Do you see this traduction Turc
1,620 traduction parallèle
Do you see this?
Bunu görüyor musun?
- Do you see this?
- Bunu görüyor musun?
Do you see this gray hair?
Şu beyaz saçı görüyor musun?
Do you see this round?
Bu mermiyi görüyor musun?
So how do you see this hit?
Ee bu suikastı nasıl düşünüyorsun?
Baby, do you see this?
Bebeğim, bunu gördün mü?
- Do you see this?
- Görüyor musun?
Do you see this?
Sen de görüyor musun?
Do you see this table?
Bu masayı görüyor musun?
- Well, do you see this?
- Hayatım, sen de görüyor musun?
Do you see this?
Gördünüz mü?
Okay,'cause I'm a secretary from Peoria and I'm not part of anything. Do you see this?
Çünkü Peoria'da sade bir sekreterim ve hiçbir şeyin parçası değilim.
Do you see this door?
Kapıyı görüyor musun?
This translucent shape, do you see it?
Şı şeffaf şekli görüyor musunuz?
Yeah, but then the medication they gave him, you see, it unclogs everything, and his heart chamber filled with blood, and they had to do this really invasive procedure to drain it.
Evet, ama verdikleri ilaçlar damarlarını tıkamış ve kalp odacığı kanla dolmuş. Kanı boşaltmak için çok ağır şartlarda tedavi görecek.
Do you see any similarities between this victim d the babysitter who was killed six years ago?
Bu kurbanla, altı yıl önce öldürülen... bebek bakıcısı arasında hiç benzerlik gördün mü?
You do see the irony in all this, don't you?
Bütün bu olanlardaki ironiyi görebiliyor musun?
Can't you see that this is what they're trying to do?
İstedikleri bu zaten, göremiyor musunuz?
I hope you see I do this out of concern for my estate, and not the lack of it.
Bunu mülküm için kaygılanmamak, veya onu kaybetmemek için yaptığımı... umarım görüyorsunuzdur.
You flicking do the channels. You know you feel really fucked up when you see this.
Kumandayla zap yaparken bir şey görünce yarağı yemişinizdir.
Why do you keep coming to see me like this?
Neden beni görmeye gelmeye devam ediyorsun?
How many women do you see in this kitchen?
Bu mutfakta kaç tane bayan aşçı görüyorsun?
Suzanne, do you see what this girl got on?
Suzanne, bu kızın kıyafetini görüyor musun?
- I don't know how you do this. - Let me see it.
- Buna nasıl dayanıyorsun, bilemiyorum.
And to see big, shiny silver balls running around a playground like this, I can get a certain amount of satisfaction building up a score that's gonna knock everybody else into oblivion, which, you know, which I do often.
Böyle büyük, parlak gümüşi topların bir oyun alanında böyle yuvarlanışını görünce belli bir tatmin alabilirim, herkesi hafızalardan silip atacak bir sayı yapmak beni tatmin ediyor.
I will need to see that you've made an entry, but I'll just do this, Skim to see that you wrote that day.
Ama her gün yazdığınızı görmem gerekiyor, o yüzden şöyle bir göz atacağım.
Skip, do you think you could fly this thing backwards? - Can't see a damn thing.
Yüzbaşı, arkada daha ne kadar duracaksın, hadi buraya gel
Danny I appreciate you coming this far to see me, but I gotta do this.
Danny beni görmek için bunca yolu gelmene minnettarım ama bunu yapmam lazım!
You weren't here, and this is what they do, see?
Burada olmadığınız için bakın ne yaptılar, gördünüz mü?
See, you think Amanda's gonna do shit like this for you?
Bak, düşünyormusun ki, Amanda senin için böyle bir şey yapacağını?
Do you not see how much I lose in this thing?
Görmiyormusun bundan nekadar zararım olduğunu?
What do you see in this fat redneck?
Ne buluyorsun bu zenci düşmanı kılıklı şişko herifte?
What do you see in this guy?
Bu adamda ne buluyorsun?
