Earther traduction Turc
37 traduction parallèle
Earther.
Dünyalı.
- You did well last night, Earther.
- Dün gece iyi iş çıkardın, Dünyalı.
Okay, let's nip this earther movement in the bud by releasing your earth certificate.
Pekâlâ, hemen doğum sertifikanı yayınlayarak bu saçmalığa kökünden bir son verelim.
Coming from a guy dressed like an Earther.
Dünyalı gibi giyinmiş adamın birine göre.
You're an Earther. And I don't even know where you're from.
Dünyalısın ama nereli olduğunu bilmiyorum bile.
Maybe you, too, Earther.
Belki sen de Dünyalı.
Now him live trapped in Earther hat?
- Canı Dünyalının şapkasında mahsur kalmış.
It's not over, Earther.
Henüz bitmedi Dünyalı.
He's an Earther, he uses the most air. He should do it!
Dünyalı olup da en çok oksijeni harcadığına göre ilacı o alsın!
No Earther's pet gonna tell me to calm down.
Hiçbir Dünyalı köpeği sakin olmamı söyleyemez!
You even think like an Earther.
- Tam bir dünyalı gibi düşünüyorsun.
As I did Julie, an Earther.
Dünyalı Julie'yi de kardeşim sandığım gibi.
She was an Earther. She died for the belt.
Dünyalıydı ve Kuşak için öldü.
I'll obliterate my own ship before letting it fall into Earther hands!
Gemimin dünyalı eline geçmesindense onu havaya uçurmayı yeğlerim.
Whoa, the earther chimes in!
- Vay, Dünyalı maydanoz oldu!
Now, don't go judging it before you taste it, earther.
Tadına bakmadan yemeği sakın eleştirme Dünyalı.
Keep licking the earther's hand,
Dünyalının elini yalamaya devam edin!
You're just an earther playing belter.
Yalnızca Kuşaklıyı oynayan Dünyalıdan başka bir şey değilsin!
You not wasting my time, earther.
- Vaktimi boşa harcadığın yok Dünyalı.
Wouldn't have if I knew they were paying in earther scrip.
Dünyalıların kesesini doldurduklarını bilseydim yapmazdım.
Right, earther?
Ne dersin Dünyalı? - Nasıl hitap ediyorsun bana?
A Belter and an Earther who was an OPA member, that sacrificed themselves to save the cradle of humanity.
Bir Belter ve bir OPA üyesi olan bir Earther, Kendilerini feda eden Insanlığın beşiğini kurtarmak için.
Earther who thinks he's a Belter, goes home to Earth begging for table scraps, and maybe he forgets about us, huh?
Kendisinin Belter olduğunu düşünen, Masa atıkları için yalvaran Dünya'ya eve gider, Ve belki de bizi unutuyor ha?
But is it too much an Earther's dream?
Ancak bu, bir Earther'in rüyası mı?
Hey, fearless champion of the Belt, you want to paint me as one of the bad guys'cause I am an Earther?
Hey, kemerin korkusuz şampiyonu, Beni kötü adamlardan biri olarak boyamak istiyorsun Çünkü ben bir Earther miyim?
And before, on that Earther Station?
Ve daha önce, o Earter istasyonunda mı?
Earther years.
Erken yıllar.
I na need your trust, earther no belter do.
Güvenine ihtiyacım yok Dünyalı! Hiçbir Kuşaklının da yok.
Dawes : This is the earther in you still.
Bu hâlâ içinde var olan Dünyalı.
An earther outcast, still reeking with the blood of the belters he slaughtered on Anderson station.
Hâlâ buram buram Anderson İstasyonu'nda katlettiği Kuşaklıların kanı tütüyordu.
All them earther missile.
Dünya'ya ait füzelerin hepsini ver.
You owe this earther nothing, nada.
Bu Dünyalıya hiçbir şey borçlu değilsin nada.
He'd had some discipline problems recently, which suggest he might've been trying to prove that he was more martian than earther.
Son zamanda yaşadığı disiplin sorunları Dünyalıdan ziyade Marslı olduğunu kanıtlama çabalarından olabilir.
You be careful down there, earther.
- Orada dikkatli ol Dünyalı.
Earther.
- Dünyalı!
Right, Earther?
Ne dersin Dünyalı?