Entered traduction Turc
5,036 traduction parallèle
Warning, a designate Class-Z meteorite has just entered the atmosphere.
Dikkat, bir Z sınıfı göktaşı belirdi ve biraz önce atmosfere girdi.
You entered into a mutual agreement.
Karşılıklı bir anlaşma içine girdin.
You said in only one week, he had become quite skilled, then why is he not entered into the competition.
Bir haftadır sana biftek yedirmeme rağmen onu listeye almadın mı?
Shouldn't he be entered in the competition? Hyung, Hyung, Hyung.
Abi, abi, abi.
Then how, if he's entered in the competition.
Onun gibi adamları suya soksam da ne yazar?
He entered the country under the name Sacha M. Chacko.
Sacha M. Chacko kimliğiyle ülkeye giriş yapmış.
Okay, I would win every wet t-shirt contest I entered.
- Tamam, hepsini kazanmak için katıldım
He could have entered before Brendan's car was found.
Brendan'ın arabası bulunmadan önce girmiş olabilir.
Hanna, we entered a plea of not guilty, but the judge refused to grant bail.
Hanna, suçsuzluğa dair savunmada bulunduk ama yargıç kefaleti reddetti.
We entered a plea of not guilty, but the judge refused to grant bail.
Tekrar başvuru yapacağız ama yargıç kefaletle çıkmayı reddetti.
The team entered the postseason game without a hitch
Takımını hiç tökezlemeden sezon sonuna kadar taşıdı.
Are you sure someone entered the house?
Eve girildiğine emin misiniz?
I'll bet it's the same size as that bullet that entered Tanya's side, hit her heart.
İddiasına varım, aynı ölçüdeki bir kurşun Tanya'nın yanından kalbine kadar girdi.
When Mikado first entered my home, she was aloof and standoffish.
Mikado evime ilk geldiğinde soğuk ve çekingendi.
The Time Lord has entered the trap.
Zaman Lordu tuzağa düştü.
We will prove that Robert Fontaine armed himself with a semiautomatic pistol and entered Estate Diamonds jewelry store.
Robert Fontaine'in yarı otomatik tabanca kullanıp silahlanarak Estate Diamonds Kuyumcusu'na girdiğini kanıtlayacağız.
I want you to go through all the security footage from the courthouse, make a list of all the people that entered and exited.
Adilyedeki tüm güvenlik kameralarına bakmanı giren çıkan insanların listesini yapmanı istiyorum.
And then I entered into the water.
Böylece suya girdim.
Mrs. Takamura, that's the room you entered.
Bayan Takamura senin girdiğin oda bu.
As many as nine of those rounds entered the body of Benjamin Siegel.
Çıkan mermilerden dokuz tanesi... Benjamin Siegel'ın vücuduna isabet etti.
We said if this thing entered one of us, we would kill whoever that was!
Ian ne yapıyorsun? Eğer bu şey birimizi ele geçirirse kim olursa olsun öldüreceğiz demiştik.
I'm in a room... With my dying patient, alone. And something has entered to the room.
Bir odadayım ve yanımda ölmek üzere olan hastam var ve odaya bir şey girdi.
Target has entered the building.
Hedef binaya giriş yaptı.
I baptize thee... having authority from the almighty God... as a testimony that ye have entered into a covenant to serve him until you are dead.
Yüce Tanrı'nın bana verdiği yetki ile kulunu vaftiz ediyorum fani bedeni göçene kadar Tanrı'ya hizmet edeceğini taahhüt ettiğine tanıklık ediyorum.
I have baptized thee, having authority from the almighty God, as a testimony that ye have entered into a covenant to serve him until you are dead as to mortal body, and may he grant unto you eternal life.
Yüce Tanrı'nın bana verdiği yetki ile kulunu vaftiz ediyorum fani bedeni göçene kadar Tanrı'ya hizmet edeceğini taahhüt ettiğine tanıklık ediyorum. Ve karşılığında sana ebedi yaşam bahşedilecektir.
He probably entered in right there.
Hemen şuradan girmiş olmalı.
