English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ D ] / Don't go with him

Don't go with him traduction Turc

326 traduction parallèle
Don't go with him.
Gitme onunla.
Tony, don't go with him.
- Tony, sakın onunla gitme.
Well, if you don't want to go to Bagdad with him, you shan't.
Eğer onunla Bağdat'a gitmek istemiyorsan gitmemelisin.
Roark, don't go with him.
Roark, onunla gitme.
I don't know that I can go along that far with him.
Hedeflediği yere kadar onunla beraber gidebilir miyim, bilmiyorum.
Don't go with him!
Gitme onunla!
I don't want to go into dinner with him.
Onunla yemeğe gitmek istemiyorum.
I don't go frolicking with him while he's on duty. Silence!
( Annarella ) Onunla hapiste yaptıkların.
- I don't want to go out with him.
- Onunla yemeğe çıkmak istemiyorum.
I didn't say, I don't want to go with him.
Onunla gitmek istediğimi söylemedim.
Why don't you go with him?
- Neden onunla gitmiyorsun?
Why don't you go with him?
Sen de onunla gitsene.
You don't think I'm gonna let you go away with him, do you?
Onunla birlikte gitmene izin vereceğimi düşünmüyorsun, değil mi?
We can go out with him, if you don't mind.
Mahsuru yoksa, o da bizimle gelecek.
- But don't you... - Don't argue with him, Arthur. Let's go.
Tek bir kişi için bile bir şey yapmıyorsun bu yüzden herkes için bir şeyler yapar gibi görünmeye çalışıyorsun :
If you don't want to go with him, you come with me.
Onunla gitmek istemiyorsan, benimle gelirsin.
We don't know where to go with him there.
Parktaki şu adamla ne yapacağımı bilemedim.
And don't you go saying we ought to take him with us.
Sakın onu da yanımızda götürmemiz gerektiğini söyleyeyim deme.
- Don't go with him.
- Onunla gitme.
It may be a chess game to Murphy... but I don't like his methods, and I can't go along with him.
Murphy için bir satranç oyunu olabilir... ama ben onun yöntemlerinden hoşlanmιyorum, ona ayak uyduramam.
Peter's another friend. Only I don't like him, so I didn't go with him.
Peter da arkadaşımız ama ondan hoşlanmıyorum, o yüzden onunla gitmedim.
- Don't go with him.
Lütfen onunla gitme Marion.
If you don't go back with him, you may not get back tonight, and they'll be worried about you.
Eğer onunla gitmezsen, gecede dönemezsin. Onlarda senin için endişelenecektir..
I don't like him and I won't go with him!
Ondan hoşlanmıyorum ve onunla gitmeyeceğim!
Don't go with him.
Onunla gitme.
Tell him Peachy and me don't go anywhere without the army goes with us.
Söyle, Peachy ve ben ordumuz olmadan bir yere gitmeyiz.
I don't know what you'll make of this... but I want you to go with him.
Kafasına neler esti bilmiyorum ama sizi yanına almayı düşünüyor. Onunla birlikte evlerine gidersiniz.
Why don't you... go down the hall and discuss it with him?
Niçin sen... koridorun aşağısına gidip bunu onunla tartışmıyorsun?
Regan, don't go with him.
Regan, onunla gitme.
Don't go in there with him.
Onu tanıyorum.
If you think Julius is so wonderful, why don't you just go with him?
Madem sence Julius çok harika, onunla gitsene?
You must go with him, He'll never get over it if you don't forgive him,
Evet, öyleyim
now listen, sandra go to the studio with john john stay there and don't let him out of your sight yeah, sure jerry, we'd better get a move on we only have god knows what else will happen
Şimdi beni dinle Sandra. John John'la benim eve gidin. - Orada kalın.
And I don't care whether you go down with him or not.
Ve onunla birlikte batıp batmaman da umurumda değil
Pour him a few drinks and chat with him. You don't have to go home with him.
Onunla eve gitmen falan gerekmiyor.
Briny, don't go with him!
Briny, onunla gitme!
- Don't go anywhere with him.
- Onunla hiçbir yere gitme.
- Why don't you go with him?
- Niye onunla gitmiyorsun? - Beni almak istiyor.
In fact, I don't like to go out with him anymore.
Hatta artık onunla birlikte olmak istemiyorum.
- Larry, why don't you go with him?
Larry, neden sen de onunla gitmiyorsun?
Don't go out with him, he belongs to her!
Onunla buluşma, onun sahibi var!
Then he's got to cover himself with honey and go to a bee farm. - We make him dance so the bees go absolutely nuts! - I don't think she really...
Sonra onu balla kaplayıp bir arı çiftliğine yollar arıları sinirlendirmesi için kovanlar arasında dans ettiririz.
And even if we do get him back safe, I don't wanna go on livin'with you.
Ve onu sağ salim geri alsak bile, seninle yaşamak istemiyorum.
Why don't you go with him?
Neden onunla gitmiyorsun?
Don't you think we should go down with him?
Onunla inmemiz gerekmez mi?
You're officially invited to Prague with him... you don't go!
Rodin'le birlikte Prag'a resmi davet aldin... gitmiyorsun!
Don't go up there with him.
Onunla birlikte yukarı gitme. Lütfen.
You don't like the guy, what'd you go to bed with him for?
Heriften hoşlanmıyorsan niçin onunla yatıyorsun?
I don't wanna go with him.
Onunla gitmek istemiyorum.
'Cause if I don't go to a ball with him and iron,
Baloya onunla gidip ütü yapmasam buruşuk kıyafetle çıkar.
But I don't have to go to bed with him or anything like that.
Ama onunla yatmam falan gerekmiyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]