English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ D ] / Do you know where it is

Do you know where it is traduction Turc

206 traduction parallèle
Do you know where it is?
Bilir misiniz?
Do you know where it is? - Tell us! - Where is it?
- Nerede olduğunu biliyor musun?
Do you know where it is?
Ama şimdi bulamıyorum. Nerede acaba?
- And do you know where it is now?
- Ve şu an nerede olduğunu biliyor musunuz?
I am told you are looking for castle Andomai. Yes. Do you know where it is?
İyi günler bayım.Duydum ki Andomai Şatosu'nu arıyormuşsunuz.
How do you know where it is?
Yerini nasıl bilebiliyorsun?
Do you know where it is?
Evin yerini biliyor musun?
Do you know where it is?
Yeri biliyor musun?
Do you know where it is?
Nerede, biliyor musun?
Do you know where it is?
Nerede olduğunu biliyor musun?
Do you know where it is?
Nerede olacağını biliyor musun?
- Do you know where it is?
Nerede, biliyor musun?
Do you know where it is?
Onun nerede olduğunu biliyor musun?
- Do you know where it is?
- Nerede olduğunu biliyor musun?
Mr. Laredo, do you know where it is?
- Bay Laredo, yerini biliyor musunuz?
Do you know where it is?
Yerini biliyor musun?
- Do you know where it is?
- Tuvaletin yerini biliyor musun?
- Do you know where it is?
- Yerini biliyor musunuz?
OK, do you know where it is?
Sizin oralarda. Yerini biliyor musun?
Do you know where it is?
Yerini biliyor musunuz?
In the kitchen. Do you know where it is?
Nerede olduğunu biliyor musun?
Do you know where it is?
- Lindsey, düşün. O nerede biliyor musun?
- Do you know where it is?
- Nerede olduğunu biliyor musunuz?
Grushenka, dear, do you know where it is?
Grushenka, canım, nerede olduğunu sen biliyor musun?
Do you know where it is?
Nerede olduğunu biliyor musunuz?
Mr. Grauber I don't care how you do it I wanna know where that thing is and what..
- Bay Grauber, nasıl yaparsınız umurumda değil ama o şeyin nerede olduğunu bilmek istiyorum.
- No'I mean'do you know exactly where it is?
- Tam olarak nerede olduğunu biliyor musun?
I know this is none of my business and I'm sticking my nose in where it doesn't belong, and you certainly know much more about these things than I do.
Bunun beni ilgilendirmediğini ve burnumu ait olmadığı işlere soktuğumu biliyorum. ve sen bu şeyler hakkında kesinlikle benden daha çok şey biliyorsun.
- You do know where it is?
Nerede olduğunu biliyor musun?
How is it that you and Daulton... I mean, where do you know him from?
Sen ve Daulton nasıl beraber- - Yani nereden tanıyorsun onu?
- Do you know where you're going? - This is it.
- Nereye gittiğini biliyor musun?
Four is where you talk your way out of it, and I know you can do that.
4 numara ne zaman konuşacağın ile ilgili ve senin bunu yapabileceğinden eminim.
- Because you do not know where it is.
Çünkü yolu bilmiyor
Maybe you don't know what it's like to sleep under bridges... and never know where your next meal is coming from, but I do.
Belki sen köprü altlarında uyumak nasıl birşey bilmiyorsun... ve bir sonraki yemeğin nerden geleceğini bilmeden yaşamak ama ben yaşadım bunları
It " s 8 p.m. Do you know where your kitty is?
Saat akşam 8. Kedinizin nerede olduğunu biliyor musunuz?
It " s 9 p.m. Do you know where your kitty is?
Saat akşam 9, kedinizin nerede olduğunu biliyor musunuz?
You know, we'd like to do that, but frankly, Sarris, sir, we don't know what it is or even where it is.
Biliyor musun, yapmak isteriz, fakat, ne olduğunu ve nerede olduğunu bile bilmiyoruz.
Here it is, fall quarter, senior year, and you still don't know what you wanna do in life, where you wanna go, who you wanna be.
İşte ortada, güz dönemi, son sene ve sen hala hayatta ne yapmak istediğini, nereye gitmek istediğini, kiminle olmak istediğini bilmiyorsun.
And I don't know where we go from here, but I do know that wherever it is I want it to be with you.
Ve buradan nereye gittiğimizi bilmiyorum... Ama şunu biliyorum ki her neresiyse oraya seninle gitmek istiyorum.
- Do you really know where it is?
- Gerçekten yerini biliyor musun?
And the next question is... where do I learn how to do this tango? At least the beginning, the whole, you know... so I can take it back to New York with me.
- Esas sorum şu bu tangoyu nasıl yapıyorsunuz?
You want to make sure you don't forget it, and you feel like - - almost like that new stuff is gonna open up all this other new stuff where you know you'll do 30 new minutes.
Unutmayacağından emin olmalaya çalışırsın, ve şöyle düşünürsün - - sanki bu yeni espiri başka espirileri ortaya çıkaracak, ve 30 dakikalık yeni bir gösteri olacak.
- It's where he's from, It's not his name, well, I know it's meant to be the ugliest state under the heavens, why do you care what his name is?
Bu onun lakabı. Adı değil. Bence son derece çirkin.
You hear the sound it makes... but you do not know where it comes from, or where it is going.
Sen çıkardığı sesi duyarsın ama nereden geldiğini bilmezsin, ya da nereye gittiğini.
But you do not know where it is, do you?
Ama onun yerini bilmiyorsun, değil mi?
- Do you know where it is? - No
Asla eve iş getirmezdi.
Now all I need to do is to test my theory before I run on the salt... and I was thinking of, you know... crossing over the state line from here in Utah to Nevada... where there's no speed limit and running with a lead brick in the front of it.
Tek yapmam gereken tuzda sürmeden önce teorimi denemek. Ben de Utah'dan Nevada'ya hız sınırının olmadığı eyalet sınırını motorun önüne kurşun tuğla koyarak geçmeyi düşünüyordum.
Yeah, I do tend to date a lot, but where does it say that dating, you know, a new girl every week is a crime?
Evet, sürekli farklı kadınlarla çıkma eğilimim var ama her hafta yeni bir kızla beraber olmak suç mu?
I tried to do things by the book, the nine to five. You know where it got me? My daughter is about to go blind, Charlie.
Ben her şeyi kitabına göre yapmaya çalıştım 9 - 5 mesaiye dayanmaya çalıştım ama benim kızım kör olmak üzere Charlie kör.
And do you know where it is?
- Hayır.
But you know, in that first stage of a relationship, where it's like your body's full of these chemicals that make you think everything they do is charming.
Fakat ilişkinin başlarında yaptığı her şeyi çekici hissetmeni sağlayan kimyasalların bedeninde dolaştığı...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]