Don't put words in my mouth traduction Turc
55 traduction parallèle
Don't put words in my mouth.
Kelimeleri ağzıma tıkmayın.
- Don't put words in my mouth.
- Lafı ağzıma tıkama
Don't ever put words in my mouth.
Sakın ağzıma laf sokuşturmayın.
- Don't put words in my mouth...
- Lafı ağzıma tıkma...
Don't put words in my mouth!
Lafları ağzıma tıkmayın!
Just don't put words in my mouth, all right?
Sözümü kesme, tamam mı?
Don't put words in my mouth!
- Hayır, söylemedim. Laflarımı ağzıma tıkmayın.
- Don't put words in my mouth.
Sözümü kesme anne.
Don't put words in my mouth.
Söylediklerimi çarpıtarak anlatmayın!
Don't put words in my mouth.
Söylemişim gibi yapma.
don't put words in my mouth.
Aklıma girme.
- Don't put words in my mouth!
- Lafı ağzıma tıkma!
Don't put words in my mouth.
Kelimeleri ağzıma tıkma.
Don't put words in my mouth.
Lafı ağzıma tıkma.
No, don't put words in my mouth.
Hayır, lafı ağzıma tıkma.
Don't put words in my mouth.
Lafı ağzıma tıkama.
Well, don't put words in my mouth, but two things jump out at me here.
Evet, lafı ağzıma tıkma ama iki şey dikkatimi çekti.
- Don't put words in my mouth.
- Lafı ağzıma tıkma.
Don't put fucking words in my mouth!
Kelimeleri ağzıma tıkma!
Don't put words in my mouth.
- Lafı ağzıma tıkama.
Don't put words in my mouth.
Lafı çarpıtma.
Don't put words in my mouth.
Benim yerime bir şeyler söylemeye çalışma.
Don't put words in my mouth.
Laflarımı çevirme bakim.
Please don't put words in my mouth.
Lütfen bırak da bitireyim.
Don't put words in my mouth, Fawcett.
Lafı ağzıma tıkma, Fawcett.
Don't put words in my mouth.
Benim hakkımda her şeyi biliyormuş gibi davranma.
Nope, and since the only thing I hate more Than entitled little pukes who don't pull their own weight Is when people put words in my mouth...
Hayır ve, kendi ağırlığını taşıyamayan küçük kusmuk görünümlülerden daha çok nefret ettiğim tek şey insanların benim ağzımdan konuşmalarıdır.
Don't put words in my mouth.
Öyle şeyler söyleme.
Hey, don't put fucking words in my mouth.
Hey, o laflar benim ağzımdan çıkmış gibi konuşma.
{ \ pos ( 120,268 ) } That's... { \ * Well, d } Don't put words in my mouth.
Benim yerime konuşma.
Don't put words in my mouth.
- Ağzıma laf koyma.
Please don't put words in my mouth.
Lütfen kelimeleri ağzıma tıkma. Tıkmıyorum.
- Don't put words in my mouth. What I was implying was that I may not have done it that day, but there was no way in hell those people weren't gonna get what they deserved.
Benim yerime konuşma Lax, demek istediğim şu ki belki o gün yapmayabilirdim ama o insanların hak ettikleri cezadan kaçmalarına asla izin vermezdim.
Don't put words in my mouth, Paula!
Ağzıma kelimeler koyma Paula!
- Don't put words in my mouth.
- O cümleleri ben söylüyormuşum gibi konuşma.
- Don't put words in my mouth.
Laflarımı çarpıtmayın.
- Don't put words in my mouth!
- Laflarımı ağzıma tıkmasana...
Don't put words in my mouth.
- Sözcükleri ağzıma tıkma.
[Branch ] No, no, no, no. [ laughs] Don't put words in my mouth.
Konuştuğum sözleri çarpıtma.
Don't put words in my son's mouth.
Oğlumu bu şekilde yönlendirmeye çalışmayın.
Don't put words in my mouth.
Benim adıma konuşma.
Hey, hey, don't put the universe's words in my mouth, okay?
Evrenin söylediklerini bana yeniden söylettirme tamam mı?
- Don't put words in my mouth.
Ben öyle bir şey demedim.
Don't put words in my mouth.
- Ağzımdan çıkan lafları çarpıtma.
Don't put words in my mouth.
Ağzımdan çıkan lafları çarpıtma.
Jess, please don't put words in my mouth.
Jess, lütfen bunları bana söyletme.
Don't put words in my mouth.
Lafları ağzıma tıkma.
Please don't put words in my mouth, Liza.
Lütfen sözcükleri ağzıma tıkıştırma Liza.
Don't put words in my mouth, this is actually really good.
Ağzıma lafı tıkma, aslında gayet iyi.
- Don't put words in my mouth!
- Lafımı kesip durma.
Don't put words in my mouth.
Benim adıma konuşma sakın.