Educated traduction Turc
1,892 traduction parallèle
You will be educated in the ways of Origin until such time as evil no longer possesses you.
Şeytan içinden çıkana dek Origin'nin yöntemleriyle eğitileceksin.
Women were much better educated in her times.
Kadınlar onun zamanında çok daha iyi eğitimliydiler.
He's got a real passion for wine, but his palate isn't as educated as he thinks it is.
Damak tadı düşündüğü kadar eğitilmiş değil ama şaraba karşı gerçek bir tutkusu var.
Even the most educated, discerning, sophisticated of palates like yours could have been fooled.
En eğitimli, zeki ve seninki gibi sofistike damak tadı olan biri bile şaşırabilirdi.
Well, an attractive, educated, full-grown woman can make a lot of money in Beverly Hills.
Evet, çekici, okumuş, olgun bir kadın Beverly Hills'te iyi para yapabilir.
"The Power Of An Educated Mind." Does anyone have any questions about that book?
O kitap hakkında sorusu olan var mı?
Just relax. Yes, Molly. It's hard to believe that a woman as educated as you are could have a friend like Angela.
Sizin kadar eğitimli bir kadının Angela gibi bir arkadaşı olduğuna inanmak çok zor.
I was the one who educated her in killing, and it was tough going.
Ona öldürme eğitimini ben verdim ve zor oldu.
This country needs educated people...
Bu ülkenin okumuş insanlara ihtiyacı var...
I hope you guys would get educated.
Ben sizin iyi bir eğitim almanızı diledim.
Art, religion, science... the victim is apparently well-educated.
Sanat, din, bilim... Kurban büyük ihtimalle iyi eğitimli biri.
Not even a quarter college educated and you're square as...
Üniversiteye bile devam etmiyorlar, bu arada sen...
Everybody's all very educated and completely useless.
Hepsi yüksek eğitimli ve tamamen işe yaramaz kişilerdi.
In these situations, the educated always suffer more
Bu gibi durumlar, eğitimliler için daima daha zor olur.
I'm so glad I'm not educated
Çok şükür eğitimli değilim.
He's educated, refined, has a keen appreciation of opera.
Eğitimli, kibar, opera dinlemeyi seven biri.
His has an educated voice and doesn't get worked up easily.
Eğitimli bir konuşma tarzına sahip.
All you see is ruin, what else can one expect from an Indian MP educated abroad
Evet, o senin için hep öyleydi. Başka ne bekleyebilirim ki? Eğitim görmüş bir yabancı.
At some point, I imagine, it will be considered ordinary enough, and nothing strange for a girl to be educated.
Benim bakış açıma göre, bir kızın eğitim almasında hiç bir gariplik yok.
But being a college-educated suicidal moron, you wrapped it in gel caps or gum.
Fakat intiharcı üniversiteye giden bir moron ise bu sıvıları bir kapsüle kor ya da sakız kabına.
Educated people will make fun of it.
Okumuş insanlar genelde bu konu hakkında dalga geçerler.
People trust an educated health professional.
İnsanlar, eğitimli profesyonel sağlıkçılara güvenir.
Dan is an educated man and if he's nothing, he's very persuasive.
Ve her ne kadar fuzuli bir insan da olsa yeterince ikna edicidir.
I think it kind of separates you from all the rich, handsome, famous, successful, educated types.
Sanırım senin tüm o zengin, yakışıklı... ünlü ve başarılı tiplerden farkın da bu.
Other than the Germans, the Russian men really appreciate educated women.
Almanların aksine, Rus erkekleri tahsilli kadınları takdir ediyordu.
Old woman, you and your husband are educated, let me tell you.
Yaşlı kadın, sen ve kocan tahsillisiniz, size söyleyeyim.
She's bright, well educated, and she's got a great attitude.
Oldukça zeki, iyi eğitimli ve insan ilişkileri çok iyi.
They say most of'em are educated, hold down jobs, and have no criminal history.
Çoğu iyi eğitimli işine gelip giden, sicilleri temiz insanlarmış.
You're an educated man, aren't you, Sami?
Sen okumuş bir adamsın, değil mi, Sami?
What do you make of this educated man, Tom?
Bu okumuş adamın dediklerinden ne anlıyorsun, Tom?
And she's from a good family, and she's educated.
- İyi bir ailenin kızı ve eğitimli.
She's exactly who we're after... well-off, educated, with plenty of time to shop.
O gerçekten hali vakti yerinde eğitimli ve alışveriş için zamanı olan birisi.
Tell me, what do you think your educated savage is worth in the slave market?
Söylesene, eğitimli barbarın esir pazarında... -... kaç para eder?
That's before people were educated.
- Bunlar, insanların eğitimli olmadığı zamanlardaydı.
You say people are educated, they'll understand?
Eğitimli insanlardan mı bahsediyorsun?
There they kindly re-educated me.
Beni nezaketle sıkı bir eğitimden geçirdiler.
Anyway, my educated hunch tells me that there's a murder to solve.
Her neyse, eğitimli önsezilerim bana çözmem gereken bir cinayet olduğunu söylüyor.
- Educated guess.
- Eğitimli birilerinin tahmini.
So I could only make an educated guess.
Yani sadece tahmin edebilirim.
Educated man your pops here.
Eğitimli adam, buradalar.
Happy, there's no one educated in our village who can make these old folks meet their sons and restore the village's honour.
Happy, bizim köyde eski gelenekleri yaşatacak... ve köyün onurunu koruyacak... hiç kimse yok.
A Harvard educated physician, who saves lives by day and takes them by night
Harvard da eğitim görmüş bir fizikçi gündüzleri hayat kurtarıyor geceleri can alıyor
We keep the Ood healthy, safe and educated.
Oodların sağlığına, güvenliğine ve eğitimine önem veriyoruz.
These kids educated Like my son, like this man said they saw a truth that we did not see.
Bu çocuklar, oğlum gibi, bu adam gibi eğitimli insanlar. Bizim göremediğimiz gerçeği gördüklerini söylüyorlar.
And intelligent, educated girls in Aqua..
ve akıllı, eğitimli kızlar Akua'da..
she's educated, intelligent..
Eğitimli ve akıllı..
Well... people aren't educated here, they still call for witch doctors first
Burada insanlar pek eğitimli değil. Hâla kocakarı yöntemi uygulanıyor.
Mr. Dubois, you're a highly educated man.
Bay Dubois, siz iyi eğitim almış birisiniz.
I'll get them educated.
Onlara eğitim vereceğim.
You'll be an educated builder.
Sen tahsilli bir inşaatçı olacaksın.
You can. you are a smart, educated,
Yapabilirsin.