didn't tell me that you went after me just to spite her, did you?
Ona nispet olsun diye peşime düştüğünü de söylemedin, değil mi?
Did you ever tell her that, Link?
Ona anlatmış mıydın, Link?
Humbert don't tell Charlotte that I told you this, will you but did you know that you've had the most remarkable effect on her?
Bunu sana söylediğimi Charlotte'a söyleme olur mu... ama onu fazlasıyla etkilediğinin farkında mısın?
Did she tell you what her plans were, anything like that?
Size planlarından bahsetti mi, yada buna benzer şeylerden?
And anyway, what I want to tell you is that I did use it to shampoo her hair.
Her neyse, size söylemek istediğim şey, saçını şampuanlamak için bu sabunu kullandığım.
It's been 3 or 4 months that you smiled at me when I've seen you to tell me that you're ready to do with me what you did with Balestrieri.
Son üç-dört aydır her karşılaşmamızda bana gülümsüyor olman Balestrieri ile yaptığın şeyi benimle de yapmaya hazır olduğunu anlatıyordu.
He got her to tell you that Sam Wood did it.
Sam, Wood'un yaptığını söylemesi için zorladı onu!
Did she tell you that I found her with one of her friends?
Onu bir arkadaşıyla yakaladığımı söyledi mi?
Did her father tell you? Is that all?
- Babası vermişti, değil mi?
- What did you have to tell her that for?
- Ne diye onu söyledin ki? - Laf arasında söyleyiverdim.
How did you expect her to tell you that she made more money than you?
Senden fazla kazandığını söylemesini nasıl beklersin?
- Those two gentlemen that just left... you didn't tell them everything you heard, did you, shipmate?
- Az önce giden iki beyefendiye duyduğun her şeyi söylemedin ya gemi yoldaşım.
Did they tell you that that girl lost her mind... and her mother killed herself in our living room?
Peki... O kızın aklını kaçırdığını ve... annesinin kendini yatak odamızda öldürdüğünü biliyor muydun?
I want you to tell her that I cannot explain... why I broke with her as I did.
Ona, onu neden öyle terk ettiğimi... açıklayamayacağımı söylemenizi istiyorum.
Jeez Lou-eez, Sailor, you are something else... When I was 15, my mama told me that pretty soon I'd be starting to think about sex, and that I should tell her before I did anything about it.
Of bahriyeli, sen var ya, sen harikasın... 15 yaşındayken annem bana çok yakında seksi düşünmeye başlayacağımı söylemişti.
I can tell you... that he did love her, for whatever that's worth.
Sana şunu söyleyebilirim... onu sevdi, bedeli ne olursa olsun.
I will be forced to tell him that you did not help and you let her die on your fuckin'lawn.
Bana yardım etmediğini ve senin bahçende öldüğünü söylemek zorunda kalırım.
Why did you even tell her that?
Neden ona söyledin ki?
What did you tell Mrs. Costanza that changed her mind?
Bayan Costanza'ya fikrini değiştirmesi için ne söyledin?
Did you tell her about your role in that?
O konudaki payından ona söz ettin mi?
Ray Bones is the man that you're dealin'with now, and when Bones finds out what you did, he's gonna take everything, including the sporty little hat you got on your head, and then most likely he'll shoot you so you won't tell on him.
Başının belada olduğu adam Ray Bones. Olanları öğrenirse her şeyi alır. Kafandaki şapka dahil.
I want you to tell our mother... that I don't blame her for what she did.
Anneme yaptıkları için... onu suçlamadığımı söylemeni istiyorum.
I'm making the assumption here that you did tell her how you felt.
Ona ne hissettiğini söylediğini varsayıyorum.
Did you tell her that?
- Sen mi söyledin bunu?
You tell him that I did not kill her.
Ona kızını öldürmediğimi söyle.
- Did you tell her that cigarette smoking could kill her? - Yes.
Evet.
Just tell her that whatever you did, you're sorry.
Ona sadece yaptıklarından ötürü üzgün olduğunu söyle.
I couldn't tell her, but it did strike me that perhaps you might.
Ona söyleyemem,..... ama şimdi... düşündüm de belki sen...
Did she tell you that I took her to the pet shelter so she could possibly get a job?
Onu hayvan barınağına belki bir iş bulabilir diye götürdüğümden bahsetti mi?
Look, if you tell her that you did it by accident, she's not going to get mad at you.
Bak, eğer kazara oldu dersen sana kızmaz.
- Did you tell her that?
- Ona bunu söyledin mi?
- Did I ever tell you that story?
Her tarafta parlak tozlar uçuşuyordu. - Sana bu hikayeyi anlatmış mıydım?
Besides, even if I did tell her that... well you know. I'm not saying that I do,'cause I don't. She's a princess and I'm an Ogre.
Ayrıca ona söylesem bile, ki söyleyeceğim demiyorum, çünkü söylemeyeceğim, o bir prenses ve ben ise...
Did you come here to tell me that something happened to her?
Buraya bana ona bir şey olduğunu söylemek için mi geldin?
Why did you tell Andy? Since it wasn't all that important, anyway?
Zaten her şey bitmişti.
Did you tell me that you love her?
Bana hiç onu sevdiğini söyledin mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]