Enslaved traduction Turc
354 traduction parallèle
I have never spoken three sentences to you without referring to this tumultuous feeling which has enslaved me since I first saw you.
Seni ilk gördüğümden beri beni sana esir eden bu coşkun hisse kapılmadan seninle iki kelime konuşamadım.
Once again enslaved, Lady Beltham promised to return every Wednesday at midnight.
Bir kez daha onun kölesi olmuş Leydi Beltham her çarşamba gece yarısı geleceğine söz verdi.
She hates you, Ezio, as she hates me because I remind her of my father, Ataúlfo, who enslaved her for so many years.
Benden nefret ettiği gibi senden de nefret ediyor, Ezio. Çünkü ona kendisini yıllarca tutsak etmiş olan babamı Ataúlfo'yu hatırlatıyorum.
As a matter of fact, if it weren't for Tom and this and that you'd have me completely enslaved.
Aslına bakarsan, Tom falan gibileri olmasaydı senin kölen olurdum resmen.
- I can't wait to get enslaved, Sam!
- Ben köle olmak için sabırsızlanıyorum, Sam!
Two people permanently enslaved by the tyranny of fear and superstition, facing the future with a kind of helpless dread.
iki kişiyi sürekli esir eden, depotizmin korku ve batılı bir arada yaşandığı, geleceğe yönelik çaresiz bir korku türü.
And all the time knew I'd be enslaved this is love, princess?
Bütün bu zamanda öğrendiğim şey ise hemen bir köle olacağım idi. Sevmek bu mu Prenses?
I love a man who won't be enslaved.
Daha sonra yakalanmışsın, Seni seviyorum Özgür Adam.
on the poor classes of Africa, on the enslaved people of the sub-proletarian world I write your name :
Afrika'nın fakir sınıflarına, proletarya dünyasının köle halklarına, senin ismini yazıyorum
we've enslaved their young.
Gençlerini köle yaptık.
Enslaved your forebears, and mine, who remained.
Geride kalan atalarını ve benim atalarımı kölelere dönüştürdüler
Many of my friends are enslaved there.
Çoğu arkadaşım orada köleleştirildi.
Thousands had been enslaved by the obscene cult of vampirism.
Yüzlercesi vampirizm kültü tarafından esir edilmişlerdi.
And though we're locked up we're no longer enslaved...
Tutsağız, ama artık köle değiliz...
A man whose flesh is once touched by the tears of a woman of Elas has his heart enslaved forever.
Bir adamın vücudu bir kere bir Elas kadının gözyaşına değdi mi, kalbi sonsuza dek ona tutsak olur.
She's been enslaved and will be auctioned off.
Zincire vuruldu ve açık arttırmayla satılacak.
Enslaved masses, arise, arise. "
Esir kitleler, doğrulun, doğrulun.
"I must create a..." Something. "... or be enslaved by another man's... " Something.
Bir şey yaratmalıyım ya da birinin yarattığı herhangi bir şeye tapmalıyım.
On that mission, I myself was enslaved, my wife murdered, and I was placed under the curse of the undead.
Bu görevde, ben esir edildim, karım da öldürüldü, ve bir ölümsüzün lanetine uğradım.
You men have enslaved women for centuries.
Siz erkekler yüzyıllardır kadınları köleleştirdiniz.
They wanted to make of enslaved us.
Bize karşı hareket ediyorlar ve bizi köleleştirmeye çalışıyorlardı.
Those that had survived to deportation, to the enslaved work, to the election for the fields of the death e to the hunger was of all the Europe, of all the classrooms, many religions and many ideals politicians.
Sürülenlerden hayatta kalanlar, köle işçiler ölüm kamplarına seçilenler, açlığa terkedilenler Avrupa'nın her ülkesindendi. Her meslekten, farklı inançlardan, farklı politik görüşlerden...
And no matter how badly treated we are, still we are proud, because at least we are free, instead of enslaved as so many of the so-called government officials.
Ve ne kadar kötü bir muameleye maruz kalsak da en azından gururluyuz. Çünkü biz en azından özgürüz. En azından sözde hükümet yetkilileri gibi gavura kölelik yapmıyoruz.
Are you enslaved to me?
Benim kölem olacak mısın?
Enslaved people, tortured people, the wind of freedom is blowing. Onward!
Esirler, eziyet çekenler özgürlük rüzgarları esiyor.
How does a cell become enslaved to a form, to a destiny it can never change?
