English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ D ] / Don't fuck this up

Don't fuck this up traduction Turc

132 traduction parallèle
The old man has a personal interest in this case, so don't fuck up.
Komutan bu konuya özel önem veriyor, işi berbat etmeyin.
Don't fuck this up, Mitchell!
Bu lanet şeyi yapma, Mitchell!
You fuck this up... you're gonna leave your badge and your credentials... in a manila envelope...'cause I don't wanna see you when I get back.
Bu işi berbat edersen rozetini ve polis kimliğini kahverengi bir zarfa koyup masama bırak. Çünkü geri döndüğümde seni görmek istemiyorum.
Look, don't fuck this up by trying to be funny.
Sululuk yapacağım diye işleri batırma tamam mı?
You know, Milo, at this point, I'm so disenchanted with you, so why don't you shut the fuck up and let me make the decisions?
Milo beni şaşırttığın için çeneni kapat ve kararları benim almama izin ver.
I know compromise is a dirty word in this room, but if we don't come up with some fresh ideas, and soon, we're really going to fuck it up.
"Uzlaşma" lafından hoşlanmıyorsunuz ama yeni bir fikir bulmazsak yandığımızın resmidir.
Don't fuck this up.
Sakın berbat etme.
You don't like what I'm sayin', you just bounce the fuck out this whip anywhere up in here.
Ama sakın bana ağız yapmaya kalkma. Hoşuna gitmiyorsa zıplar gidersin nerede istersen atarız seni dışarı.
This is your first big chance to stay alive, don't fuck it up.
Hayatta kalabilme adına bu ilk büyük şansın içine etme!
Don't fuck this up.
Sakın bunu kaçırma.
Don't let cold feet fuck this up, Ro.
Yok yere herşeyi berbat etme, Ro.
Don't fuck this up, Lopez.
Sakın işi berbat etme, Lopez.
Don't fuck this up, Ramirez.
Sakın mahvedeyim deme, Ramirez.
Hey, college boy. Don't fuck this up, or you'II get us all killed.
Bana bak entel, bu işi beceremezsen hepimizi öldürürler.
Well, don't fuck it up this time.
Bu kez sıçıp batırma bari!
So don't fuck this up.
Yani, saçmalama.
And don't fuck this up.
Sonra da doğruca bana gel. Ve sakın bu işi mahvetme.
Benny Chains said to tell you, "Don't fuck this up."
Benny Chains sana şunu söylememi istedi : "Sakın bu işi mahvetme".
Don't fuck this up for one life!
Biri kurtulacak diye herşey mahvolmasın.
Bullshit, fuck you, up yours, get laid, eat shit, drop dead, jack me off, suck this, I don't need parts that badly, I'm not that sick.
Saçmalık, siktir, sana girsin, domalık, bok ye, geber, patlat beni, al ağzına, parçaları bu kadar kötü istemem, o kadar manyak değilim.
The thing is, we've got this plutonium-kind of love shit goin and I don't want to fuck that up, alright?
- Her zaman berbat ediyorum... ve hep beni kurtarmaya geliyorsun. Ricky. Evet.
All right, man, I'm just doing this so you don't fuck this up, all right?
Pekala dostum. Ben varım. Bu sefer işi berbat etmeyeceksin değil mi?
But, Kerri, if you don't get some closure on this, it's gonna fuck you up for a long time.
Ama Kerri, eğer bu konuya bir son vermezsen, seni uzunca bir süre yiyip bitirecektir.
- Don't fuck this opportunity up.
- Bu fırsatı berbat etmeyin.
Don't you fuck this one up.
Sakın bunu elinden kaçırma.
Don't you fuck this up.
Sakın bu işi mahvetme.
Don't you fuck this up!
Asıl sen sakın bu işi mahvetme.
Because I'm-I'm worried that if I don't go figure myself out... if I don't go, like, land on my own two feet... then I'm gonna fuck this whole thing up, and this is too important.
Beni endişelendiren şu, eğer kendimi çözemezsem eğer iki ayağımın üstünde duramazsam her şey elime yüzüme bulaşır ve bu çok önemli.
Now, don't fuck this up. I don't want it traced back to me. You understand?
Bunu sıçıp batırmayın işlerin dönüp dolaşıp benim [br] başıma patlamasını istemiyorum.
- Steve, don't fuck this up.
- Steve, işleri berbat etme.
Don't fuck this up.
Bunu berbat etmeyin.
Don't fuck this up, E. I really want to do this.
Bu işi bozma E. Bunu yapmayı çok istiyorum.
Don't fuck this up.
Bunu batırmayın.
Don't fuck this up.
Bunu batırma.
Just don't fuck it up this time like you always do.
Her zaman olduğu gibi yine her şeyi mahvetme.
- Come on, don't let him fuck this up.
- Hadi. Onun sizi mahvetmesine izin verme.
Don't fuck this up! He went in the kitchen!
Sorter garsonu vurdu.
We don't want to fuck this up. This is tight enough already.
Bunu işi batırmayalım, yeterince yaşadık,
Don't fuck this up, assholes.
İşi berbat etmeyin aptallar!
I'm going with you so you don't fuck this shit up, too.
Bu işi bir daha yapmaman için seninle işim bitecek.
Don't fuck this thing up again. "Tapping the Source" is an unbelievable opportunity for you.
Tapping the Source senin için inanılmaz bir fırsat.
keep the door closed shut the fuck up it doesn't have to be this way don't you want to feel what I'm feeling think about what you're doing you help raise that boy... this is not you... you have to fight it
Otur yerine. Kapıyı kapalı tut. Kapa çeneni.
So don't fuck this up for me.
Sakın bunu mahvetme.
- Don't mess this up, dumb fuck.
- Bu işi batırma, aptal herif.
Don't fuck this up for me.
Güzelce halledin.
I really busted my ass getting you this audition so please, please, please don't fuck it up.
Bu seçmelere girebilmen için gerçekten kıçımı yırttım bu yüzden yalvarıyorum içine sıçma.
We put a lot of time into this list, so don't fuck it up.
Bu liste için çok vakit harcadım, sakın piç etme.
- I don't wanna hear shit other than how the fuck you ended up miles on the wrong side of this goddamn valley.
- Onca yolu bu kahrolası vadinin yanlış tarafına nasıl geçtiğinizi anlatmanızdan başka birşey duymak istemiyorum.
Don't fuck me up with this Navy shrink. Please.
Donanma psikiyatrıyla işleri batırma lütfen.
So please don't fuck this up.
O yüzden lütfen, bu işi batırma.
Don't fuck this up, Jack.
Bu işi berbat etme, Jack.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]