Do you like your job traduction Turc
120 traduction parallèle
How do you like your job, Lincoln?
İşini seviyor musun, Lincoln?
Do you like your job of slaughtering young people?
İş olarak genç insanları katletmekten memnun musunuz?
Do you like your job, Reynolds?
İşini seviyor musun, Reynolds?
Do you like your job?
İşini seviyor musun?
- Do you like your job?
- İşini seviyor musun?
Jerry, do you like your job?
Jerry, işini seviyor musun?
So, how do you like your job?
- Ee, işinden memnun musun?
Do you like your job?
Mesleğini seviyor musun?
How do you like your job?
Nasıl, işini beğeniyor musun?
Do you like your job, Mommy?
İşini seviyor musun, anne?
How do you like your job?
- İşini seviyor musun?
Do you like your job, Mr. Sullivan?
İşinizi sever misiniz Bay Sullivan?
Do you like your job?
Görevin hoşuna gidiyor mu?
Well, how do you think you're gonna like your new job?
Yeni işini nasıl seveceğini sanıyorsun?
How do you like your new job?
Yeni işin nasıl gidiyor?
How do you like your new job?
Yeni işini sevdin mi?
You're a machine like the rest of us so just do your job.
Bizler gibi sen de bir makinesin, yalnızca işini yap yeter.
You have to do your job like everyone, inspector.
Herkes gibi sen de işini yapmalısın müfettiş.
You know, it's times like these, when I see two great people... like you and Mary get the house of your dreams... well, my job becomes something more than just a thing you do from 9 : 00 to 5 : 00.
Sizin gibi güzel insanlar hayallerindeki eve kavuştuğunda işim 9.00-17.00 çalışılan bir işten çok daha fazlası oluyor.
If you don't like your job, then you shouldn't do it.
İşini sevmiyorsan yapmamalısın.
I'd like to remind you... that we're laying people off around here. I can find an intern who will do your job for free like that.
İnsanları işten çıkartıyoruz ve işini bedava yapacak bir stajyeri hemen bulabilirim.
They need a doctor, and I'd like to do your job for you...
Onlara doktor gerek. Her ne kadar bütün işini yapmak istesem de...
- So how do you like your new job?
Nasıl, yeni işini beğendin mi?
How do you like your new job?
Yeni işini seviyor musun?
It's my job to make you do your job, like it or not. Which I do!
Benim işim ise senin, işini yapmanı sağlamak, sev ya da sevme.
You have to love your children even when they do things you don't like or, better yet, hate. You think you do a good job.
- Senin hoşlanmadığın ya da nefret ettiğin şeyler yapsalar bile.
You've neither the fucking brains or the gumption to do your own robbing so you think you can come around here and squeeze an ordinary decent criminal, like me, who knows something about his job.
Sizde kendi soygununuzu yapacak ne kafa, ne de yürek var. Bu yüzden buraya gelip, benim gibi işini iyi bilen namuslu bir hırsızı sıkıştırmayı düşündün?
Listen, I guarantee you keep your job... if you can teach me to talk to women like you do.
Eğer kadınlarla senin gibi konuşmayı bana da öğretirsen işinde kalacağını sana garanti ederim.
Do you like your new job?
Yeni işini sevdin mi?
Harper you're going to have a to do a better job trying to convince me Bobby was out to get you because so far it sounds like he was playing on your side.
Harper, Bobby'nin sana sorun çıkardığına ikna etmek için daha çok uğraşman gerek. Çünkü şimdiye dek hep yanında olmuş gibi görünüyor.
- I don't like the habit of hiring you... and then having to hire someone to make sure you do your job right.
- Bir iş için seni tutup... sonra doğru yaptığından emin olmak için başkasını tutmaktan bıktım.
How do you like your new job, Keith?
Yeni işini seviyor musun, Keith?
I was thinking there's a job down at headquarters, head position, do you like me to put your name in for?
Belki merkezde senin için bir iş vardır. Masa başı görevi. İsmini yazdırmamı ister misin?
Stavi, you don't like your job, do you? Oh, yes.
İşimi çok seviyorum.
What do you like most about your job?
İşinizin en çok nesini seviyorsunuz?
I don't understand how having your legs sheathed in this smooth plastic Barbie leg, like, encased in a sausage casing would help you do your job better.
