Erection traduction Turc
667 traduction parallèle
The bad reception on your screen has been due to erection failure.
Ekranlarınızdaki bu kötü alış, ereksiyon kaybı yüzünden.
A small man comes on stage with a great erection.
Küçük bir adam sahneye kocaman bir ereksiyonla çıkar.
Disagreeable as it may be for a woman, a man may lust for other things... something a little less transient than an erection.
Kadınlar pek kabul etmek istemez ama, erkekler başka şeyler de arzu edebilir. Mesela ereksiyondan daha az zevk veren küçük şeyler.
do not know if it is known it, but he was the first man... in measuring the waves of the sound produced by an erection.
Bilmem biliyor musunuz ama o ereksiyon sırasında ses dalgalarını ölçen ilk kişiydi.
- Proceed with the erection.
- Ereksiyonu sürdürün.
can we have an erection, please?
Ereksiyona geçebilir miyiz lütfen?
If the erection is not achieved, something walks badly.
Eğer bir ereksiyon yaratmazsanız terslik olabilir.
Proceed with the erection.
Ereksiyonu sürdürün.
I need an erection!
Bize bir ereksiyon lazım.
Have an erection of 45 grades.
45'lik bir ereksiyon elde ettik.
The erection is to 45 grades, and being supported.
Ereksiyon 45 derecede ve istikrarlı.
Penic erection was one of the many unsolved evolutionary mysteries of sexuality.
Penis ereksiyonu, cinselliğin anlaşılmayan evrimsel gizemlerinden biridir.
Many hanged men died with an erection.
İdam edilenlerin çoğu ereksiyon halinde ölür.
Eternals soon discovered that erection was impossible to achieve.
Ölümsüzler çok geçmeden, ereksiyon olmanın olanaksızlığını anladılar.
This brutal, like other primates living unselfconscious lives, is capable of spontaneous and reflexive erection.
Bilinçsiz bir yaşam süren öteki ilkeller gibi, bu vahşi de anlık ve tepkisel bir ereksiyona ulaşabiliyor.
As part of May's studies of this creature, we are trying to find once again the link between erotic stimulation and erection.
Yaratık üzerinde May'in araştırmalarının parçası olarak, yine erotik uyarı ile ereksiyon arasındaki bağlantıyı bulmaya çalışıyoruz.
This experiment will measure autoerotic stimulation of the cortex leading to erection.
Bu deney, ereksiyona yol açan oto erotik korteks uyarısını ölçecektir.
Real love is erection, not orgasm.
Gerçek aşk ereksiyondur, orgazm değil.
Folks, I'd like to direct your attention to this imposing erection constructed for a real-estate promotion that collapsed in the great crash of 1929.
Millet, şimdi dikkatlerinizi bu heybetli yapıya çekmek istiyorum, konut olarak inşa edilmişti fakat 1929'daki büyük depremde çöktü.
You don't have the energy for an erection.
Ereksiyon olacak kadar enerjin yok.
You found the strength for an erection.
Ereksiyon için gerekli gücü bulabildin.
Let me show you how good boys get a decent erection.
Bırak da iyi adamlar nasıl zevke getirilir sana göstereyim.
like a frustrated erection.
Sonu hüsranla biten bir ereksiyon gibi.
I've got an erection.
Erekte oldum.
You can't just bring your erection into my marriage Woodford and then disown it.
Woodford, ereksiyonunu evliliğimin ortasına getirip sonra da "Benim değil!" diyemezsin!
If you get an erection, you come.
Ereksiyon olduysan boşalırsın.
If you don't get an erection, you walk.
Ereksiyon olmadıysan gidersin.
He wrote in great comic detail about his unfortunate tendency... to get an erection on all forms of public transportation.
Her türlü toplu taşıma aracında talihsiz bir şekilde ereksiyon olma eğilimini komik detaylarıyla anlatmış.
Unfortunately every time you have an erection, it makes the papers.
Ne yazık ki bir kadını arzuladığında, gazetelere haber oluyorsun.
For medical reasons I couldn't understand, he also had a constant erection.
Bir de, anlayamadığım tıbbi sebeplerden, sabit bir ereksiyon hâli vardı.
But his erection was there, as always.
Ama her zamanki gibi ereksiyon halindeydi.
For this to happen, the male must have an erection, which means that blood flows to what are called expansion cells, which make the penis stand up... - And leave!
Bunun gerçekleşmesi için, erkeğin ereksiyon olması gerekir, bu da genişleme hücrelerine kan pompalanması demektir, ki penis kalkabilsin...
Even the teacher has had an erection.
Öğretmen bile ereksiyon olmuştur.
The erection of a new wing to Waterhouse's magnificent building allows us to house a wider selection of specimens many of which were collected during my recent, ill-fated expedition to West Africa.
Waterhouse'un muhteşem binasına yeni bir bölümün eklenmesi bana kısa süre önce Batı Afrika'ya yaptığım gezide elde ettiklerimi sergileme fırsatı veriyor.
Accordingly, try to avoid an erection.
Bunun için, ereksiyonu önlemeye çalışmalısınız.
So play and enjoy them but no erection and no penetration and the anxiety will disappear.
Oyna onunla ve eğlenmene bak ama sertleştirmek ya da boşaltmak yok ve şehvetini yok et.
Gets an erection?
Sertleşirse mi?
And as for onions administered in small quantities, warm and moist they help prolong the male erection in those who have not taken our vows, naturally.
Soğanlara gelince küçük miktarlarda, ılık ve nemli iken alındığında erkek ereksiyonunu uzatmaya yarıyor. Bizim yeminimizi etmemiş kişilerde elbette.
Oh, I think this is gonna give me an erection.
Sanırım tahrik oluyorum.
Ah, yes! I see the erection.
Evet, görüyorum.
What if I'm unable to get an erection now?
Ne yani ereksiyon olamadım diyemi?
A guy who gets an erection on his birthday if the wind is right.
Rüzgar doğru yönden eserse yılda bir kez kadın tavlayan bir adam.
How about that law in Arizona where it's a felony... to go around with an erection in your pants? - What do you think about that?
Arizona'da giyinikken ereksiyon olmanın adi suçtan sayılması hakkında ne düşünüyorsunuz?
It was like his dick was flapping in the wing... and he liked to see if he could get an erection.
Aleti rüzgarda salınır, ereksiyon olmayı bekler gibi bir hali vardı.
Can you say : erection?
söyleyebilir misinz : ereksiyon?
Do you have trouble in getting an erection?
Ereksiyon problemin var mı? - Ne?
- What? - Can you get an erection?
- Ereksiyon olabiliyor musun?
That's true but this morning, I threatened to shoot a naked woman with my erection.
Bu doğru... ama bu sabah, çıplak bir kadını tehdit ettim. Hem de ereksiyonumla.
I mean, like, well, I can't... I can't get an erection... in the presence of another person.
Evet, şey gibi, ben... başka birinin yanında sertleşemiyorum...
" for the erection of Fort Loudoun, and the maintenance of His Majesty's troop
"vadiyi korumak için karakolun kalıcı hale gelmesi için kullanılacaktır."
I'm getting an erection.
Galiba şeyim kalkıyor.