Do you see...? This... this is off.
Şunu gördünüz mü?
You see, I really, really want to do this.
Anlıyorsun ya, ben bunu gerçekten, gerçekten yapmak istiyorum.
What do you see in this picture?
Bu resimde ne görüyorsunuz?
Sometimes this helps. If you do not like what you see, can not pass a single day with that person. No more, okay.
bazen bu yardimci oluyor eger gordugun kisi hosuna gitmezse o kisiyle birgun bile geciremeyecegini dusunebilirsin bu olabilir.
Get dressed, I do not want to see you like this before me.
Asla öğrenmezler. Giyin. Önümde böyle durmanı istemiyorum.
Now, you do this for me, and I promise you you will see Josh again.
Benim için bunu yaparsan sana söz veriyorum, Josh'ı tekrar göreceksin.
Now, you do this for me, and I promise you you will see Josh again.
Bunu benim için yaparsan, sana söz veriyorum. Josh'ı tekrar görebileceksin.
I am outta here,'cause I don't need to see what you crazy girls are gonna do while I'm gone, but just remember this is a residence and should be treated as such.
Ama unutmayın, burası bir ev... ve ona göre davranın. Eğer birşey içerseniz de... mutfak lavabosunun altında çöp kutusu var. Peki, iyi eğlenceler.
We could clearly see you from Gus'car, and he said he wanted to come in by himself, do this man-to-man, you know, just you and him.
Gus'ın arabasından onu görüyorduk ve kendi başına gitmek istediğini söylemişti. Erkek erkeğe, sadece sizinle olmak istediğini.
Now, do you want to see this spend the next year down in the dark dungeon of the basement office? Dark dungeon?
Peki önümüzde ki sene, sen bunu aşağıda giriş katında ki karanlık zindan ofislerinde durmasını ister misin?
You see, I want this as much as you do.
Gördüğün gibi, bunu sizin kadar bende istiyorum.
Do you see a building 322 on this map?
Bu haritada 322 no'lu binayı görebiliyor musun?
Yes, I do, but just so you understand ours, we bought this project so we can make it the way we see it.
Evet anladım, sen de bizimkini anla, Bu projeyi kendi tarzımızla yapmak için satın aldık.
Well, it's a good trick, but if you're really interested to see what this hospital can do,
Şey, bu iyi bir numara tabii ki ama bu hastanenin gerçekten neler yapabileceğini, görmek isterseniz
If you do this, you won't be able to see me again.
Eğer dövüşürseniz ikiniz de beni bir daha göremezsiniz.
This ability you have, do you see spirits clearly?
Şu yeteneğiniz, acaba ruhları bariz bir şekilde görüyor musunuz?
Trust me, you do not want to see this, all right?
Güven bana, Bunu görmek istemezsin, tamam mı?
You guys, we really do see you as the instruments of change what is going to take this grassroots, collective movement and create enough noise and create enough pressure that we finally push our leaders to do what we want them to do.
Sizi doğma büyüme bu değişimin araçları olarak görüyoruz. Bu ortaklaşa akımla yeterince sesimizi duyuracağız ve yeterince baskı yapacağız. Sonunda liderlerimize istediklerimizi yapmalarını zorla kabul ettireceğiz.
do you 11143
do you understand me 803
do you understand english 18
do you understand 3234
do you love me 464
do you speak english 171
do you know me 118
do you remember me 298
do you like music 40
do you want to marry me 20
do you understand me 803
do you understand english 18
do you understand 3234
do you love me 464
do you speak english 171
do you know me 118
do you remember me 298
do you like music 40
do you want to marry me 20
do you know 1210
do you hear me 1638
do you really love me 16
do you remember 811
do you know what that's like 19
do you mind 1332
do you play 74
do you copy 753
do you know who i am 370
do you see 360
do you hear me 1638
do you really love me 16
do you remember 811
do you know what that's like 19
do you mind 1332
do you play 74
do you copy 753
do you know who i am 370
do you see 360