Effie traduction Turc
252 traduction parallèle
We're goin'home, Effie.
Eve dönüyoruz, Effie.
Effie, you ain't aiming'on taking Ruggles to Red Gap?
Effie, Ruggles'ı Red Gap'e götürmeyi düşünmüyorsun, değil mi?
Now look-a-here, Effie.
Bana bak, Effie.
- This was Effie's.
- Effie'nin.
But... but you know Effie. Hm.
Ama, Effie'yi biliyorsun.
Effie's in a hurry.
Effie'nin acelesi var.
Effie!
Effie!
- Effie!
- Effie!
Effie, what's that hired girl gonna do with my clothes?
Effie, o hizmetçi kız elbiselerime ne yapacak?
Oh, Effie!
Effie!
Effie, I wouldn't do that to a dog.
Effie, bu bir köpeğe bile yapılmaz.
I wish you'd make up your mind, Effie.
Keşke bir karar verebilsen, Effie.
Er... goodbye... goodbye, Effie. Goodbye.
Güle-güle... güle-güle Effie.
I copy out of this here big book into this here little one, and then I show Effie how much I learned at the art galleries.
Şu büyük kitaba bakıp buradaki not defterine yazıyorum. Sonra da Effie'ye sanat galerilerinden neler öğrendiğimi gösteriyorum.
Now, look, you write it this time and that'll make it stronger with Effie, see?
Bak şimdi, bu sefer sen yaz ki Effie'nin üzerinde daha büyük etkisi olsun.
I may be a little mad at Effie, but I ain't mad at you.
Effie'ye biraz sinirlenmiş olabilirim ama sana kızmıyorum.
- Yeah, well, Effie done that to me.
- Effie aldırdı.
Yeah, he means Effie.
Effie, demek istiyor.
Well, hello, Effie.
Merhaba Effie.
- It's Effie, boys.
- Bu Effie, çocuklar.
- Hello, Effie.
- Merhaba, Effie.
Effie, you have no idea the trouble we had with the Colonel here.
Effie, Albayla yaşadığımız sıkıntıyı hayatta bilemezsin.
Effie?
Effie?
Erm... Effie?
Effie?
- Well, I don't know, Effie.
- Emin değilim, Effie.
That's Effie's ma.
Kendisi Effie'nin annesidir.
- Oh, Effie, you know me.
- Yapma, Effie, beni bilirsin.
You know, Effie and her circle of cats is always got their harpoons out for Nell.
Biliyor musun, Effie ve etrafındakiler Nell'e karşı silahlarını her zaman hazırda tutar.
You see, Effie?
Görüyorsun ya, Effie?
Hello, Effie darling!
Merhaba, Effie hayatım!
- Oh, Effie, do make him talk.
- Effie, konuştur onu. - Hayır.
- Effie.
- Effie.
Oh, hello, Effie.
Merhaba, Effie.
Now, look-a-here, Effie, this is a man's suit and I aim to wear it!
Bana bak Effie, bu bir erkek kıyafeti ve onu giymek niyetindeyim!
Effie, we might just as well have a showdown right here and now.
Effie, bu konuyu hemen burada tartışıp sonuçlandıralım.
- Effie wanted me to wear it.
- Effie giymemi istemişti.
- You remember Effie, boys.
- Effie'yi tanıyorsunuz çocuklar.
- Howdy, Effie!
- Nasılsın Effie!
Oh, Effie, where is Lord Burnstead?
Lord Burnstead nerede Effie?
Look-a-here, Effie, you're taking this thing too much to heart.
Bana bak, Effie, bunu fazla ciddiye alıyorsun.
Oh, Effie?
Effie?
- Effie's been looking for you.
- Effie seni arıyordu.
" Hello, Aunt Effie, safe aboard the Mohican.
" Merhaba Effie hala, güvenli bir şekilde Mohican'a bindim.
Shoo her in, Effie, darling.
Içeri yolla Effie, hayatim.
Hello, Effie?
Alo, Effie?
Effie take care of everything?
Effie her seyi halletti mi?
Yes, Effie?
Evet Effie?
Effie has offered to put you up.
Effie seni agirlamayi teklif etti.
Hello, Effie.
Alo, Effie.
Is Effie there?
Effie orada mi?
Come on, Effie, I'm terribly late.
Haydi, Effie, çok geç kaldım.