Dimes traduction Turc
296 traduction parallèle
A dollar, please, or four quarters, ten dimes, 20 nickels.
Bir dolar, lütfen, ya da dört quarter *, on dime *, yirmi nickel *.
A steady flood of pennies, nickels and dimes drained from the purses of the homeowner, the laborer and the housewife.
Düzenli bozuk para akışı, ev sahipleri, işçiler ve ev kadınlarının cüzdanlarından.
Well, last time you told me, you were getting nickels and dimes.
Son söylediğinde beş on kuruş kazanıyordun.
It's so penny-ante she's cleaning up 12,000 a week just around a few neighborhood stores and most of the bets are dimes and nickels.
Üç kuruşluk piyango haftada 12 bin veriyor. Birkaç mahalle dükkanından. Çoğu da beş ve on sentlik.
He'd laid plans to make an enormous profit out of the nickels and dimes - - Scraped together by the boys of this country.
Bu ülkenin çocuklarının topladığı bozuk paralardan büyük bir kazanç sağlamaya çalıştı.
When a man like Senator Joseph Paine gets up and swears - - That I've been robbing kids of nickels and dimes.
Joseph Paine gibi biri, çocukların paralarında gözüm olduğunu söyleyip yemin edebiliyorsa...
You'll get it back, if I have to give it in nickels and dimes.
Geri öderim, kuruş kuruş ödemem gerekse bile.
They'll hang you just as sure as ten dimes will buy a dollar.
Hele işin içinde ceset varsa, seni kimse bile kurtaramaz.
So you gave away two pictures for a couple of dimes...
Bir kaç dolar için iki tane resmi bıraktın...
- and now you can't collect the dimes.
-... ve şimdi o iki kuruşu da alamıyorsun.
Well, sir, she gives me two dimes.
Bana iki onluk verdi.
We moved up to this flat to save money, and we're not gonna start by throwing dimes away.
Bu daireye, tasarruf edelim diye taşındık bunu etrafa para saçarak yapamayız.
I'm sorry, Pop. I didn't mean that, but I... lt's this business of nickels and dimes and spending all your life trying to figure out how to save three cents on a length of pipe.
Özür dilerim baba, öyle demek istemedim. Bu küçük paraların ve ve boru başına birkaç sent kurtarma işi.
I was tired of being pushed around for nickels and dimes... so I decided I'd write about murder.
Üç kuruş için itilip kakılmaktan bıkmıştım. Bu nedenle cinayet hakkında yazmaya karar verdim.
Tomorrow, the nickels and dimes And pennies of every sucker Goes on 776, right?
Yarın, her bir enayinin cebindeki beşlikler onluklar ve kuruşlar 776 numaraya yatar, doğru mu?
Don't you take the nickels, and dimes and pennies From people who bet, Just like every other crook,
Bu dolandırıcılıktaki büyük küçük diğer tüm sahtekârlar gibi bahse giren insanlardan beş, on sentleri ve penileri almıyor musun?
Money's getting shorter every day... and soon we'll be right back where we were, on the bum again... pushing guys for dimes, sleeping around in freight cars.
Paralar giderek suyunu çekiyor. Yakında eski halimize döneceğiz, işsiz kalacağız... para dileneceğiz, yük arabalarının etrafında uyuyacağız.
One good thing about Dix, you can get him for nickels and dimes.
Dix'in iyi tarafı, onu üç beş kuruşa tutabilirsin.
Nickels and dimes.
5-10 sentlik bozukluklar.
So whenever you can, you just put your nickels and your dimes in this tin can.
Mümkünse bu kutuya biraz para atın.
We are putting in the haystack $ 1 25 in nickels, dimes and quarters.
Saman yığınının içine 125 dolar koyuyoruz 5, 10 ve 25 sentlik olarak.
If you're thinking of giving me your collection of Roosevelt dimes...
Eğer Roosevelt kuruşları koleksiyonundan bahsediyorsan...
Without you, I'm just nickels and dimes, you know that?
Biliyorsun, sensiz beş kuruşa muhtacım.
You can pick up a few nickels and dimes playing your accordion.
Sen akordionu çalarsan on sent ve birkaç nikel alabilirsin.
For five years I've played that thing for nickels and dimes thrown into a hat.
Ben, beş yıl boyunca bir şapkaya atılan nikel ve on sent için bu şeyi çaldım.
Things get tough, he can always play the accordion for nickels and dimes.
Her zaman on sent ve nikel için akordiyon çalabilir.
They put dimes in my eyes.
Onlar etrafta dolanıyor, ben gömüldüm.
I'm nickels and dimes. You put me in an alley, i do a mug job, but i got to do it from behind.
Bana bir görev verdiğinde eşkıyalık yapıyorum ama senin gölgene saklanarak.
Outshooting rubes for nickels and dimes.
Birkaç sent için garibanları vurmak.
The more dimes I have on the table... the more chance we have of getting a winner.
Masadaki bozuk paralar çoğaldıkça kazanma şansınız artıyor.
Have any nickels or dimes?
Hiç beşlik veya onluk var mı?
Well, give me some dimes then, will you?
Bozuk ver, olur mu?
Three quarters, three dimes, three nickels and...
Üç tane çeyreklik, üç tane 10 sent, üç tane beş sent ve...
One quarter, three dimes, three nickels and two pennies.
Bir tane çeyreklik, üç tane 10 sent, üç tane beş sent ve iki peni.
'Mostly nickels and dimes.
Beşlik ve onluk sentler halinde.
I need those politicians that you carry in your pocket, like nickels and dimes.
Cebinde bozuk para gibi taşıdığın politikacılara ihtiyacım var.
Lewis was nickels and dimes when he met me.
Lewis benimle tanıştığında züğürttü.
I got my shotgun full of 16 thin dimes.
Tüfeğimde 16 tane zarif kurşun var.
Somebody's got to go back and get a shit-load of dimes.
Biri gidip bir çuval bozukluk getirsin.
Hustling nickels and dimes playing pool.
Bilardo masalarında kuruşlarla uğraşırdım.
Standing on a street corner with a hat to catch the dimes in.
Tabii sersem! Köşeye mendil açıp para atmalarını bekleyebilirim.
She has two dimes, a matchbox and a nickel.
Kızın iki tane 10 senti, bir kibrit kutusu ve bir 5 senti var.
She puts the two dimes back into her purse.
10 sentlerini çantasına geri koyuyor.
She has two dimes, a matchbox and a nickel.
Kızın iki tane 10 senti, bir kibrit kutusu ve bir de 5 senti var.
She leaves the nickel on the table, puts the two dimes back into her purse, takes the gloves to the stove, opens it, puts them inside.
5 senti masa üstünde bırakıyor. 10 sentleri çantasına geri koyuyor. Eldivenlerini sobaya götürüyor, sobayı açıp eldivenleri içine atıyor.
I have two dimes.
İki bozukluğum var.
- Two silver dimes for your phone call.
- Telefon için iki gümüş çeyreklik.
I'm running low on dimes, and I'd just have to come up there, and I don't want to do that yet.
10 sent'lerim azalıyor oraya gelmek zorunda bırakma daha gelmek istemiyorum.
Can you spare a couple nickels or dimes?
Bir iki beşlik veya onluk verebilir misiniz?
You know, like nickels, dimes, quarters?
Biliyorsunuz, beşlik, onluk, çeyreklik
And that with three dimes a day plus board!
Yeme içme dâhil otuz kuruş alan adam bunu yapar mı?