Double trouble traduction Turc
79 traduction parallèle
- Double trouble at 6 o'clock.
- Saat altı yönünde, çifte bela.
this looks like double trouble
Görünüşe göre çifte sorun var.
Now it's Double Trouble making a move on the outside rail... and Practice right behind.
Şimdi rayların dışına çıkıp Çifte Bela'ya atlama vakti... Ve hemen ardından Alıştırma.
Hey, double trouble.
Hey. Büyük bela.
Double trouble.
Büyük bela.
The twins were stars of the hit sitcom, "Double Trouble".
İkizler ünlü "Çifte Bela" dizisinin yıldızlarıydı.
Double trouble.
Çifte bela.
- I call'em double trouble.
Ben onlara çifte bela diyorum.
There'll be double trouble, if you don't.
Dönmezsen iki kat sıkıntı çıkacak.
The double trouble.
Domdom kurşunundan.
Our next act is Double Trouble!
- Sıradaki yarışmacı, "İkili Bela"!
That mean a double. Double trouble. In the bubble.
Biliyorsun, bu çift demek.
This youngster is about to meet double trouble.
Bu yavrunun karşısına çifte bela çıkmış.
- Double trouble.
- Çifte bela.
Double trouble.
Çift katil.
Double trouble. Ok, let's do this.
Tamam, haydi bakalım.
Double trouble!
Bittin, oğlum.
When you double-cross a double agent, there's always double trouble.
Bir çifte ajanı aldattığında her zaman çifte sorun olur.
He would be super-psyched for some double trouble.
Çifte bela için, acayip heyecanlanır.
You! And I'll trouble you to get out of here double quick.
Hemen defolun buradan.
Makes my trouble double With his worries
İkiye katlar derdimi Onun endişeleri
Double, double, toil and trouble ; Fire burn and cauldron bubble.
Acı üstüne acı, kan üstüne kan, Kayna kazanım kayna, yan ateşim yan!
How'd you like to double that and save yourself time and trouble?
Bunun iki katina zaman kaybi ve zahmetten kurtulmaya ne dersin?
Trouble come double, sir.
Kambur kambur üstüne, efendim.
- Double, double toil and trouble.
- Acı üstüne acı...
Double, double toil and trouble!
Acı üstüne acı, kan üstüne kan!
Double, double, toil and trouble.
Dert üstüne dert, bela üstüne bela.
A dirty double-crosser... and a dirty trouble causer.
Pis bir iki taraflı ve pis bir bela çıkarıcı.
A double in case of trouble.
Tehlikelere karşı bir dublör.
Get in some trouble? We're there on the double.
Bir sorun varsa hemen koşarız oraya?
Double, double, toil and trouble...
İki misli, iki misli, zahmet ve sıkıntı...
How much trouble can she get into double - knotted to a telephone pole in front of the Pussycat Theatre?
Striptiz klübünün önündeki telefon kulübesine iki kere bağlanmışken başına ne kadar kötü bir şey gelebilir ki?
Double-time it, man. Frank's in trouble.
Frank'in başı dertte.
Chaos and trouble Oh, we do it double
Kaos ve sorun Bizlerden korun
Double trouble.
- Çifte bela.
'Double, double, toil and trouble.'
Sıkıntının katmerlisi.
I had enough trouble with one woman, now it's double.
Bir kadınla başım yeterince dertteydi, şimdi iki oldular.
Double, double toil and trouble, fire burn, and cauldron bubble.
İki kat, çok daha zahmetli ve sıkıntılı ateş yanıyor ve kazan kaynıyor.
Double, double toil and trouble.
Bela, bela çifte bela.
Double bubble boil and trouble?
"Bela bela çifte bela"?
This is double bubble trouble.
Double bubble sorun budur.
I'll pay double, for the trouble!
Sorun olursa iki katını öderim!
If it were for the trouble, you'd pay double now.
Eğer sorun olsaydı, şimdi iki kat ödeyecektin.
Yep, double the trouble,
Evet, ikili bela.
Double, double, toil and trouble. Fire burn!
Acı üstüne acı, kan üstüne kan,... kayna kazanım kayna, yan ateşim yan.
Nick has a double he's having trouble with.
Nick'in çifte cesedi varmış, zorluk çekiyormuş.
Seeing double, having trouble swallowing food?
İkili görme, yutkunma sorunu falan?
I am not asking you to, but he now has double vision, trouble swallowing, a droopy eyelid, and a fading voice.
Senden bunu istemeyeceğim, sadece soruyorum. Çifte görmeler yutkunma sorunu, baygın gözler, sarhoş gibi bir ses tonu.
"Double, double, toil and trouble."
"Çifte Bela."
Jimmy Chance took his van to pick up some bubble gum ice cream and ended up getting a double scoop of trouble.
Jimmy Chance, minibüsüne atlayıp sakızlı dondurma almaya gitti ama başında büyük bir belayla döndü.
Playing the double agent got him into double the trouble.
İki taraflı çalışan casus olmak onu çifte belaya bulaştırdı.
trouble 384
troubles 23
troubled 43
trouble in paradise 72
trouble sleeping 18
trouble is 153
trouble at home 19
double 657
doubles 28
double check 16
troubles 23
troubled 43
trouble in paradise 72
trouble sleeping 18
trouble is 153
trouble at home 19
double 657
doubles 28
double check 16