Do we know each other traduction Turc
363 traduction parallèle
- Say, do we know each other?
- Seninle tanışıyor muyuz?
- Do we know each other?
- Tanışıyor muyuz?
Do we know each other?
Tanışıyor muyuz?
Oh, good evening. Good evening. - Do we know each other?
İyi akşamlar.
Do we know each other?
Birbirimizi tanıyor muyuz?
- Do we know each other?
sağolun. - Tanışıyor muyuz?
Do we know each other?
Sizi tanıyor muyum?
Do we know each other?
- Tanışıyor muyuz?
- Do we know each other? - No.
- Birbirimizi tanıyor muyuz?
- Uh... "Do we know each other?"
- "Tanışıyor muyuz?"
Do we know each other?
Bir yerden tanışıyormuyuz?
- Do we know each other?
- Birbirimizi tanıyor muyuz? - Hayır.
Do we know each other?
Ne var? Birbirimizi tanıyor muyuz?
How long do we know each other, lzedin-bey?
Birbirimizi ne kadar zamandır tanıyoruz, İzzeddin Bey?
Do we know each other?
Tanışıyor muyduk?
- I'm sorry, do we know each other?
- pardon, birbirimizi tanıyor muyuz?
You know, we do know each other.
Biz tanışıyoruz.
"I am writing this letter to you because we once meant a great deal to each other." Do you know the significance of this?
"Sana bu mektubu yazıyorum çünkü bir zamanlar birbirimize çok şey ifade ettik." Bunun ne anlama geldiğini biliyor musunuz?
Do we have to know one another or each other's names..
Kardeş olmak için başkalarının ya da her birinin ismini bilmeli miyiz?
We know each other well enough to do away with formalities
Yabancı değiliz. Nasıl bu kadar pintileşebiliyorsun?
Do we know each other?
Evet.
We didn't know each other. Now we do.
Tanışmıyorduk ama şimdi tanışıyoruz.
- Where do we know each other from?
Fakülteden tanışığız, dayı.
We really don't know anything about each other, do we?
Cidden birbirimiz hakkında hiçbir şey bilmiyoruz değil mi?
Since it is the destiny of the British and Americans to rule the world... the better we know each other... the better we will do it.
Amerikalılar ve İngilizlerin kaderinde, dünyayı yönetmek olduğuna göre birbirimizi daha iyi tanırsak daha kolay yaparız.
We don't know each other very well, do we?
Birbirimizi çok iyi tanımıyoruz, değil mi Nick?
Do you think we'll get to know each other well enough to kiss?
Sence öpüşmek için birbirimizi daha iyi tanımamız gerekmez mi?
We have to do this in order to keep the progress progressive, and doing this we will get to know each other you and I.
Gelişmeyi sürekli kılmak için bunu yapmalıyız, ve bu şekilde hareket ederek, sizler ve ben birbirimizi yakından tanıyacağız.
Edmund, when this war is over, do you think we might get to know each other a little better? Yes, why not?
Lordum, bahtsız ve itirafçı at Kutsal Atlas'ın, bugün bize şahitlik yapması gerekiyordu ki...
"What language do you speak at home?" You know, we looked at each other, you know.
Aramızda bakıştık.
Then what should we do to know each other?
Öyleyse birbirimizi tanımak için ne yapmalıyız?
Do you know how much damage we could do to each other in an hour?
Birbirimize bir saat içinde ne kadar zarar verebiliriz biliyor musun?
Edmund, when this war is over, do you think we might get to know each other a little better?
Edmund,... şu savaş bittiğinde, sizce birbirimizi daha yakından tanıyabilecek miyiz?
After all, none of us know each other, do we?
Sonuçta, hiçbirimiz birbirimizi tanımıyoruz, değil mi?
For instance, how much do we really know about each other? Uh... Bud.
Peg, uyan!
Miss Di Pesto, do we know why we're grinning at each other like a bunch of drooling jack-o'- lanterns?
Bayan DiPesto, neden birbirimizin suratına bakıp durmadan sırıtıyoruz?
Do you know it's been a long time since we saw each other? I know.
Birbirimizi görmeyeli ne çok zaman geçti?
Do you know, we're like punch drunk fighters hammering at each other... instead of us getting together and sharing around the power for us to make all the changes... and that's all it is in a nutshell, the rest is propaganda.
Bilirsin işte, sersem dövüşçüler gibiyiz, bir araya geleceğimize güçlerimizi birleştirip, değişimi sağlayacağımıza birbirimizi dövüyoruz. Kısacası, bu. Gerisi propaganda.
I know we're supposed to avoid each other, but there's ways to do things.
Görüşmememiz gerektiğini biliyorum, ama her şeyin bir adabı var.
I want us to be friends, I really do, and we all know that friends don't hit each other... unless they have to.
Fay, dost olmamızı istiyorum. Ve biliyoruz ki dostlar gerekmedikçe birbirine vurmaz.
People... who know each other as well as we do... don't need to make small talk.
Birbirini bizim kadar iyi tanıyan insanların muhabbet etmesine gerek yoktur.
Who know each other as well as we do?
Birbirini bizim kadar iyi tanıyan insanlar mı?
Do we really need to know each other's names?
Birbirimizin ismini bilmeye gerçekten gerek var mı?
Do you know... I think we've been faithful to each other... for 20 years.
Biliyor musun... sanırım birbirimize hep sadık kaldık... 20 yıl boyunca
- Look, why do you care, huh? Because maybe if we know each other's names, things wouldn't get like this.
Mesele de bu zaten.
Are there any secret Klingon phrases I should know or do we just leap on each other like a pair of crazed voles?
Klingon tarzıyla ilgili bilmem gereken her hangi bir sır var mı ya da bir çılgın fare çifti gibi birbirimize mi sıçramalıyız?
Do you really think we know each other well enough To room together?
Sence aynı evde kalacak kadar birbirimizi iyi tanıdığımızı düşünüyor musun?
We don't know each other well enough yet. When we do, then you can get mean.
Ağzına geleni söylemen için daha, birbirimizi iyi tanımıyoruz.
But I do know that blaming each other right now is the worst thing that we could do.
Ama birbirinizi suçlamanız olabilecek en kötü şey.
But, if we're gonna do this right, shouldn't we get to know each other first?
Bunu usulüne göre yapacaksak, birbirimizi tanımamız gerekmez mi?
Do we know each other? Not yet.
Tanışıyor muyuz?