Yumuşak plastik Barbie bacağı gibi bacaklarının kılıf içinde olması, işini daha iyi yapmanı nasıl sağlar anlamıyorum.
I don't want to tell you how to do your job, but shouldn't you be making the man feel like a god?
İşini nasıl yapacağını söyleyemem ama kendisini tanrı gibi hissetmesi gerekmiyor mu?
All right, so unless you'd like to start collecting your pension tomorrow, central had better back off and allow Priority Homicide to do its job.
Yarından itibaren emekli maaşı almak istemiyorsan eğer Merkez derhal bu işten elini çeksin. Pekâlâ. Bıraksın da Öncel Cinayet Timi işini yapsın.
YOUR FACE MAY BE DIFFERENT, BUT YOU KNOW AS WELL AS I DO, IT'S NOT ABOUT WHAT YOU LOOK LIKE OR YOUR JOB OR HOW SUCCESSFUL YOU ARE.
Yüzünüz farklı olabilir, ama önemli olan, nasıl göründüğünüz, veya işiniz veya ne kadar başarılı olduğunuz değil.
Maybe you guys should think about supplementing your band income by getting another job, like I do with this job.
Belki de grup gelirini arttırmak için ek iş bulmalısınız. Benim bu işte yaptığım gibi.
You might like to know that my ambitious and talented son doesn't need your shitty little job that you can stick up your ass, and that my ambitious and talented son has more important things to do than to take care of your filthy cloakroom!
Bilmek istersin belki, benim hırslı ve yetenekli oğlum senin boktan küçük işini istemiyor, onu kıçına sokabilirsin, benim hırslı ve yetenekli oğlumun senin pislik vestiyerinle ilgilenmekten yapacak daha önemli işleri var!
Liz lemon, do you know what it's like to be the only one who cares about your job when everybody else around is goofing off like a bunch of goof-offs?
Liz Lemon, işinle ilgilenenin sadece sen olduğunu, geri kalan herkesin etrafta gezip hiç bir şey yapmadan kaytaran kaytarıcılar olması nasıldır bilir misin?
So, you can go scurry along and share the gossip with your friends or you could actually go back to doing your job and hope that you do it well enough so that some day you get promoted so someone like you can come along and assume it's just because you slept with the boss.
Koşa koşa gidip dedikoduyu arkadaşlarınla paylaşabilirsin ya da işini düzgün yapıp, hatta oldukça düzgün yapıp bir gün terfi edilebilmeyi umarsın... O zaman da senin gibi birisi gelip bunun, patronla yattığın için olduğunu söyler.
Just promise me that if you do take the job that I can have your room, because I'd really like to find a place to stay that's not pay-by-the-day.
Sadece, işi kabul edersen, senin evi alabileceğime söz ver çünkü gerçekten kiranın günübirlik ödenmediği bir yer bulmam gerekiyor.
You do anything sideways like you did with Lemanski and I'll lock-up your corrupt ass faster than you can say how'd I lose this job.
Lemanski'ye yaptığın gibi bir şeyler yaparsan,... daha işimi nasıl kaybettim diyemeden kokuşmuş kıçını hapse tıkarım.
I like the job I've got, and the man I do it with which you seem to have deduced on your own.
Ben işimi seviyorum. Ve ortağımı da, ki sen bunu zaten anlamışsındır.
Just like I'd like you to do your job now by taking my order, okay?
Siparişimi alarak işini yapman gibi mesela, tamam mı?
I'd just like to be clear that if you do wanna talk about your job, whatever you say will be completely confidential.
Eğer işinizden konuşmak isterseniz, söyleyeceğinizin her şeyin kesinlikle gizli kalacağını netleştirmek isterim.
I know what you really want to do to this place, deep down in your heart, when it feels like Lombard and this job are grinding you down.
Lombard ve bu işin, seni ezip bitirdiğinde kalbinin derinliklerinde, burası için neler yapmayı geçirdiğini biliyorum.
Look, you do a job like this as long as I have, you come to find that good police work is about keeping your eyes open.
Bak, bu mesleği sende benim kadar uzun süre yapsaydın gözlerini açık tutarak iyi bir polis işi çıkarabilirdin.
You do not like your job?
İşinden memnun değil misin?