Done and done traduction Turc
20,149 traduction parallèle
And even if you do, if you kill him, you're done.
Ve yapsan bile, öldürsen, bitersin.
We've done some preliminary tests with the female. - And it seems to me... - Did you say "female"?
Dişi üzerinde bazı ön testler yaptık ve görünüşe göre...
Eric el Cabron is stepping all over me and Epifanio hasn't done anything about it.
Eric El Cabron işime karışıyor ve Epifanio bu konuda hiçbir şey yapmadı.
Just call me when you're ready to leave and let's get this shit done.
Her şey yoluna girecek.Gitmeye hazır olduğunuzda beni ara ve şu işi bitirelim.
And I'm telling you, there is no way he would have done all that unless he thought it was worth it.
Şunu da söyleyeyim, buna değeceğini düşünmediği herhangi bir şey yapmış olmasının imkanı yok.
Listen, my travel agent has done your passports visa and left them with me.
Dinle, seyehat acentam senin pasaport ve vizeni ofisime gönderdi.
Hm. And I love it, but... sometimes I think I should've done something else entirely.
Bunu seviyorum ama bazen tamamen farklı bir şey yapsaydım diye düşünüyorum.
And then when they're done with you, good luck, sweetheart.
Onlarında seninle işi bitince şansın açık olsun tatlım.
And that's how it's done.
Ve işte bu böyle yapılır.
Will it not be received when we have marked with blood those sleepy two of his own chamber and used their very daggers that they have done't?
Kanla damgalı olduğumuzda kabul edilmeyecek mi? Kendi odasının ikisi uykulu Ve hançerlerini kullandılar
I go, and it is done.
Ben gidiyorum, bitti.
And she's done having kids.
Başka çocuk istemiyor.
I thought I was done, but my boyfriend and I have some issues we need to explore.
Yapmayacaktım ama erkek arkadaşımla aramızda bu konuyla ilgili çözmemiz gereken sorunlar var.
You and I are done.
Aramızdaki biter.
And everything that you have done here will be for nothing. Nothing!
Ve burada yaptığın her şey bir hiç uğruna olacak.
I can't just go to the Tooth Fairy and get him to tell me all the bad things he's ever done.
Diş Perisi'ne gidip bir anda bana yaptığı kötü şeyleri anlatmasını sağlayamam.
I wanted to make sure that everything was done on the farm and that everything was locked down for the storm tonight.
Çiftlikte her şeyin hallolmuş ve akşamki fırtına için kilitlenmiş olduğundan emin olmak istedim.
When it's all said and done, Sizz, you're gonna go down as one of the greatest linebackers of all time.
Her şey bittiğinde Sizz, sana tüm zamanların en iyi beklerinden biri diyecekler.
We're gonna go back in there and we're gonna close the deal, done.
İçeri gireceğiz ve anlaşmayı yapacağız. Bu kadar.
The cache will be built in the library and can be done in one night.
Zula, çalışma odasına yapılacak, bir gecede halledebiliriz.
Aye, and when that's done, drag his sneavy carcass back here!
Evet, bunu hallettiğinde, o sefil vücudunu buraya getir!
" Except me, and that you have already done.
"Ben hariç. Ve benden zaten vazgeçtin bile."
Just so long as you remember where he belong and send him back to me when you're done with him.
Sadece ait olduğu yeri hatırlarsa ve onunla.... işiniz bittiğinde bana geri gönderdiğiniz sürece.
And the killer could've done the same thing on the night of the murder.
Ve katil buraya nasıl girdiyse, cinayet gecesi de aynı yolu kullanmış olmalı.
And you've done nothing?
Ve hiçbir şey yapmadın mı?
And if one wants to make new friends. It must be done in person.
Eğer arkadaş edinmek istiyorsanız, yüz yüze görüşmelisiniz.
And when that's done, I'll crack your skull. And piss on your brains.
Ve bu bitince, kafatasını yarıp, beynine işeyeceğim.
Look, this may be a story for you, but it's my life, and this is how I have to get it done.
- Ama annem... Sen bir hikâye olarak görebilirsin ama bu benim hayatım. Ve ben işleri bu şekilde yapıyorum.
