Dpd traduction Turc
72 traduction parallèle
The DPD has asked for your help in finding The Crimson Bolt.
Polis, Crimson Bolt'u bulmak için yardımınızı istiyor.
I want DPD mobilized.
Dallas Polisi'nin seferber olmasını istiyorum.
Four DPD units are headed there now.
Dört Dallas Polis ekibi oraya yöneldi.
Where have I heard that term before? - DPD?
Bu terimi daha önce nerede duydum?
Russian desk and DPD are on-call due to the Petrov visit and other classified actions.
Petrov'un ziyareti ve diğer gizli olaylardan dolayı Rus masası ile DPD şu an için iletişimde.
Head of DPD and our boss. Wait.
Teşkilatın müdürü ve patronumuz.
Welcome to the DPD Operations Center.
DPD Operasyon Merkezi'ne hoş geldin.
We're going to be keeping you here at the DPD.
Sizi DPD'de tutacağız.
- Because I need to diversify And prove my value outside the dpd.
- Çünkü değişiklik yapıp DPD'nin dışında da çalışabileceğimi kanıtlamalıyım.
He has a cell in turkey, And I'm stuck at a desk at the dpd Trying to help my guys pull off a pretty tricky mission.
O Türkiye'de bir hücre evindeyken ben teşkilatta bir masaya sıkışmış halde adamlarımı oldukça tehlikeli bir görevden sağ kurtarmaya çalışıyorum.
You're walking out of the dpd with $ 100,000 In taxpayer money.
DPD'de vergi mükelleflerine ait 100,000 dolarla çıkıyorsun.
Hey, this is Anderson up in the DPD.
Selem, ben Anderson DPD'den. Bu çok komik.
I transferred here to the DPD because I wanted more of a challenge.
D.P.D'ye transfer oldum. Daha fazla şans istiyordum.
The DPD has their NASA traitor dead to rights.
D.P.D NASA köstebeğini köşeye sıkıştırdı.
Annie, you helped the DPD nail NASA's mole. Okay?
Annie, D.P.D'nin NASA'daki köstebeği Yakalamasına yardım ettin tamam mı?
The Agency, the DPD and yours truly are doing just fine without you.
Teşkilat, D.P.D ve senin birimin, Sensiz de gayet iyi İdare ediyor, teşekkürler.
I know you're not happy here at the DPD, and I'm not happy having people who aren't happy in my division.
Burada DPD'de mutlu olmadığını biliyorum. Ve, birimimde mutsuz insanlar varken bende mutsuz oluyorum.
The prodigal son has returned to the DPD.
Müsrif oğul DPD'ye geri döndü.
I was told to tell you that the Langford mission is a DPD assignment.
Langford görevinin DPD'ye tahsis edildiğini sana söylemem istendi.
I'm sending you back to the D.P.D.
Seni DPD'ye geri gönderiyorum.
I know the D.P.D. will be happy to have you back.
DPD geri dönmene çok sevinecektir eminim.
Well, I'm sure you know she applied for a transfer out of the D.P.D.
DPD'den ayrılmak için bir başvuru yaptığını eminim biliyorsundur.
I'm sending you back to the DPD.
Seni DPD'ye geri gönderiyorum.
You're gonna go back to the DPD and work hard for Joan.
DPD'ye geri dönüyor ve Joan için canla başla çalışmaya başlıyorsun.
I thought maybe I could re-route the case file through the DPD.
Dava dosyasını DPD'de tekrar işleme sokarım diye düşünmüştüm.
The DPD is really lucky to have you.
DPD sana sahip olduğu için çok şanslı.
I instructed Annie to maintain her relationship with Simon even after she returned to the D.P.D.
Annie'ye DPD'ye dönmüş olsa bile Simon ile olan ilişkisini koruma talimatı verdim.
And now that Annie's back in the D.P.D., they're my problem too.
Şimdi Annie DPD'ye geri döndüğüne göre benim sorunum da oluyor.
This originated in the D.P.D.
Bu dosya DPD'de oluşturuldu.
Joan, where's D.P.D. on all this?
Joan, DPD ne yapıyor?
I checked the parking garage at DPD-
Detroit Polis Departmanı'ndaki garaja baktım.
DPD won't even pay overtime and the local news hacks have a damn helicopter.
Fazla mesaimiz ödenmeyecek. Yetmezmiş gibi yerel haber ajansları da helikopter getirmiş.
I'm Joe Geddes from DPD, Homicide Division.
Ben Detroit Polis Departmanı'ndan Joe Geddes. Cinayet Masası.
This is what I get for doing a solid for the DPD.
Ayrıca kıçımı öp. Demek Detroit PD'ye yaptığım iyiliğin karşılığında bunu görüyorum.
Looks like DPD sprung a leak.
Görünüşe göre DPD haberi almış.
I was at DPD all day.
Bütün gün Detroit Polis Şubesi'ndeydim.
DPD is sick!
Detroit Polis Departmanı hasta.
DPD got a taste of blood today.
Detroit Polis Departmanı bugün kanın tadını aldı.
Everyone, please congratulate the new interim head of the DPD, Auggie Anderson.
Millet, lütfen Yurtici Koruma Bölümü'nün yeni geçici başkanı Auggie Anderson'u tebrik edin.
You made Auggie Anderson interim head of the DPD.
Auggie Anderson'ı DPD'nin geçiçi başkanı yapmışsın.
He's head of the DPD now.
DPD'nin başkanı o artık.
- I am very sorry to inform you that you have been relieved of your duties as interim head of the DPD.
- DPD'nin geçici başkanlığı görevinden alındığını... -... üzülerek bildiriyorum.
You have been relieved of your duties as interim head of the DPD.
Yurtiçi Koruma Bölümü geçici başkanlığı görevinden alındın.
She's an LD on the intelligence committee for Senator Pierson, used to work in the DPD.
Senatör Pierce için istihbarat heyetinde çalışıyor.
Henry got Calder the DPD job?
Calder'ı DPD'ye Henry mi yerleştirmiş?
Calder is well on my radar, believe me, especially now with what he's doing with Annie, but he's head of the DPD now.
Gözüm Calder'ın üzerinde, inan bana özellikle şu anda Annie'yle yaptığı şeyden dolayı ama o artık DPD'nin başkanı.
- Yeah. The money can come out of the DPD discretionary fund.
Gideri DPD örtülü ödeneğinden karşılanabilir.
You tell your boyfriend one more thing about our mission and he'll be transferred out of the DPD faster than you can say "Luciano Pavarotti."
Erkek arkadaşına görev hakkında bir şey daha söylersen daha sen "Luciano Pavarotti" diyemeden DPD'den atılır.
As head of the DPD, you are responsible for monitoring threats on American soil.
Yurtiçi Koruma Bölümü başkanı olarak Amerika topraklarındaki tehditleri izlemekle yükümlüsünüz.
By the way, we replicated your DPD work station to the inch.
Tam olarak değil.
Rivka is in the DPD.
Rivka DPD'de.