Do you know what you're doing traduction Turc
411 traduction parallèle
Because you go around doing what you do, in other people's eyes... You're just a crazy woman walking around with that tissue box on your foot. Someone who doesn't even know how to be embarrassed.
Ayağında bir mendil kutusuyla dolaşıp hayaletleri gördüğünü söylediğin için insanlar deli olduğunu sanıyor.
If you do, then I'll relent and stay. I know that's what you're doing.
Ne hissettiğini ayan beyan göstermiş oldun yani.
- Do you know what you're doing at all?
- Ne yaptığınızın farkında mısınız?
Do you know what you're doing?
Ne yaptığının farkında mısın?
do you know what you're doing? You're taking Ingrid's life away. "
Hayatını ve mutluluğunu senden çaldığımı.
"I didn't mean to do anything wrong." Half the time, you don't know what you're doing.
"Yanlış bir şey yapmak istememiştim!" Çoğu zaman ne yaptığını bilmezsin bile.
Catherine, do you know what you're doing?
Catherine, ne yaptığının farkında mısın?
Do you know what you're doing?
Şu an ne yaptığını biliyor musun?
- Do you know what you're doing?
Çekilin şuradan. - Ne yaptığını biliyor musun?
- Do you know what you're doing?
- Ne yaptığını biliyormusun?
- Do you know what you're doing?
- Ne yaptığını biliyor musun?
Oh, Roger, do you always know what you're doing?
Oh, Roger, sen daima ne yaptığını biliyor musun?
How do I know you know what you're doing?
Ne yaptığını nereden bileyim?
Do you know what you're doing?
Ne yaptığının farkında mısın acaba?
- Do you know what they're doing?
- Ne yaptıklarını biliyor musun?
I hope you DO know what you're doing
Umarım ne yaptığını biliyorsundur.
You don't have to do what you're doing, you know?
Bu işi yapmak zorunda değilsiniz.
Do you know what you're doing?
Ne yaptığını biliyor musun?
Well, do you know what you're doing?
Ne yaptığınızın farkında mısınız?
Do you know what we're doing while they're parading?
Onlar törendeyken bizim yaptığımızı biliyor musun?
Son, do you know what you're doing, walloping a sergeant in the Union Army?
Evlat, ne yapıyorsun? Bir ordu mensubuna vurdun.
I mean, you know what you're doing, do you?
Ne yapacağını biliyorsun, değil mi?
London's next, and do you know what we're doing?
Sırada Londra var, ne yapabileceğimizi biliyor musun?
You know, I was wondering, like, what do you think you're doing for, like, the next 40 or 50 years?
Biliyor musun, düşünüyordum da... Önümüzdeki 40 veya 50 yıl içinde ne yapıyor olacaksın... sence?
Do you really know what you're doing?
Ne yaptığınızın gerçekten farkında mısınız?
- Do you know what you're doing?
- Yaptığınız şeyin farkında mısınız?
Look, do you know what you're doing?
Bak, ne yaptığını biliyor musun?
Well, do you know what you're doing here when you engage a defence lawyer?
Peki, burada bir savunma avukatı tutmanın ne demek olduğunu biliyor musunuz?
- But do you know what you're doing?
- Ne yaptığının farkında mısın?
You don't know what you're doing, do you?
Ne yaptığını bilmiyorsun, değil mi?
i know what you're doing to do, and i know why.
Ne yapacağınızı biliyorum, Ve neden yapacağınızı da.
So when you actually do it, you know what you're doing.
Gerçekten yaptığın zaman ne yaptığını bilirsin.
Listen, do you really know what you're doing?
Ne yaptığını biliyor musun?
Do you think you know what you're doing? !
Ne yaptığının farkında mısın sen?
- Do you know what you're doing?
- Ne yaptığının farkında mısın?
Do you know what you're doing?
- Ne yaptığınızı biliyor musunuz?
Yeah, it's a big job, but how do I know you know what you're doing?
Peki, senin işini iyi yaptığını nereden bileceğim?
- I don't know exactly, but I do know what you're doing with that drink, you're cutting yourself off from your gift and from Audrey, and from your fellow man and from everything your art is about.
- Tam olarak bilmiyorum, ama o içkiyi içince ne yaptığını biliyorum, kendini yeteneğinden, Audrey'den, diğer insanlardan ve sanatınla ilgili her şeyden koparıyorsun.
Listen, do you know what you're doing?
Dinle, ne yaptığını biliyr musun?
We're not gonna show you Jeff Johnson doing anything because you already know... what Jeff Johnson can do.
Jeff Johnson'ı hiçbir şey yaparken görmeyeceksiniz çünkü Jeff Johnson'ın neler yapabileceğini biliyorsunuz.
You know you make this little deal with yourself that you can put up with all the other women and you can even do without a life and you can even do without children because you believe in what you're doing and you think....
Bilirsin... kendi kendine... bütün bu kadınlara katlanabilirim... kendime ait hayatım... hatta çocuğum olmadan da yapabilirim dersin... çünkü yaptığın şeye inanırsın.
Do you actually know what you're doing?
Gerçekten ne yaptığını biliyor musun?
- Alvin, do you know what you're doing?
- Alvin, ne yaptığını biliyor musun?
Do you know what you're doing for New Year's?
Yılbaşında ne yapacağınızı biliyor musunuz?
Do you know what they're doing?
Ne yaptıklarını biliyor musunuz?
You don't know what you're doing, did or should do.
Ne yapıyor olduğunu, yaptığını ya da yapman gerekeni bilemezsin.
Do you know what you're doing?
- Ne yaptığını biliyor musun?
I hope you know what you're doing, Garak. So do I.
- Umarım ne yaptığının farkındasındır Garak.
Do you know what you're doing to me?
Bana ne yapıyorsunuz? !
- Do you know what you're doing to me?
- Bana ne yaptığını biliyor musun?
- Do you know what you're doing?
- Ne yaptığının farkında mısın? - Evet.