Engel traduction Turc
12,234 traduction parallèle
Now no more protests!
Şimdi artık buna engel olmalıyız!
Do whatever you want, you cannot stop your own destruction!
İstediğini yap, kendi yıkımına engel olamazsın!
Four brothers will try to stop me.
Dört kardeş bana engel olmaya çalışıyor.
There's a statewide manhunt in progress, with the police chief saying he will stop at nothing to capture the fugitive.
Eyalet çapında arama sürdürülüyor. Polis şefi, kaçağı yakalamak için hiçbir şeyin engel olmayacağını söyledi.
There's nothing you could have done to stop it.
Ona engel olmak için yapabileceğin bir şey yoktu.
Okay. We've got to stop this thing from completing.
Tamamlanmasına engel olmamız gerek.
You're talking about stopping the Jacobite rebellion?
Jakobit İsyanı'na engel olmaktan mı bahsediyorsun?
The captain tried to stop me from seeing the sick crewman because he knew the truth.
Kaptan gerçeği bildiği için hasta olan tayfaya bakmama engel olmaya çalıştı.
If you lie, you withhold facts to get ahead, I'll cut off your balls and bury you.
Yalan söylersen, gerçeklerin gün yüzüne çıkmasına engel olursan taşaklarını keser gömerim seni.
I'd have torn out my one good eye, if it could have stopped me seeing this.
Bunu görmemi engel olabilseydi sağlam gözümü de çıkarıp atardım.
She is the one who saved my life, and if I can stop her going through the stones, then perhaps I can do the same for her.
Hayatımı kurtaran kişi. Taşlardan geçmesine engel olamazsam o zaman belki onun için aynısını yapabilirim.
She's a complication.
Yalnızca bir engel o.
- I can't help it.
- Kendime engel olamıyorum.
You're blocking all their sun.
Güneşlerine engel oluyormuşsun.
Even if I wanted to jump out the window you and the cheese grater wouldn't be the combination to stop me.
Camdan aşağı atlamak isteseydim sen ve peynir renden bana engel olamazdı.
I'm not slowing anything down.
- Hiçbir şeye engel olduğum yok.
You're barring me from attending my own daughter's funeral?
Öz kızımın cenazesine katılmama engel mi olacaksınız?
I am saying that if England were to return right now, there is nothing to stop them from capturing that fort.
Diyorum ki İngiltere şimdi dönecek olursa o hisarı ele geçirmelerine engel olacak hiçbir şey yok.
Have you taken any drugs or alcohol or anything else that would affect your ability
Bugünkü prosedürleri anlamanıza engel olabilecek tarzda alkol, uyuşturucu...
Props. You know, just'cause I work on the crew doesn't mean I can't be a huge fan.
Burada çalışıyor olmam size hayran olmama engel değil.
The plover picks scraps of meat out of the crocodile's teeth, helping the crocodile avoid infection.
Timsahın dişlerine takılan et parçalarıyla beslenerek enfeksiyon kapmasına engel olur.
A child can be rather devastating for a dancing career, isn't it so?
Bir çocuk, bir dansçı için engel değil mi?
Well, I'll let you finish up.
Sana engel olmak istemem.
Block the stairwell.
Merdivenlere engel koy.
The Greens promised they wouldn't block us.
Yeşilciler bize engel olmayacaklarına söz vermişti.
People are resistant to the future, but that doesn't stop it from coming.
İnsanlar geleceğe direnç gösteriyorlar, ancak bu onun yine de gelmesine engel olmuyor.
Mm, to keep Otis from locking everything up.
Otis'in her şeyi kilitlemesine engel olmuş.
I figured the guy who wrote that article would help me stop someone from hurting a cop's family and friends.
Düşündüm ki bu makaleyi yazan adam birilerinin bir polisin ailesine ve arkadaşlarına zarar vermesine engel olur.
N.S.A. crypto technology prevents anyone from intercepting the signal.
NSA'in şifreleme teknolojisi birilerinin sinyali bozmasına engel oluyor.
How do we know that this book would prevent a fair trial?
Kitabın adil bir yargılamaya engel olacağını nasıl bilebiliriz?
If I don't put a lid on Johnnie Cochran, this city is...
Johnnie Cochran'ın önüne engel koymazsam... Bu şehir...
You turned away a man who truly loves you because he would have been a liability in the Seven Kingdoms.
Yedi Krallık'ta engel teşkil edeceği için sizi gerçekten seven bir adamı terk ettiniz.
You are the only thing standing between the Dagda Mor and its freedom.
Dagda Mor'un özgürlüğünün önündeki tek engel sensin.
I'm here to stop you from making a foolish mistake.
Aptalca bir hata yapmana engel olmaya geldim.
No one's stopping you, kid.
Sana engel olan yok çocuk.
Well, what is stopping you?
- Sana engel olan nedir?
I couldn't stop him.
Engel olamadım.
The rough seas with waves over six meters have prevented Civil Protection from being able to help.
Dalga boyu altı metreyi geçen zorlu deniz,... Sivil Savunma'nın yardımına engel oluyor.
And if anyone's able to think straight and keep you out of jail, then that's me.
Ve aranızda biraz mantıklı düşünüp hapse girmenize engel olabilecek biri varsa o kişi benim.
I can't be responsible for impeding your academic growth.
Akademik gelişimine engel olmak istemem.
He stopped them from killing us.
Bizi öldürmelerine engel oldu.
We simply hit a bump in the road.
- Karşımıza ufacık bir engel çıktı sadece.
Meanwhile, Chris Rock is tied up in his basement calling out for my help, and you're standing in my way.
Bu sırada Chris Rock bodrumda eli kolu bağlı bir şekilde benden yardım bekliyor. Ve sen de bana engel oluyorsun.
Stay out of his way, maybe buy him a drink, not do anything weird?
Ona engel olmayıp, ona bir içki ısmarlayarak, garip bir şey yapmamak mı?
I just couldn't resist the rhyme, sorry.
Ama kafiye yapmama engel olamadım.
Okay, I can see that logic, but in the interest of keeping you as un-shanked as possible, I think maybe we need a signal in case things go south.
Tamam, dediklerinin mantığını anladım ama mümkün olduğunca şişlenmene engel olabilmemiz için işlerin kızışması durumda kullanacağın bir işaret bulmamız lazım bence.
Look, I was just trying to keep you safe, but I wasn't letting you do your job.
Aslında sadece sana bir şey olmasın diye uğraşıyordum ama işini yapmana engel oluyordum aynı zamanda.
Stop fucking with me!
Bana engel ol!
Home birth actually stunts the baby's growth personality.
Ev doğumu aslında bebeğin kişiliğine engel olmaktadır.
Keep me from getting cast in things?
Filmlerde rol almama engel olmaya mı?
Well, what can we do but play our part? What if we could stop it from happening?
- Peki ya olmasına engel olabilirsek?