We have three reports, that you entered people's property, that you took pictures of people without their permission, that you have filmed sights of military and strategic importance.
Üç tane ihbar aldık. İnsanların hanesine girmişsiniz. İzinleri olmadan fotoğraflarını çekmişsiniz.
Kruger's just entered his building.
Kruger az önce binasina girdi.
I give you Elliot Honeycutt, as he looked when he entered Officers'Candidate School in 1975.
Karşınızda Elliot Honeycutt daha doğrusu 1975'te Askeriye Gönüllüler Okuluna katıldığındaki hali.
He entered the Q course for Special Forces Training right after he graduated.
Mezun olduktan hemen sonra Q kursuna katılıp Özel Kuvvetler Eğitimi almış.
And I believe the same vehicle entered the airport just 24 hours earlier.
Aynı aracın 24 saat önce havaalanına girdiğine inanıyorum. Gördünüz mü?
You have entered a place where dreams come true, outside of time and space.
Zamanın ve evrenin dışında, rüyalarn gerçek olduğu yere griş yaptınız.
Iron Man : Okay, Avengers, we've just entered Latverian airspace.
Peki, İntikamcılar, biraz önce Latverian hava sahasına girdik.
Jarvis : Sir, a dangerous projectile has entered earth's atmosphere.
Efendim, tehlikeli bir roket Dünya atmosferine girdi.
We've entered restricted airspace, so we have to follow certain flight paths - - regulation.
Yasak hava sahasına girdik bu yüzden belirli bir uçuş rotasını izlemek zorundayız kural böyle.
I entered the room at 10 : 58 p.m.
Odaya girdiğimde saat 22 : 58'di.
Parkman entered the hotel at 10 : 48.
Parkman otele 22 : 48'de giriş yapıyor.
Nobody could have entered or left the room during that time period without being seen.
Arada geçen süre boyunca odaya kimsenin girip çıkması mümkün değil.
And he entered the United States a week ago on a tourist visa.
Ve bir hafta önce ABD'ye turist vizesiyle giriş yapmış.
The funeral of beloved actor-turned policeman Todd Carty took place today, as a stunned nation entered its fifth official day of mourning.
Aktörden dönme polis memuru Todd Carty'nin cenazesinde siz de yeriniz alın, şaşkın halk beşinci matem gününe başlıyor.
Well, for whatever reason, the serpent entered.
Bir şekilde yılan içeriye girdi.
Our shooter entered the alley wearing a ski mask.
Ateş eden kişi sokağa maske takarak girmiş.
You were both dead the moment you entered this room.
İkiniz de bu odaya girdiğinizde zaten ölmüştünüz.
You should never have entered into the charade that is wedded matrimony.
Evlilik denen bu maskaralığa en baştan girmemeliydin diyorum.
It felt like I was seeing the way I looked in the past, bursting with a physician's enthusiasm, and I also had felt great because it seemed like a junior fit to be a doctor had entered.
Geçmişe bakıyor, kendi hırsımı ve isteğimi görüyor gibi oldum, ayrıca harika hissettim çünkü yeni gelen bir stajyerde gerçek bir doktor potansiyeli gördüm.
Everyone who tweets at T-dazzle in the next hour will be entered to win an exciting plain blue T-shirt.
Önümüzdeki bir saat içinde d-parla'yı tweetleyen herkes bizden müthiş bir düz mavi tişört kazanma şansı yakalayacak. Ben "D" diyeceğim siz de "parla."
Well, it entered through the parietal.
Yan taraftan girmiş.
Takahata is actually five years older. And when Miyazaki entered this industry, it was Takahata who had discovered him.
Aslında Takahata beş yaş daha büyüktür ve Miyazaki bu sektöre girdiğinde onu keşfeden kişi Takahata'dır.
On a hunch, I entered some two men, date rape drug and a trace of licorice.
Bunun üzerine, bazı girdi iki adam, tecavüz ilaç ve meyan kökü bir iz.
Says here two unidentified semen donors entered into CODIS.
Burada CODIS giren iki kimliği belirsiz sperm bağış diyor.
- It started when he entered the picture.
O hayatımıza dahil olduğu zaman başladı.