Doomed traduction Turc
2,183 traduction parallèle
You were doomed from day one.
Bu işin yürümeyeceği ilk günden belliymiş.
And anybody that walks into his territory is kind of doomed.
Ve bölgesinin sınırlarına giren kişi hapı yutuyor.
You're doomed if you stay here.
Burada kalırsanız mahvolursunuz.
Listen, Brother, if you're right, that means this whole project was doomed from the beginning.
Dinle, kardeşim, Eğer haklıysan, bütün projenin kaderi baştan beri çıkmaz sokaktı demektir.
Oh, dear. Doomed to... She's so excited this evening.
- Bu gece çok heyecanlı.
- Doomed to perish upon the rocks.
- Kayalarda parçalanmaya mahkumuz.
May they be doomed.
Onların ki kötü bir yazgı.
- I think we're doomed.
- Bence biz yenildik.
Right out of Revelations. We're all doomed.
İncilde yazdığı gibi, sonumuz geldi.
There will be a solar eclipse darker than ever before, one where one would think, that the attraction of the earth his natural movements lost and doomed to eternal darkness.
Bir güneş tutulması öncekilerden daha karalık ve sıkıntılı olacak bir tutulma, ve öylesine bir tutulma ki yeryüzünün yerçekiminin doğal dengesini yitirdiği düşünülecek ve sonsuz bir karanlığa bürünecek.
"And those who fail to learn from history are doomed to repeat it."
"Geçmişten ders almayanlar onu tekrarlamaya mahkumdurlar."
I think was very painful for him and if we all remember Cassandra, she couldn't just see the future, she was also doomed to be disregarded.
Hepimizin hatırlayacağı gibi, Cassandra geleceği göremiyordu ve ayrıca önemsenmemeye mahkum edilmişti.
We're totally, completely, hopelessly doomed.
Tamamen, bütünüyle, çaresizce köşeye sıkıştık.
You are doomed, young Jedi, along with the rest of the planet.
Mahvoldunuz genç Jedi. Gezegenin geri kalanıyla birlikte.
Because once the first droid breaks out of that laboratory, all Naboo is doomed!
Çünkü tek bir droid....... o laboratuvardan dışarı çıktığında... tüm Naboo mahvolmuş demektir!
You think you have a doomed love.
Birbirinize deli gibi âşık olduğunuzu sanıyorsunuz.
Well, you were right. Lady and I are doomed.
Haklıydın, Bayan ile sonumuz geldi.
For lack of a better word, he was doomed.
Ecel kapısını çalmış, neylersin.
We're d-d-doomed.
Boku yedik.
So Acafellas is officially doomed now.
) Acafellas resmen öldü şimdi.
I'm just doomed to repeat my mother's mistakes.
Annemin hatalarını tekrarlamaya mahkumum işte.
Alright, If we don't figure what's what we may be doomed... here forever.
Tamam? Ve ne olduğunu anlayamazsak sonsuza dek burada mahsur kalabiliriz.
I'm doomed!
Hapiste başına ne gelir biliyor musun?
For Nietzsche, Western civilisation was doomed.
Nietzche'ye göre batı medeniyeti lânetliydi.
And then you're doomed to spend eternity..... in the underworld.
Sonra da, sonsuza kadar yeraltında kalmaya mahkum olurdun.
Anyone who touches it is... is... doomed for life.
Ona dokunan herkes ölüme mahkum olur.
So passionate, so innocent, and yet so utterly doomed.
Çok tutkulu, çok masum ve yine de tamamen bitmeye mahkûm.
A future now doomed to never happen.
Gerçekleşmemeye mahkum edilmiş bir geleceğin.
You're doomed if Ijiri family ends up without offspring.
Ijiri ailesinin kökünü kurutmaya niyetin yoksa bunu yapmalısın.
Whoever plays it is doomed to be a troubadour.
Onu her kim çalarsa... gezgin bir müzisyen olmaya mahkum olur.
I feel our noodle shop is doomed.
Bizim erişte işi güme gidecek gibi görünüyor.
And those who do not learn from history Are doomed to repeat it.
Ve geçmişten ders almayanlar onu tekrar yaşamaya mahkum.
According to you, the Communist Party is doomed to fail this time?
- Size göre komünist parti bu kez düşecek mi?
If we don't punish the Kung's, the economy in Shanghai is doomed.
Kung'u cezalandırmazsak Shanghai ekonomisi çöker
- Office romances. Doomed before they fucking start.
Ofis aşklarının kaderi daha başlamadan bellidir.
Some deals come together easily. Others are doomed from the start.
Bazı şeyler çok kolay bir araya gelir bazılarıysa ölü doğmaya mahkumdur.
You say it like every relationship is doomed to end.
Tüm ilişkilerin bir sonu varmış gibi konuşuyorsun.
Scared we may be doomed to repeat the past?
Geçmişte olanların yeniden yaşanmasından mı korktun yoksa?
The Earth is doomed and your race is the only answer to saving it.
Dünyanın sonu geliyor. Senin ırkın bunu kurtarmanın tek yolu.
I'm sorry, recently hospitalized nun space, which means doomed to be an astronaut mere existence in the space program.
Acınacak durumda olan, kısırlaştırılmış astronot olmak isteyen budala yaratılışlı, aşağılanan bir uzay rahibesiyim.
I'm never gonna get what I want, like I'm forever doomed to stand next to what I want but never actually have it.
Sanki sonsuza kadar istediklerimin yanında durup onları elde edememekle lanetlenmişim.
And as history shows us again and again, Those who forget the past are doomed to repeat it.
Ve tarih tekerrür ederken görülür ki geçmişini unutanlar, onu tekrar yaşamaya mahkumdur.
All to save a doomed race.
Hepsi bu sonu gelmiş ırkı kurtarmak için.
I'm doomed.
Benim kaderim böyle!
She always said we were doomed to be star-crossed lovers, destined to wonder what might have been.
Daima bahtsız sevgililer olduğumuzu söylerdi. Kaderimiz ne olabileceğini merak etmekti.
But if he continues on this doomed quest, the Keeper will win and he will die along with everyone else in the world.
Ama bu ölümcül göreve devam ederse Gardiyan kazanacak ve o da dünyadaki herkes gibi ölecek.
Doomed forever
Sonsuza dek lanetli
Anakin and his troops defeated Bane but were forced to evacuate his doomed vessel without the holocron.
Anakin ve askerleri Bane'i yendiler... fakat holocronu alamadan Bane'in harap olmuş gemisini terk etmek zorunda kaldılar.
I am doomed.
Mahvoldum.
It's not doomed.
Deli gibi âşık değilsiniz.
( Sighs ) I'm doomed
Boku yedim!