English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ D ] / Don't ask me how

Don't ask me how traduction Turc

269 traduction parallèle
How that's possible, don't ask me.
Bu nasıl oluyor bilmiyorum.
What's all this? Ask Letty. Don't ask me how or why, but there'll be no further actions by the sheriff on that peace bond.
Bütün bunlar nedir? Ancak şerif tarafından bu barış bağında daha fazla eylem yapılmayacak.
Don't ask me how, but they do.
Nasıl diye sorma, ama bilirler.
When you're near their villages, don't ask me how, they just know.
Köylerinin yakınlarındaysan, nasıl diye sorma, bilirler.
Don't ask me how you spell it.
Nasıl yazıldığını sormayın.
I know how you feel, but don't ask me to do anything that'll break my heart.
Ne hissettiğini biliyorum, ama beni kahredecek bir şey yapmamı isteme.
Don't ask me how old I'll be tomorrow, or I'll ask you.
Yarın ne olacağını bana hiç sorma, Ya da ben sana sorayım.
Don't ask me how I know.
Nasıl bildiğimi sorma
Don't ask me how I got it.
Nasıl aldığımı sorma.
Don't ask me how I know that.
Nereden bildiğimi sormayın.
Somehow... and don't ask me how... He's got connected with the mob.
Nasıl olduğunu sorma ama bir şekilde bir çeteye bulaşmış.
Why don't you ask me how I've been, huh?
Neden nasıl olduğumu sormuyorsun?
Why don't you ask me, like, " How's Norma?
"Norma nasıl?" diye neden sormuyorsun?
I don't see how you could even ask me that.
Bana bunu sormanıza bile şaşıyorum.
Hey, why don't you ask me how much I dropped last night?
Hop. Dün gece ne kadar kaybettiğimi sormayacak mısın?
Don't ask me how it happened, but obviously it happened.
Nasıl olduğunu hiç sormayın, ama olmuş işte.
Don't ask me how we're gonna read it in the dark.
Ama karanlıkta nasıl okuyacağımızı sorma.
Why don't you ask me how it's going?
- Nasıl gidiyor diye sorsana!
Don't ask me how come.
Nasıl diye sorma.
Don't ask me how it happened.
- Nasıl olduğunu sormayın bana.
Don't ask anymore. How much will you give me?
Bu seni ilgilendirmez At için ne veririsin?
Mason, I don't see how you could ask me to do anything else.
Mason, benden başka bir şey yapmamı isteyebileceğini sanmıyorum.
I am benumbed when you speak to me of your love and I don't know how to answer you
Bana olan aşkınızdan söz ederken uyuşuyorum ve nasıl cevap vereceğimi bilmiyorum.
I don't understand how a young and pretty woman can fall in love with a man like Karlstein. - What you think doesn't interest me.
Anlamakta zorlanıyorum, sizin gibi genç, güzel bir bayan Max Karlstein ile nasıl olur da aşk yaşayabilir.
Why don't you ask me... how important she is to me?
neden onun benim için... ne kadar önemli olduğunu sormadın acaba?
don't ask me how... to find what the spies know exactly about Max.
Nasıl bulduğumu hiç sorma.
You understand? Don't ask me how it happened. You don't believe me, do you?
Ama sen ne kadar sorumsuz bir insansın ki, bana üzümlü bir keke, arabayı kullan diyorsun?
Then why don't you ask me... how did Tang Yu die?
Peki Tang Yu'nun nasıl öldüğünü... merak etmiyor musun?
Don't ask me how.
Nasıl olduğunu hiç sorma.
But the bulkheads are holding this far down. Don't ask me how.
Ama perdeler bizden uzakta tutuyor, Nasıl diye sorma..
Don't ask me how but they survived.
Nasıl bilmiyorum ama bu adamlar yaşıyor.
Don't ask me how but they survived.
Nasıl olduğunu sormayın ama bu adamlar yaşıyor.
In about ten seconds she stops. "Why did you ask me to dance if you don't know how?"
10 saniye sonra ve durdu, ve "Niçin beni dansa kaldırdın aptal, seni tanımıyorum bile" dedi.
- How was your day? - Don't ask me.
- Günün nasıldı?
Don't ask me how.
Nasıl olduğunu sorma.
Don't even ask me how.
Nasıl olduğunu sorma.
He don't never ask me how I feel.
Ne hissettiğimi hiç sormaz.
Don't ask me how or why, but when the dead are around those bells start rattlin'like an earthquake.
Bana neden ya da nasıl olduğunu sorma ama ölüler etrafta olduğu zaman bu çanlar deprem oluyormuş gibi şıngırdamaya başlıyor.
Why don't we ask those two actors we saw tonight to teach me how to recite your speech?
Neden, dün gece gördüğümüz iki aktörden bana konuşmayı nasıl ezberleyeceğimi öğretmelerini rica etmiyoruz?
Now, Al, you know I don't ask much of you because I know how severely limited you are, but please do me a favor and just say something to them.
Al, senden fazla bir şey istemediğimi biliyorsun çünkü, senin ne kadar sınırlı biri olduğunu biliyorum. Ama lütfen bana bir yararın olsun ve onlarla biraz konuş.
Don't ask me how, but he even looks younger.
Bana nasıl diye sormayın, ama şu anda daha genç görünüyor.
Don't ask me how.
Nasıl bulacağım diye sorma.
Don't ask me how their minds work.
Bana işlerin nasıl döndüğünü sorma.
You, you I'm in love with you Al, don't ask me how I know this, but any second, a bald detective with a cigar is gonna come walking through...
- Sen, sen, aşık olduğum sen. - Al, bunu nasıl bildiğimi sorma ama birazdan, kel dedektif, elinde sigarayla şu kapıdan içeri girip Grimsley'in vücudundaki kurşunların benim silahımdan çıkmadığını söyleyecek.
Don't ask me to tell you how it is here.
Bana burayı sorma.
Don't ask me how.
Nasıl diye sorma.
Don't ask me how.
Herkes bana "Nasıl?" diye soruyor.
- DON'T ASK ME HOW I KNOW.
- Bir göktaşı mı? - Bunu, nasıl bildiğimi sorma bana.
Don't ask me how, but he's gotten out.
Nedenini sormayın ama kaçmış.
Don't ask me how, but he does.
Bana nasıl diye sorma, biliyor.
Don't ask me where, how, when or why.
Nerede, nasıl, ne zaman ve neden diye bana sorma.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]