Donaldson traduction Turc
235 traduction parallèle
Marshal Donaldson!
Şerif Donaldson!
Donaldson - he's in there.
Adı Donaldson.
- Tell headquarters to send an antitank gun.
Donaldson, karargaha git ve onlara bize bir tanksavar göndermelerini söyle.
What about that antitank gun?
- Donaldson, tanksavardan ne haber?
Mr. Donaldson, come wait inside.
Bay Donaldson, gel içeride bekle.
By the way, Mr. Donaldson, what do you do for a living?
Yeri gelmişken, Bay Donaldson, geçimin için ne yapıyorsun?
Have you read Aristotle, Mr. Donaldson?
Aristoteles'i okudun mu, Bay Donaldson?
Do you follow me, Mr. Donaldson?
Beni anlıyor musun, Bay Donaldson?
Help yourself, Mr. Donaldson.
Buyurun, Bay Donaldson.
Every last drop of it, Mr. Donaldson.
Her damlasını, Bay Donaldson.
I could shoot you, Mr. Donaldson, and get off scot-free.
Seni öldürebilirdim, Bay Donaldson, ve kazasız belasız kurtulabilirdim.
A year, Mr. Donaldson, an interminably long, long time.
Bir yıl, Bay Donaldson, bitmez tükenmez, uzun bir zaman.
Socrates, Mr. Donaldson, listen to what a wise man facing death had to say,
Socrates'in, Bay Donaldson, ölümle karşı karşıya olan bilge birinin söylemek zorunda olduğu şeye kulak ver,
The wine, Mr. Donaldson.
Şarap, Bay Donaldson.
You said you'd give her anything, Donaldson.
Ona her ne olursa vereceğini söylemiştin, Donaldson.
I say to you, Donaldson, what I have had to say To other condemned men,
Sana söylüyorum, Donaldson, başka mahkumlara söylediklerimi,
Get me Wilson's Metal Fatigue And Stress Engineering.
Bana Donaldson'nun Metallerin kristal yapısı ve Wilson'un Metal Yorulma ve Gerilme Mühendisliğini getirin.
I saw our wedding pictures at Donaldson's today.
Bugün, Donaldson'da evlilik fotoğraflarımızı gördüm.
- My name's Abel Donaldson.
- İsmim Abel Donaldson.
Donaldson, multiple rape.
Donaldson, birden fazla tecavüz.
And Donaldson, extradite.
Ve Donaldson, iade edilebilir.
This is Chief Donaldson.
Ben şef Donaldson. Kiminle konuşuyorum?
Goddamn lardass, Barclay Donaldson.
Koca kıç Barclay Donaldson.
Mr. Donaldson.
Mr. Donaldson.
Donaldson, sir. Born 1932. 12 years with the paras, 3 tours with you.
Donaldson, 1932 doğumluyum, 12 yıl paraşütçülük yaptım, 3 görevde sizinle çalıştım.
You're not taking Donaldson's class.
Donaldson'ın sınıfına gitmiyorsun.
Ellen Donaldson is number five.
Ellen Donaldson 5 numarada.
You better send someone to look after Nurse Donaldson.
Hemşire Donaldson'a bakması için birini gönderseniz iyi olur.
Aggie Donaldson. Hi, Aggie.
Aggie Donaldson.
Melissa Donaldson, WCDM, at the Pentagon.
Melissa Donaldson, WCDM, Pentagon'dan bildiriyor.
Jim Miller and Suzi Donaldson has not appeared. I'm very worried.
Jim Miller ve Suzi Donaldson daha gelmedi ve çok endişeliyim.
I'm talking to the wrong crowd. Donaldson.
Yanlış kişilerle konuşuyorum.
Donaldson, you're an engineer.
Donaldson! Sen bir mühendissin...
I hope you're not looking for any social significance, Mr Donaldson because there ain't none to be found.
Umarım sosyal bir mesaj aramıyorsunuzdur, Bay Donaldson çünkü bulamazsınız.
Mike Donaldson, People Magazine.
Mike Donaldson, People Magazine.
I don't think George would like any of this, Mr Donaldson.
Sanırım George bunların hiçbirinden hoşlanmazdı, Bay Donaldson.
Mike Donaldson.
Mike Donaldson.
The witness at Donaldson's says the killer matches that description perfectly.
Donaldson'ın şahitlerinden biri eşkali aynen doğruladı.
The Donaldsons'party.
Donaldson'ların partisi.
Donaldson at the Tribune.
Ben, Tribune'dan Donaldson.
This is Donaldson at the Tribune.
Ben Tribune'den Donaldson.
The Donaldsons had invited me to a festival, and though Mama had said I could go, she hadn't said how I could get any money for the journey, and I'd grown out of all my old summer dresses.
Donaldson'lar beni bir festivale davet etmişlerdi ve annem gidebileceğimi söylese de yolculuk için parayı nereden alacağımı söylemedi ve o yaz çok büyüdüğüm için elbiselerim olmuyordu.
We see Sam Donaldson or Andrea Mitchell giving us the facts, but with the camera that close up, we can also tell by a raised eyebrow, a tiny inflection, what they really think about the person who they're reporting on.
Sam Donaldson'ın veya Andrea Mitchell'in bize gerçekleri sunduğunu görürüz, ama kamera bu kadar yakınken, kaşlarını kaldırmalarından, seslerindeki yükselmeden, röportaj yaptıkları kişi için hissettiklerini anlayabiliriz.
Make sure Susan gets Donaldson's briefing.
Ülke Güvenliği konusunda Donaldson raporunu Susan'a ver
Here is the address of our doctor.
Ama Dr. Donaldson elinden gelen yardımı yapacaktır.
Really? We don't have much of that up here. But Dr. Donaldson will try to help if he can.
Fakat gerçek de şu ki, diğerleri patronları devirmeye çalışa dursun, kendileri patron olmak isteyen adamlar var.
- What man?
Dr. Donaldson.
It was the doctor. Dr. Donaldson.
Ne kadar süredir buraya gelip gidiyor?
Of the murder of arthur reginald webster Charles patrick trumpington Marcel agnes bernstein, lewis anona rudd
Maktul, Arthur Reginald Webster Charles Patrick Trumpington, Marcel Agnes Bernstein Lewis Anona Rudd, John Malcolm Kerr Nigel Sinclair Robinson, Norman Arthur Potter Felicity Jayne Stone, Jean-Paul Reynard Rachel Shirley Donaldson, Stephen Jay Greenblatt Karl-Heinz Muller, Belinda Anne Ventham Juan-Carlos Fernandez, Thor Olaf Stensgaard Pretoria Lordu Kimberley, Pretoria Leydisi Kimberley Yargıç Nigel Warmsly Kimberley Robert Henry Noonan ve Felix James Bennett'i 19 Aralık 1972 sabahı veya civarında öldürdüğünüz için.
Donaldson Yacht Brokers.
( TELEFON ÇALAR ) Yat Komisyoncusu Donaldson.
Dr. Donaldson was called.
Herşey uygun şekilde yapıldı.