Because I know I've done terrible things and Gary did terrible things.
Çünkü biliyorum, korkunç şeyler yaptım. Gary de korkunç şeyler yaptı.
Yes, they do, and judging from the scarring, Most of the surgery was done within the past eight years.
Evet doğru ve yara izlerine bakılırsa ameliyatların çoğu son sekiz yılda yapılmış.
And julio's done that.
İşte Julio bunu yaptı.
- and let me know when you're done.
- İşiniz bittiğinde haber verin.
It was transactional, safe sex. The sex doesn't look all that safe to me. Over and done with in a private hotel room
- Seks bana o kadar da güvenli görünmüyor.
There's one weird thing, and it's not the first time the z-brotherhood has done something like this.
Pek iyi sayılmaz, efendim. Garip bir durum var ve Z-Kardeşliği bunu daha önce de yapmış.
And I can't see yet how it was done.
Ve nasıl yaptıklarını henüz anlayamadım.
I know I said I was done packing, but I'm not done, and the reason I'm not done is because I didn't do anything, and I have to get out before tomorrow, otherwise I lose my deposit.
Toparlanmayı bitirdim dediğimi biliyorum ama bitirmedim ve bitirmemiş olma sebebim, hiçbir şey yapmamış olmam ve yarına kadar çıkmış olmam lazım aksi takdirde depozitomu kaybederim.
It's very simple, and I'm done talking about this here... church and state.
Bu kadar basit ve bunu burada konuşmak istemiyorum. Kilise ve devlet.
I know what has to be done, and this is the only way that I know how to do it.
Yapılması gerektiğini ve yapılması için en iyi yol olduğunu biliyorum.
Now, when I wake you, I think you'll finally understand that everything I've done, I've done for you and our child.
Seni uyandırdığımda sonunda anlayacaksın ki yaptığım her şeyi, senin ve çocuğumuz için yaptım.
A couple of days ago, he calls me, and he says that he'd found out what my father had done.
Bir kaç gün sonra, beni aradı ve babamın ne yaptığını bulduğunu söyledi.
I don't know I've done ten laps of this place - and I still have no clue.
- Bilmiyorum, bu yeri on tur dolaştım ve hâlâ fikrim yok.
Just shoot him and be done with it.
Vur gitsin.
When I realized what I had done, I dropped my food and begged for forgiveness.
Ne yaptığımı fark edince yemeğimi bıraktım ve affedilmek için yalvardım.
Now I need to undo what you did and redo what you didn't do and do what I should have done in the first place.
Şimdi senin yaptığın şeyi geçersiz kılıp yapmadığın şeyi yapmalıyım ve en başta kendim yapmam gereken şeyi yapmalıyım. Anladın mı?
And around this time, Kennedy takes office and he's under enormous pressure to get something done.
Bu sıralarda, başa Kennedy geçti, üzerinde bir şeyler yapması için büyük bir baskı vardı.
Thank you in the name of communists, for everything you've done until now, with success, dignity and an unstoppable revolutionary flame.
Size komünistler adına teşekkür ediyorum, bugüne kadar yaptığınız her şey için, başarıyla, vakarla ve sönmek bilmeyen devrim ateşinizle.
You know, you're the one who wanted this out in the open, and now that we've done that for, what, like five minutes, you can't handle it?
İlişkimizi açıklamak isteyen sendin. Ortaya çıkalı beş dakika bile olmadı ve başa çıkamayacağına mı karar verdin?
That's a burger well-done, with crispy fries, and a Denver omelet, extra ham.
Bir iyi pişmiş burger, çıtır patates ve ekstra jambonlu Denver omleti.
And you're telling me you've never done that before?
- Sen bunu daha önce hiç yapmadın mı yani?
Edwards will check the dressing every five minutes, and if he starts to eviscerate, she will hold pressure until we're done.
Dökülmeyecekler çünkü Edwards beş dakikada bir kontrol edecek. Bağırsaklar dökülmeye başlarsa işimiz bitene kadar tutacak.
And you would have done that.
Bunu yapabilecek birisin.