End of story traduction Turc
1,377 traduction parallèle
That's that, end of story.
Bu kadar. Hikayenin sonu.
End of story.
O kadar.
End of story.
Konu kapandı.
I left, end of story.
Hepsi bu kadar.
That's exactly right, end of story.
Bu kesinlikle doğru. Hikayenin sonu.
End of story. When was the last time you saw her?
En son ne zaman gördün?
End of story.
Hikayenin sonu.
I was a pregnant woman in a lousy marriage to the nicest guy anyone's ever met, end of story.
Dünyanın en iyi adamıyla berbat bir evliliği olan hamile bir kadındım, o kadar.
End of story.
Öykü bitti.
End of story.
Hepsi bundan ibaret.
End of story.
Anladınız mı?
End of story.
Konu kapanmıştır.
End of story.
Hikaye bitti.
End of story.
Konuşacak bir şey yok.
End of story, okay?
Konu kapandı, tamam mı?
End of story.
Olay kapanmıştır.
End of story. Well, I can give you one very good reason.
Ama, sana bizi desteklemen için bir sebep verebilirim.
It's a suicide. End of story.
Bu bir intihardır dediler.
I was treating a patient that killed his pregnant girlfriend. End of story.
Hamile kız arkadaşını öldüren bir hastayı tedavi ediyordum o kadar.
He took his road, I took mine. End of story.
O kendi yoluna gitti, ben kendi yoluma gittim.
End of story.
hikayenin sonu.
I'm going home. End of story.
Hikayenin sonu.
Boom, end of story, we all live happily ever after,
"Beni istemeni istiyorum." Bum, hikayenin sonu.
I'm old, I have a bad heart, my lungs are for shit, end of story.
Yaşlıyım, kötü bir kalbim var. Ciğerlerimin durumu berbat, hikayenin sonu.
Call the quack, end of story.
Şarlatan dersin. Hikaye kapanır.
That's all I know, that's where it ends, end of story.
Bütün bildiğim bittiği, hikayenin sonu.
- End of story.
- Hikayenin sonu.
End of story. I'm taking you home.
Bitti Seni eve götüreyim.
That's where it ends, that's all I know, end of story.
Bittiği yerdi, bütün bildiğim bu, hikayenin sonu.
That's it, end of story.
Hikâyenin sonu.
End of story.
Olay kapandı.
End of story?
Kapandı mı?
End of story.
Bu da kötü bir son.
Come on. End of story.
Hadi gel, hikayenin sonu.
She's a harpy, end of story.
O bir gaddar, hikayenin sonu.
I'm staying, end of story.
Ben kalıyorum, konu kapanmıştır.
End of story.
Hepsi bu.
Okay, why don't I tell this like a story, you know, like the end of a story, all right?
Pekala, neden bunu hikaye gibi anlatmıyorum? yani, hikayenin sonu gibi, tamam mı?
Has any woman ever stuck around to hear the end of that story?
Herhangi bir kadın senden bu hikayenin sonun duydu mu?
Has any woman ever stuck around to hear the end of that story?
Herhangi bir kadın senden bu hikayenin sonun duydumu?
If she gets killed now, that's the end of the story.
Kız öldürülürse, bu hikayenin sonu olur.
Is that the end of your story?
Hikaye böyle mi bitiyor?
And that's the end of the story.
Ve hikâyenin sonu bu.
Wait, that's not the end of the story.
Dur, hikâyenin sonu bu değil.
And finally Dayindi had the end of the story.
Sonunda Dayindi'nin hikâyesinin sonu oldu.
Within these 4 walls can be the end of your story, or you can make it a beginning.
Bu dört duvarın içi hikayenizin sonu da olabilir bir başlangıç da yapabilirsiniz.
I have to tell you one little story about the end of the case.
Şimdi size, davanın sonuyla ilgili küçük bir hikaye anlatmalıyım.
You called me over to tell the end of the story
Hikayenin sonunu söylemek için beni sen çağırdın
You know, had Raghavan caught sight of me today..., my story would've come to an end,
Biliyor musun, Raghavan bugün beni görünce çekseydi... benim hikâyemin sonuna gelecektik.
It's not the end of the story.
Hikayenin senu değil.
SIKES : And so here in Miami, on the Riverton Bridge, the story of Leo and Sienna comes to a tragic end.
Miami'deki Riverton Köprüsü'nde, Leo ve Sienna'nın hikâyesi acıklı bir şekilde son buldu.