Erasing traduction Turc
268 traduction parallèle
I had to go all over town erasing them.
Onları silmek için bütün kasabayı dolaşırdım.
Well, I'm erasing those orders and substituting my own.
Onları silip, yerine kendiminkileri yerleştiriyorum.
Now, I'm erasing everything, and opening up a new account.
Şimdi herşeyi siliyorum, ve yeni bir hesap açıyorum.
Are you drawing a letter on my skin, and then erasing it?
Derime bir harf yazıp sonra onu siliyor musun?
Then there will be the noise erasing that of the family and school.
Sonra okul ve aile sesini silecek başka bir ses olacak.
I'm intending to enjoy your beauty before erasing it definitively.
Bu iş tamamıyla bitmeden önce güzelliğinin tadını çıkarmak isterim.
A new set of instructions erasing the natural instincts of the animal.
Hayvanın doğal içgüdülerini silen yepyeni bir talimatlar seti.
The computer is always erasing people's memories.
Ayrıca bilgisayar her zaman insanların hafızasını siliyor.
Hey, Trudy, this beats erasing blackboards, huh?
Trudy, bu karatahta silmekten iyi, ha?
Now I'm erasing that sad face.
Şimdi o üzgün yüzü siliyorum.
Hope to be erasing this in Phoenix in about a year.
Umarım bir yıl sonra Phoenix'teyken bunu silmiş olur.
He established himself as a respected member of society, completely erasing his former identity.
Eski kimliğini tamamen silerek, toplumun saygın bir üyesi haline gelmişti.
If you make an error save time by crossing it out instead of erasing.
Eğer hata yaparsanız vakit kazanmak için silmek yerine karalayın.
By erasing short-term recall?
Kısa süreli hafızayı silerek mi?
Erasing a witness...
Bir tanığı yok etmekten...
Erasing 261Y8K.
261Y8K silinecek.
It's erasing.
Siliniyor.
Erasing the scars that created Two Face.
İki-Yüz'ü yaratan yüzündeki yaraları silip atmak.
You know, I was in detention and she came up behind me while I was erasing the board.
Bilirsin, cezalıydım tahtayı silerken birden arkamdan yaklaştı.
You did a wonderful job erasing the transmission reports but you forgot all about the files that prove you weren't a collaborator.
İletişim kayıtlarını silerken harika iş çıkarmışsın ama işbirlikçi olmadığını kanıtlayan tüm yan dosyaları atlamışsın.
An electrical surge in the outlet during the storm... may have degaussed everything, erasing the entire tape.
Fırtınada oluşmuş bir elektrik dalgası, kaseti bozmuş olabilir,... kasettekiler de silinmiştir.
It's not just erasing bank records.
Sadece banka kayıtlarının silinmesi değil.
He keeps erasing the messages on my machine.
Telefonumdan mesajlarımı siliyor.
I'll start erasing the sensor logs.
Sensör kayıtlarını silmeye başlayacağım.
Through hybridisation they've been erasing that aspect which has forced them to scatter :
Melezleştirmeyle birlikte, onları yayılmak zorunda bırakan nedeni ortadan kaldırmaya çalışıyorlar :
They're erasing the goddamn disk.
Disketi siliyorar.
And will you please stop erasing the messages before I hear them you human futon.
Ben dinlemeden benim mesajlarımı silmeyi bırak artık seni insan yorganı.
I believe someone on this ship has been making covert transmissions and erasing the evidence.
Bu gemide birilerinin gizli iletişim kurduktan sonra kanıtları ortadan kaldırdığına inanıyorum.
You're erasing everything we built!
Kurulan her şeyi yıkıyorsun!
Kanuma Erasing Moon Slash.
Kanuma uzun ayı kesişi.
Kanuma Erasing Sun Slash!
Kanuma Uzun Güneş Kesiği Hareketi!
Erasing Sun Slash!
Uzun Güneş Kesiği!
Kanuma Erasing Flame Slash!
Kanuma Uzun Alev vuruşu!
By erasing the comet, I altered all evolution in this region.
Kuyrukluyıldızı silmekle, bu bölgenin tüm geişimini değiştirdim.
By erasing the first letter, "alef," "emet" becomes "met," which means "dead."
İlk harfi yani "alef" i silerek, böylece "emet" "met" halini alır, ki bu da "ölü" anlamına gelir.
Today I'm erasing my past.
Bugün geçmişimi siliyorum.
Erasing the pain of memory comes with a price.
Hafızanın acısını silmek bir bedel ile gelir.
If my prayer is heard, then there will be an erasing of all guilt and all regret and an end to all anger.
Duam duyulacak olursa tüm suçlarım ve pişmanlığım silinsin. Tüm öfke son bulsun.
I don't know why you're erasing them.
Onları neden siliyorsun bilmiyorum.
And he would waste no time erasing any doubts putting on a spectacular show right from the start.
Başından beri muhteşem bir şov ortaya koyarak... kafalardaki tüm şüpheleri boşa çıkaracaktı.
Erasing the memory of last year's defeat the Bulls swept the Magic in the Eastern Conference Finals.
Bulls, geçen yılki yenilginin anılarını silerek... Doğu Konferansı finallerinde Magic'i ezici şekilde yendi.
Erasing everything that I wish, wasn't there.
Orada olmamasını istediğim her şeyi temizler.
Busy erasing that? Being cheeky?
Bunu silmeye mi çalışıyor?
I spent so much time erasing my movements, covering my tracks, that now, as I look back on my life, I find nothing.
Hareketlerimi silmek, izlerimi kapatmak için o kadar vakit harcadım ki şimdi hayatıma baktığımdan. Hiçbir şey bulamıyorum.
When she arrived... she went through all of her things... and threw them out, erasing herself quietly behind closed doors...
Eve ulaştığında... tüm eşyalarına göz gezdirdi ve fırlatıp attı. Bir sürü insanın yaşadığı gibi kapalı kapılar ardında kendini siliverdi.
I'm not erasing her.
Ben, onu yok etmiyorum.
What I'm doing is adding pixels at some points and erasing pixels at other points.
Şimdi bazı yerlere piksel ekleyip bazı yerlerden çıkarıyorum.
It does this by erasing the memory buffer each time a new wormhole is established.
Bunu, her yeni solucan deliği kurulduğunda hafıza tamponunu silerek yapıyorlar.
And I'm erasing the memory of the computer.
Ve bilgisayarın hafızasını siliyorum.
Apparently, he was erasing mortgage records... so that low-income families wouldn't lose their homes.
Görünüşe göre fakir aileler evlerini kaybetmesinler diye ipotek kayıtlarını bankadan çalmış.
I did a lot of erasing in pencil at first.
Başlarda çok fazla çizip sildim.