Do not listen to him traduction Turc
58 traduction parallèle
I have miraculous remedy do not listen to him, this remedy-there,... he use it only for himself.
Bende mucizevi bir şifa var. Onu dinlemeyin, o mucizesini yalnızca kendisi için kullanıyor.
No matter what he says or does, do not listen to him.
Ne derse desin, ne yaparsa yapsın, sakın onu dinlemeyin.
Do not listen to him, Bernardo. - Take no notice, he's pissed as usual.
- Ne demek istiyorsun?
Bobby, that man is your enemy. Do not listen to him, I beg of you!
Bobby o adam senin düşmanın, onu sakın dinleme, sana yalvarıyorum.
Do not listen to him, Commander.
Onu dinlemeyin Binbaşı.
Do not listen to him.
Onu dinlemeyin.
- Do not listen to him.
- Bakma sen ona
- Do not listen to him.
- Onu dinleme.
Do not listen to him, that is an order!
Onu dinlemeyin. Bu bir emirdir!
Do not listen to him.
Onu dinleme.
Do not listen to him, is crazy.
Onu dinlemeyin. Kafayı yemiş.
Ian, do not listen to him.
Onu dinleme Ian.
Danny, do not listen to him.
- Danny, dinleme onu. - Dinle.
Do not listen to him.
- Tamam, sen onu dinleme, dinleme.
Do not listen to him.
- Sen onu dinleme. - Dinle, dinle.
Neal, do not listen to him.
Neal, onu dinleme.
Do not listen to him!
Onu dinleme!
Ribera, you do not listen to him.
Ribera, onu dinleme.
Do not listen to him, Ted.
Onu dinleme Ted.
Do not listen to him, Adriana.
Onu dinleme Adriana.
Thor, do not listen to him.
Thor, O'nu dinleme.
Lilian. Lilian, please. Please, do not listen to him.
- Lilian, lütfen bu adama inanma.
Do not listen to him!
Onu dinlemeyin!
Do not listen to him, he's drunk.
Dinleme onu, sarhoş!
Do not listen to him!
Onu dinlemeyin.
Do not listen to him.
Sen ona kulak asma.
Do not listen to him, Baxter.
Sen ona kulak asma, Baxter.
Do not listen to him. He's trying to scare you.
Seni korkutmak istemiyorum kulak.
Do not listen to him!
Sakın onu dinleme!
- Do not listen to him, sir.
- Onu dinlemeyin efendim.
Kendra, do not listen to him.
- Kendra, ona kulak asma sen.
Do not listen to him.
- Onu dinlemeyin.
- Do not listen to him. He's not the boss.
- Dinleme onu, senin patronun değil.
Elektra, do not listen to him, all right?
Elektra, onu dinleme tamam mı?
Uh, Joseph, do not listen to him.
Joseph, dinleme onu.
Ivar, do not listen to him.
Ivar onu dinleme.
I told him one day, not asking to do predictions or to say a diagnosis, please treat me as a human being but I cry for five minutes in his office listen to my questions, because my father died.
Bir gün bir tanesini yakalayıp "Bakın, sizden bir tahminde bulunmanızı istemiyorum. Tek istediğim bana insan gibi davranmanız sorularımı dinlemeniz, benimle beş dakika konuşmanız. Babam ölmek üzere" dedim!
I should probably help him out a lot more than I do since he had a heart attack in the spring, and he's not supposed to do too much, but you know, he doesn't listen to anybody. And I'm always afraid I'm gonna find him, I don't know, dead, alone out in front of a cow somewhere or something.
Bu David'in bir çeşit, hobisi, ve ilk baharda kalp krizi geçirdiğinden beri ona daha çok yardım gerekiyor kendini fazla yormaması gerekiyor ama, biliyorsun işte kimseyi dinlemiyor ve, bu yüzden bir gün onu dışarıda tek başına bir ineğin yanında ölü bulmaktan korkuyorum.
Believe it or not, he's gonna fucking listen to me when I tell him to do something!
İnan ya da inanma ben ona bir şey dediğimde beni dinleyecek!
But listen, if he tries to contact you, do not trust him, okay?
Ama dinle, eğer sana ulaşmaya çalışırsa ona güvenme, olur mu?
Listen, if he asks you to do something and you're not sure, don't butt heads with him.
Dinle. Eğer senden emin olamadığın bir şey yapmanı isterse ona karşı çıkma, tamam mı?
Do not listen to him! Look at me.
- Onu dinleme, bana bak!
And listen to me : I do not want a scratch on him till I get there.
Ve beni dinle, ben oraya varana kadar kılına zarar vermeyin.
Do - not - listen to him.
Onu dinleme.
Oh, sweetie, listen. If this is too much for you, remember... it's not too late to call him, cancel, break his heart and die alone. I do enjoy our talks, Mother.
Dinle tatlım, bu senin için fazlaysa, unutma ki onu arayıp, iptal etmek kalbini kırmak ve yalnız ölmek için çok geç değil.
I do not particularly about that older people listen to him.
Özellikle büyüklerin onu dinlemesi umrumda değil.
Listen, Arlene, do not say anything to him, all right?
Dinle, Arlene, Arlene, ona sakın bir şey söyleme, tamam mı?
So I don't care what you do to me, I will not listen to you judge him.
Bana ne yaparsanız yapın, onu eleştirmenizi dinlemem.
I'm sorry, I'm not him, so you need to listen to me when I say you can take care of Zoom, and all we have to do is capture Doctor Light.
Özür dilerim ama ben o değilim. Zoom'un hakkından gelmek için tek yapman gereken Doktor Light'ı yakalamak dediğimde beni dinlemek zorundasın.
I'm calling him next. But whatever we do, we are not gonna be able to get her to talk unless you first get her to listen.
Ama ne yaparsak yapalım önce dinlemesini sağlamazsak konuşmasını hiç sağlayamayız.