Endgame traduction Turc
343 traduction parallèle
I saw you in "Endgame", last year.
- Sizi geçen yıl "Oyunun Sonu" nda izledim.
We will have to stay here until the endgame with Gul Lemec is played.
Atılgan burada kalıp Gul Lemec ile oyuna, oyunun sonuna kadar devam etmeli.
And so we enter endgame.
Ve oyunun finaline giriyoruz.
I'm playing the endgame here, Rimmer, finishing something that began centuries ago, and I don't have the time to help you understand.
Burada ölümcül bir oyun oynuyorum, Rimmer, Yüzyıllar önce başlayan bir şeyi bitiriyorum. Ve anlamanı sağlayacak vaktim yok.
- Endgame, demon.
- Oyunun sonu, iblis.
This is endgame.
Oyunun son perdesi oynanıyor.
The endgame has already been written.
Oyunun sonu çoktan yazıldı.
The more we know of the Baron's schemes, the more we are prepared for the endgame.
Baronun planlarını öğrendikçe son darbe için daha da hazırlıklı oluruz.
The endgame has already been written.
Bir Atreides.
That'll give us the time we need to conduct repairs and plan the endgame.
Bu bize tamir ve plân yapmamız için yeterli zamanı verecek.
You have to stay focused on the endgame. And not let anger or fear impede that goal.
Oyunun sonuna odaklanmalı, öfke ya da korkunun bu amacı engellemesine izin vermemelisin.
What's your endgame?
Amacın ne.
I didn't know what the endgame was.
Asıl dalgayı bilmiyordum.
And if Sydney, in any way, becomes victim to your endgame,
Ve Sydney bir şekilde oyununun son aşamasının kurbanı olursa,..
And if Sydney, in any way, becomes victim to your endgame, I will kill you
Sydney bir şekilde, planının kurbanı olursa seni öldürürüm.
What the hell's the endgame?
- Bu oyunu nasıl sonlandırırız? - Bilmiyorum
And we have no idea what The Covenant's endgame is.
Ve Mutabakat'ın asıl planının ne olduğunu bilmiyoruz.
I can see your big picture. I know your endgame.
İşlerin aslını, büyük planınızı biliyorum.
You know I don't trust you, and that I believe you have an endgame beyond this operation.
Sana güvenmediğimi ve bu operasyonun ötesinde bir planın olduğuna inandığımı biliyorsun.
This was your endgame the whole time.
Baştan beri planın buydu.
We're in the endgame now.
Şimdi biz finali yapalım.
Once you were trapped in that lobby, it was the endgame.
Lobide sıkıştığınızda oyunun sonu gelmişti.
It's the endgame, Blade.
Bu son hamle, Bıçak.
Think Mr. Phipps would let me take time off after endgame?
Sence Bay Phipps okul bittikten sonra bana izin verir mi?
You could have your choice of any assignment you want after endgame.
Okuldan sonra istediğin görevi alma şansın var.
Make Amy D.E.B. Of the year next week at endgame.
Amy'yi gelecek hafta yıl sonu balosunda yılın D.E.B.'i yapın.
And she will go to endgame on Saturday with Bobby.
Cumartesi gecesi baloya Bobby ile gidecek.
So you and me going to endgame together?
Bu gece baloya beraber mi gidiyoruz?
Endgame only happens once a year.
Balo yılda bir kez olur.
This message is rumored to be the key to Rambaldi's endgame.
Bu mesajın Rambaldi'nin asıl amacının anahtarı olduğu söyleniyor.
If injected, would bring about an altered state of consciousness, allowing The Passenger to channel a message rumoured to be the key to Rambaldi's endgame.
Bu iksir enjekte edilince değişmiş bir bilinç hali yaratıp Yolcu'nun bir mesaja aracı olmasını sağlıyor. Bu mesajın Rambaldi'nin asıl amacının anahtarı olduğu söyleniyor.
This is his endgame.
Onun asıl amacı bu.
This Habib Marwan... Do you believe melting down the reactors was his endgame, or something else?
Habib Marwan için sence reaktörlerin erimesi, oyununun sonu muydu, yoksa başka planlar peşinde mi?
He is the self-appointed gatekeeper to Rambaldi's endgame.
Kendini Rambaldi'nin hedefinin bekçiliğine adamış biri.
I'm sorry, maybe it's only me, but what do you mean when you say "Rambaldi's endgame"?
Affedersiniz ama Rambaldi'nin hedefi ne?
She was determined to stop our sister from enacting her endgame.
Kardeşimizin son oyununu oynamasını engellemeye kararlıydı.
But I know the endgame, and you, Ari Gold, you are it.
Oyunun sonunu biliyorum, Ari Gold. O sensin.
Well, fortunately for us, the company's agenda and our agenda have the same endgame.
Bizim için büyük şans ki, şirket ve bizim planlarımızın sonları aynı.
Learning what that is may be an opportunity to determine their endgame.
Bunun ne olduğunu öğrenmek belki de son oyunlarını çözmek için bir fırsat olabilir.
He strikes me as an endgame man.
Sonuçlarla ilgilenen biri.
If his endgame is to disorient Dr Brennan, he can do that by ruining evidence that he himself planted. Fine.
Eğer amacı Dr. Brennan'ın kafasını karıştırmaksa kendi koyduğu delili tahrip ettirerek bunu yapabilir.
My endgame is to find out what classes Logan is taking.
Logan'ın hangi dersleri aldığını öğrenmeye çalışıyorum.
This island is given them an opportunity to completely reinvent themselves, and that change for these characters is really what the endgame of the show will be all about.
Bu ada onlara, kendilerini tamamen baştan bulmaları için bir fırsat verdi, ve bu karakterler için olan bu değişim, gerçekte tamamen dizinin son oyununda ne olacağıyla ilgili.
It's endgame.
Oyunun sonu geldi.
We're competing in an ARG endgame for a million-dollar prize...
Milyon dolarlık bir ödül için ARG oyununda yarışıyoruz.
The "Primacy" bloggers think it's some kind of a hoax, that it has an embedded clue for the ARG endgame.
"Primacy" blogcuları bunun ARG oyun sonu için saklı bir ipucu içeren bir muziplik olduğunu düşünüyor.
Maybe that's part of his endgame.
Belki bu oyununun finalidir.
It'll only be a success if the endgame's played out correctly.
Sadece son hamle doğru şekilde oynanırsa başarı olur.
his swing, and his endgame.
Sopayı iyi sallamasını, ve oyunu bitirmesini bilmeli.
It means "endgame".
"Son Hamle" anlamına geliyor.
So what's your endgame Ventrell.
Peki son oyunun ne Ventrell?