Drawn traduction Turc
3,567 traduction parallèle
This is the air-drawn dagger which you said led you to Duncan.
Havada ilerleyerek, seni Duncan'a götürdüğünü söylediğin hançer gibi.
Is that, um... a long... drawn out way of saying something horrific?
Bu şimdi, yani demek istediğim Jonah'nın anlatmak istediği o ürkütücü şey mi?
After... a week, I came and pitched them the lasso idea, I had a little illustration, drawn in pencil.
Bir hafta sonra, elimde karakalemle çizilmiş vurucu bir fikirle çekinerek yanlarına gittim.
The curtains were drawn.
Perdeler kapalıydı.
Now, a satyr is naturally drawn, as you know, to the power of the Fleece.
Şimdi, sizin de bildiğiniz gibi Örtünün gücü yüzünden bir satir seçildi.
Her fulfillment has drawn the Dragon.
Yaptıkları Ejderhayı çekti.
There has to be a signed contract before an inventory can be drawn up.
Envanteri çıkarmadan önce kontrat yapılmalı.
The claymore's are drawn. These will be deal with creeps walking around.
Her tarafa mayın döşedik.Düşman harekete geçeyim derse mayınlar icaplarına bakacak.
Is there, is there a direction that you feel that you're more drawn to?
Kendini yakın hissettiğin sana yakın gelen bir yön var mı?
Is there one you feel drawn to?
Seni çeken var mı?
I always meet idiots like that. I'm drawn to those idiots!
Daima böyle aptallarla karşılaşır ve onlara kapılırım!
That's where the line is drawn!
Bunu yapmayacağım.
I wonder why we humans are drawn to the sea.
Acaba insanlar neden denizi severler?
No long, drawn-out suffering.
Uzun süre acı çekmeden.
The thief Marrascaud - he will be drawn to this place tonight.
Hırsız Marrascaud'nun bu gece bu sayede buraya gelmesi sağlanacak.
Now, some men might be drawn to the guano.
Şimdi, bazı insanlar guanoya takılabilir.
I'd always been drawn to the purity of the desert.
Çölün saflığı bende her zaman ilgi uyandırmıştır.
Yeah, they're drawn to it.
Büyüsüne kapılıyorlar.
123 tips, illustrated throughout with pictures I have drawn of Christian.
Çizdiğim Christian resimleriyle baştan sona bezenmiş 123 ipucu.
Drawn from the cold, hard, mouth of the world
Dünyanın zor, soğuk ağzından çekilmiş.
Our cinders in a poison rainbow over London and every drawn breath turned into venom.
Ve zehirli bir gaz bulutu Londra'nın üzerinde alınan her nefesi ölüme çevirecek.
Nemyt was drawn to them, she is leading us right to it.
Nemyt bizi oraya götürecek.
I am drawn to the Well of Demons.
- Şeytan Kuyusu'na doğru çekiliyorum.
You can't help it, you're drawn to it.
Elinde değil, seni buna o itiyor.
Yeah. I shouldn't have drawn my weapon.
Silahımı çekmemeliydim.
You know, if the blinds are drawn, you know, you got to pull the shade up.
Eğer perde çekiliyse, gölgeliği yukarı kaldırmalısın.
The tea should be superb, it's drawn from one of my favourite memories.
Çay harikulade olmalı, favori anılarımdan birinden alındı.
When we were at the Southern Air Temple, I was drawn to this old carving.
Biz Güney Hava Tapınağı'ndayken bu eski mağaraya doğru çekilmiştim.
Blood drawn?
Kan çekilmesi?
Mary and Joseph are alone against the world, but others are being drawn towards them.
Meryem ve Yusuf, bütün dünyaya karşı tek başınalardı. Diğer insanlar onlara iyi bakmıyorlardı.
You're rather cheerful for someone drawn into Miss Adams'game of musical chairs.
Bayan Adams'ın oradaki sandalye oyununa zorla karıştırılan birisi olarak fazla mutlu görünüyor gibisin.
And one more thing, this earlier picture of Morio is somehow drawn differently.
Bir şey daha var. - Morio'nun önceki hali oldukça farklı çizilmiş.
Just move through mud. Keep the lower back drawn down, navel into the spine.
Vücudumuzun altını zorlamadan, omurgamızı güçlendirerek.
And at any given moment, a group is protesting ads in the subway, standardized tests, horse-drawn carriages and fracking.
Ve her zaman bir grup metrodaki reklamları standartlaştırılmış testleri ve at arabalarını protesto ediyor!
You and up Markussi large sled drawn so many dogs.
Birçok köpeğin çektiği büyük bir kızakta sen ve Markussi oturuyordunuz.
But during the war, he is drawn to comedy, telling Noah Brooks that, " A farce or comedy is best played.
Ama savaş sırasında, ilgisi komedilere kaymıştır. Noah Brooks'a şöyle demiştir : " Komedi yada güldürülerden çok güzel oyunlar çıkar...
I have always been drawn to inappropriate men.
Her zaman uygunsuz kişilere meyilli oldum.
officers, guns drawn.
Silahlarıni çekmişlerdi.
We're entering with weapons drawn!
Silahlarımız çekilmiş durumda, içeri giriyoruz!
When I asked Olivia what she had drawn she told me it was a princess who had stabbed herself and died.
Olivia'ya çizdiğinin ne olduğunu sorduğumda, bana bunun kendini bıçaklayıp, ölen bir prenses olduğunu söyledi.
Ever since that night in my study, I've felt very, very drawn to you.
O geceden beri akışına kapılıp gidiyorum.
I was so drawn to you.
Senden çok etkileniyordum.
Then I think of Strawberry Alison and the way my husband was drawn to her.
Sonra çilek Alison'u,... ve kocamın onu kendince biçimlendirişini düşünüyorum.
Mr Selfridge, I felt a strong spirit drawn to you.
Size ulaşmaya çalışan güçlü bir ruh vardı.
I'm not gonna be drawn into defending myself when all I wanted to do was bring you in on a good deal.
Haklı. Sana kendimi savunmak içime çekilecek değilim. ... yapmak itediğim zaman güzel bir anlaşmayı size getirdim.
Detectives have their guns drawn.
Dedektifler silahlarını çektiler.
As long as they aren't drawn...
Çizilmiş olmadıkları sürece.
♫ I'm drawn to you. ♪
" Beni kendine çektin.
They have energy drawn from them and I would tend to be one of those people who have energy drawn from me. I'm not a big fan of when all the folks come in.
Onlardan enerji alırlar ve benden enerji alan insanlardan biri olmaya eğilimli olabilirdim ama herkesin gelmesine bayıldığımı söyleyemem.
The whole world will be drawn up into this storm.
Bütün dünya bu fırtınanın içine çekilecek.
You know I really do appreciate the fact that you're drawn to me and what, I do.
Beni cezbettiğin için gerçekten minnettarım.