English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ D ] / Disarming

Disarming traduction Turc

136 traduction parallèle
He's just disarming the other side.
Sadece diğer tarafı yumuşatıyor.
So disarming Soft and charming
Pek candan Sevecen ve çekici
"Last night on Happy Playhouse the only moment of originality " was produced by a disarming young lady who delivered the commercial.
" Dün gece Happy Playhouse'da reklamda yer alan dost canlısı genç bayanın kendine özgü yaratıcılığı görülmeye değerdi.
Phoebe's delightful, Maude is disarming
Phoebe güzeldir, Maude dost canlısı
General Kahlenberge, you will arrange for the disarming of the Nibelungen Division at Cormet and for the arrest of General Tanz.
General Kahlenberge, siz Nibelungen Tümeni'nin silahsızlandırılması ve General Tanz'ın tutuklanmasından sorumlusunuz.
You, colonel, will begin the disarming of the Nibelungen Division. Yes, sir.
Nibelungen Tümeni'nin silahsızlandırılmasına başlayacaksınız.
Next you eat the banana, thus disarming him.
Sonra, muzu yiyip etkisiz hale getirirsiniz.
Well, disarming this monster how long is it gonna take?
Bu füzeleri zararsız hale getirmek ne kadar zaman alacak?
Instead of disarming Germans let's get them to help fight the Bolsheviks.
Alman ordusuna silah dağıtalım ve birlikte Ruslara karşı savaşalım.
After capturing and disarming the Red Army today... official troops reached their final objective.
Bugün Kızıl Ordu'nun yakalanıp terhis edilmesinden sonra resmi kuvvetler son hedeflerine ulaştı.
Then you eat the banana, thus disarming him.
Sonra da muzu yiyerek onu silahsız bırakmış olursunuz.
Just being disarming, darling.
Düşmanı safdışı ettim, hayatım
"Disarming Pavilion"
"Silah Teslim Kamelyası"
The rule of disarming has been enforced in Wudang since Grand Teacher started the clan.
Kurucu Ustamız, Wutang Klanını kurduğundan beri... Yabancıların silahla girişini yasaklanmıştır Saçmalık!
Our founder laid down the rule of disarming the sword and has not been challenged for the last few hundred years.
Kurucumuzun emriyle, okulumuza silahla giriş yasaktır... ve bu kural hiç kırılmamıştır! Kimse bu kuralı yıkamaz!
This is M. We've cracked the code for disarming the warheads, but we've only got five hours to find the second bomb.
M konuşuyor. Savaş başlıklarını etkisiz hale getirmek için gerekli kodları elde ettik. Ancak ikinci bombayı bulmak için | sadece beş saatimiz var.
But you have dealt in bad faith, so I have decided not to give you the bomb-disarming instructions.
Ama siz kötü niyetli olduğunuzdan bombayı etkisiz hale getirme talimatlarını..... vermemeye karar verdim.
Access code 29 report to disarming section.
Güvenlik bölgesine, onay kodu 29.
Mr. Kinney is going to help us simulate a typical arrest and disarming procedure.
Bay Kinney tipik bir tutuklama ve silahsizlandirma sahnesini canlandiracak.
It's like disarming Germany.
Almanya'yı silahsızlandırmak gibi.
? So disarming Soft and charming?
# Affalatıcı... # narin ve çarpıcı
Open to suggestions, thoughtful, quite disarming.
Önerilere açık, düşünceli, fazlasıyla yatıştırıcı.
Rule number one when you're disarming Betty :
Birinci kural : Betty'yi susturmak için üstüne basma.
... in arresting and disarming the Clantons and the McLaurys... - No.
Clanton'ları ve McLaury'leri tutuklayıp silahlarını alması... yersiz ve eleştirilebilir bir davranıştır.
Disarming warheads is not digging potatoes.
Savaş başlığını etkisiz hale getirmek çiftçiliğe benzemez.
I suppose that depends on what kind of weapon you're talking about disarming.
Sanırım bu ne tür bir silahtan söz ettiğimize bağlı.
McCord's disarming your bombs.
McCord bombalarını etkisiz hale getiriyor.
He's disarming the charges.
Patlayıcıları çıkarıyor.
She's still our best chance at disarming it.
O füzeyi etkisiz hale getirebilmek için en iyi şansımız, hala o.
Jeff didn't have any training in disarming homemade bombs.
İtiraz ediyorum. - Kabul edildi.
It's very disarming.
Silahsızlaştırmak gibi bir şey.
After 6 hours, hostage negotiator Danny Roman risked his life disarming the hostage-taker to end the standoff.
6 saat sonra, rehine görüşmecisi Danny Roman hayatını riske atarak rehinecinin silahını aldı ve gerilime son verdi.
You're disarming when you sound your age.
You're disarming when you sound your age.
Your hyper-awareness is disarming.
Senin aşırı bilmişliğin çok demode.
He has a disarming innocence about him. He's had it ever since childhood.
Ancak inanılmaz derecede masum birisidir.
Sometimes i snuck up on it, off the record, Quietly disarming the surrounding alarms And moving in.
Bazen de - aramızda kalsın - sessizce etraftaki alarmları etkisiz hale getirip içeri girerek hallediyordum.
And hopefully their disarming codes into our computer. Good luck, Mr. Hayes.
Wells silahlanma kodunu çekebilsin... ve umarım iptal etme kodunu da... bilgisayara çeker.
- All we need are the arming and the disarming codes.
İhtiyacımız olan sadece silahlanma ve silahsızlanma kodları. Biliyorum ama bu çok zor bir durum.
My CIA countermission included disarming Dixon's bomb.
Karşı görevimde Dixon'ın bombasını etkisizleştirecektim.
With all due respect, Captain... disarming mines is extremely delicate business.
Kaptan, bütün saygımla söylemeliyim ki mayınları etkisizleştirmek, son derece hassas bir iştir.
Disarming him was the final step towards his resurrection.
Onu silahsız bırakmak kurtuluşu için son çareydi.
She was a charming, very disarming woman... who wasn't what she seemed.
Çok hoş, insanın güvenini kolayca kazanan bir kadındı. Ama göründüğü gibi değilmiş.
A disarming spell?
Silahsızlandırma büyüsü mü?
We still haven't found a way of disarming Crichton's weapon... but he has demonstrated a convincing command of wormholes.
Crichton'un silahını etkisiz hale getirmenin yolunu hala bulamadık... ancak bize solucan deliklerine hükmettiğine ilişkin ikna edici bir gösteri yaptı.
I found a bomb. You've got to talk me through disarming it.
Nasıl etkisiz hale getireceğimi anlatmalısın.
Disarming security lasers.
Lazer kontroller devre dışı kalıyor.
- "She was disarming."
- "Zararsızdı"
- Disarming.
- Zararsız.
He has the most disarming twinkle.
Çok dostça isildayan bir insan.
It would be disarming.
Şakadan anlayan biri olduğunuzu gösterirseniz onlara kendinize gülerseniz, sonraki kahkahalar zararsız olur. Zararı azaltır.
Disarming wasn't an option?
Beni sorguluyor musun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]