Entrails traduction Turc
212 traduction parallèle
But I'll take you out for chicken entrails for all your troubles.
Onun yerine bugün sana tavuk bağırsağı alırım.
Plucking the entrails of an offering forth, they could not find a heart within the beast.
Kurbanın içinde ne varsa çıkarmışlar. Yüreğini aramış bulamamışlar hayvanın.
Thy spirit walks abroad and turns our swords in our own proper entrails.
Ruhun dolaşıyor aramızda, kılıçlarımızı kendi ciğerimize saplatıyor.
30. i read it only last night in the entrails of an owl.
30. Dün gece bunu bir baykuşun iç organlarında gördüm.
The entrails of an owl.
Baykuşun iç organları.
Before such defiance, daughters of my entrails...
Böyle bir meydan okumadan önce, iç organlardan oluşan kızım bunun karşılığının azap olacağını bilmeliydin.
I always longed for a knife... A blade that would expose my entrails.
Hep bir bıçağın özlemini çektim içimi ortaya dökebilecek keskinlikte.
- Cutting up the body and entrails.
- Cesedi kesip iç organlarını çıkarıyorlar.
And you were fed red peppers and rice and monkey entrails.
Ve size kırmızı biber, pirinç ve maymun organları yediriyorlar.
He sacrificed a lamb and read the entrails.
Bir kuzu kurban edip bağırsaklarını okudu.
Entrails of troubled horse.
Üzgün at bağırsağı.
The daughters wrest the stomach out, and stuff it wi'entrails.
Kızlar mideyi söker ve sakatat ile doldurur.
Bright entrails.
Muhteşem sakatat.
Look, I'd read the entrails of a crow on the statehouse steps if I thought we'd come up with one lousy little clue.
Bak, en ufak bir ipucu bulacağımızı düşünsem hükümet binasının basamaklarına oturup fal bile bakardım.
My sweet one enjoys entrails.
Tatlım, bağırsaklara bayılıyor.
- and your entrails will be eaten with worms.
- bağırsaklarını kurtlar kemirecek.
Then I'll seal it with the blood of my entrails.
Sonra kendi kanımla bunu mühürleyeceğim.
I stopped the blood and bandaged my stomach to keep in my entrails.
Kanımı durdurdum ve organlarımı içeride tutmak için midemi sardım.
Its entrails were awful
İç organları berbattı.
- Yeah, stomach, tumors, entrails.
- Evet, mide, tümör, bağırsaklar.
I try to hold him together, But the entrails keep coming out!
Parçaları birleştirmeye çalışıyordum ama iç organları geri dışarı çıkıyordu.
I recommend the pork bellies marinated in diced pig entrails or the roast swine knuckles poached with flaming hog balls.
Domuz karnını öneririm, küp küp kesilmiş sakatat ya da kıkırdak soslu alevli domuz yumurtasıyla servis.
I will tell the future in your entrails, red woman.
Geleceği, bağırsaklarından okuyacağım!
And today's show and entrails are over!
Bağısaklar bitti, günün şovu sona erdi!
Entrails and vitals.
İç organlar, yaşam gücü.
We must strip their entrails out and drag them to Damascus, until they include us in the peace process.
Onların bağırsaklarını çıkartıp Şam'a kadar sürüklemek lazım, ta ki bizi barış sürecine dahil edene kadar.
It's heaven, Peg. Hand me Rip Out Their Entrails III.
bize bunun gerçek nedenini anlata bilecekmisin.
Now they're looking at our house.
Rip Out ve Their Entrails III. elime ver.
I'm with child, but the fruit of my entrails is doomed.
Karnımda çocuğum var,... içimdeki meyve kaderine terkedilmiş halde.
Entrails?
Kanepe?
Well, my stupid, sorry, parasitic sacks of entrails...
Benim aptal, salak parazitlerim...
And for inflicting that upon you I'll hang him from the walls by his entrails.
Size bunu yaptığı için... onu bağırsaklarından duvara asacağım.
Predicting the future through the study of animal entrails.
Hayvan bağırsaklarına bakarak gelecekten haber vermek.
It's mostly snouts and entrails.
Çoğunluğu bağırsak ve kelle.
I love her from my entrails.
Ben onu bütün varlığımla severim.
Jota, I love you from my entrails.
Jota, Seni bütün varlığımla seviyorum.
Have you seen my one where I say "My stomach hails the taste of entrails"?
Hani şöyle dediğim : Karnım Doyuyor End Trails ile.
- So what do they say about the entrails? - Yuck.
Bağırsaklar için ne söylerler?
- Does it explain the entrails? - Anthropomancy.
- Bağırsakları açıklıyor mu?
It was once believed that you could divine your future by studying human entrails.
- Antropomansi. Bir zamanlar bir insanı yarıp bağırsaklarına bakarak geleceğin görülebileceğine inanılırdı.
Just that some nut is killing fortune-tellers and ripping their eyes and entrails out.
Sadece bir manyağın falcıları öldürüp gözlerini ve bağırsaklarını oyduğunu.
How did you know about the entrails?
Bağırsakları nereden bildiniz?
"Floating in shark-filled bile, like wildebeest entrails"
"Yüzüyorum köpekbalıklarıyla dolu safrada sanki bir antilobun bağırsağında"
Next we'll be reading tea leaves and chicken entrails.
Yakında kahve ve el falı da bakmaya başlarız.
Trenching your gushing entrails bright Like onie ditch
Parlak bağırsakları saçıldı her yere Hendek gibi
By the way, you still have to remove the entrails from the chest cavity. In the crisper.
Sebzelikte.
Dad, maybe you should remove the entrails.
Baba, belki sen bağırsakları çıkarırsın
Your entrails will come out of your shameful orifices those that exist and those that the angels of Satan have ripped open.
Bağırsaklarınız utanç dolu deliklerinizden fışkıracak o gün geldiğinde şeytanın melekleri dirilecekler.
You got some entrails on you.
Üstüne bağırsak bulaşmış.
I've dreamed of you surrounded by bleeding entrails.
Senin, kanayan bağırsaklarla sarmalanmış olduğunu gördüm.
The chicken entrails say so.
- Tavuk sakatatı falı öyle diyor.