Bir hücre nasıl oluyor da, asla değiştirilemeyecek bir biçimin, bir kaderin esiri haline geliyor?
Blackwolf's tremendous power... enslaved them all to carry out his will.
Blackwolf'un muazzam gücü... emirlerini yerine getiren kölelere dönüştürdü.
We, the people of Seneen, we have never been slaves and we have never enslaved others.
Biz Seneen halkı hiçbir zaman köle olmadık, kimseyi de köleleştirmedik.
Enslaved Mexico Fermenting Mexico
Köle Meksika, Kaynayan Meksika...
Its heroes come from many times and places- - an Ancient Chinese philosopher, a wizard who amazed the caliphs of 11th-century Iraq, a poor German orphan enslaved to a harsh master.
Kahramanları ise çeşitli zaman ve mekanlardan geliyor : Bir Antik Çin filozofu 11. yy Irak halifelerini şaşkına çeviren bir büyücü acımasız bir efendiye esir düşmüş bir Alman yetimi.
- I prefer to be destroyed than enslaved
- Köle olmaktansa yok edilmeyi tercih ederim.
That many worlds have been enslaved by the Beast and his army, the Slayers.
Pek çok halk, Canavar ve onun ordusu Caniler tarafından köle edilmişti.
If the Slayers conquer Krull, your sons will be enslaved forever.
Eğer Caniler Krull'u ele geçirirlerse oğulların sonsuza dek köle olacaklar.
Another kingdom enslaved.
Yine bir kraliyeti esir almış.
... stars will shine, birds will fly to their nests... and wild animals will run to their burrows, believing night has fallen... not suspecting that the sun will soon shine... thus confusing these poor beasts enslaved by their instinct.
... yıldızlar parlayacak, kuşlar yuvalarına uçacak... vahşi hayvanlar gece olduğunu sanıp, güneşin tekrar doğacağından şüphe etmeyerek inlerine çekilecekler. Bu zavallı hayvanların muhakemeden yoksun sadece içgüdülerinin esiri olması ne kadar düşündürücü.
The Indians are once more free to be enslaved by the Spanish and Portuguese settlers.
İspanyol ve Portekizli sömürgeciler tarafından esir alınan yerliler yeniden özgürlüklerine kavuştu.
But behind the facade of triumph... was a country enslaved
Zafer cephesinin arkasındaki... esir bir ülkeydi.
Why enlighten your muddy brain about this, cringing dog, enslaved brute?
Neden çamurlu beynini bu konuya yoruyorsun? Seni sürüngen, zavallı pislik?
"All spirits are enslaved that serve things evil."
"Tüm ruhlar, şeytani şeylere hizmet edenlerin esiridir" demiş.
Your Highness, I don't want money from a man who needs every penny to free his enslaved people.
Majesteleri, köle insanlarını kurtarmak için her kuruşa ihtiyacı olan birinden para isteyemem.
They say she danced naked in the town square and enslaved a minister.
Çıplak dans ettiğini söylerler hem de kasaba meydanında ve izleyenleri esir edermiş.
I'm only going into such detail... to show you how completely enslaved I was... body and soul... by this creature whose dangerous charms... have made such an impression on you.
- Bu ayrıntılara sadece tehlikeli büyüleriyle senin üzerinde böyle bir etki bırakan o yaratık tarafından bedenen ve ruhen nasıl köleleştirildiğimi göstermek için giriyorum.
I trust you have enslaved the planet.
Gezegeni esir aldınız umarım.
The only monster here is the gambling monster... that has enslaved your mother!
Hayır, Lisa. Burada tek bir canavar var o da anneni esir alan kumar canavarı!
Because of him, the whole world is going to be enslaved!
Onun yüzünden tüm Dünya kölelestirilecek.
BISHOP : Because of him, the whole world is going to be enslaved!
Onun yüzünden tüm dünya kölelestirilecek!
We got ourselves another device. Enslaved.
Bir cihaz daha var.
If he had not created those cursed Mutates, our people would not be enslaved, and my wife would not be a prisoner!
Magneto o lanetli mutantlari yaratmasaydi,... halkimiz köle olmayacak ve karim mahkûm edilmeyecekti!
He and your Mutates have enslaved the people of this land, taking many to your citadel, including my beloved Shanna.
Sen ve mutantlarin, bu topraklarin insanlarini kölelestirdi,... çogunu tapinaga götürdüler, askim Shanna da götürülenler arasinda.
You enslaved.
Onu sen köle ettin.
You have enslaved him.
- Onu esir ettin.