Erwin traduction Turc
220 traduction parallèle
Part One was slightly abridged by Erwin Leiser with the concurrence of Fritz Lang.
Bölüm 1, Fritz Lang'ın muvafakati dahilinde, Erwin Leiser tarafından, kısmen kısaltılmıştır.
Erwin Splettstösser drives Taxi 1A 10088
Erwin Splettstösser, 1A 10088 plakayı taksiyi kullanmakta.
TONISCHKA based on a novel by M. Egon Erwin Kisch Directed by Karel ANTON
M. Egon Erwin Kisch'in romanından uyarlayan yönetmen Karel ANTON
Signed : Field Marshall Erwin Rommel.
İmza, Mareşal Erwin Rommel.
- Where's Erwin Riedenschneider?
- Erwin Riedenschneider nerede?
Erwin Johannes Eugen Rommel... commander-in-chief of the enemy army... and the most celebrated German soldier since World War I.
Erwin Johannes Eugen Rommel... Alman Ordusu Komutanı ve... 1. Dünya Savaşı'ndan bu yana Almanların en ünlü askeri...
Erwin Rommel was dead.
Erwin Rommel ölmüştü.
Based on these facts... what now follows is the true story of Erwin Rommel.
Bütün bu gerçekler üzerine... Erwin Rommel'in gerçek hikayesi başlıyor.
That was his thanks, that was his gratitude for all that Erwin has done for him.
Bu onun teşekkür etme yöntemi. Rommel'in onun için yaptıklarına minnettarlık gösterme yöntemi.
What is it, Erwin?
Neler oluyor Erwin?
It has to be six million by May. - Six million.
FELDMARSCHALL ERWIN ROMMEL Asker Grubu B'nin Komutanı
I knew we backed the right horse. Excuse me. Thank you, Thing.
Diğer yandan size Danver felaketi Pegleg Pomeroy'dan,... asılan yargıç Erwin Pomeroy'dan ve Bostonlu "Mavisakal" Haversham Pomeroy'dan söz edebilirim.
It may be months, but, Erwin... you come when I call.
Hadi şimdi git. Aradığımda geleceksin.
Get the kid off the bicycle.
Erwin, çocuğu bisikletten indir.
Erwin's gonna stick around for a while.
Erwin bizimle kalacak.
You know somethin', Erwin? You're goin'to jail.
Biliyor musun, hapse atılacaksın.
Erwin's checks come from the Chase Bank in New York.
New York'daki bir bankaya çek yatırılmış.
- Say good night to Erwin, dear.
- Hayatım, Erwin'e iyi akşamlar demeyecek misin?
- Good night, Erwin, dear.
- İyi akşamlar hayatım, Erwin.
"Good night, Erwin, dear." That's good.
"İyi akşamlar, hayatım, Erwin" mi?
You've got Erwin and descriptions of four more.
Erwin'i buldun ama 4 kişi daha var.
and Erwin in third place.
ve Erwin üçüncü sırada.
Now, while Erwin and I talk stamps you start looking and listening.
Erwin ve ben pulları konuşurken, siz de etrafınıza bakınabilirsiniz.
However, the Frenchmen had it left relatively badly kept, as a commander of panzers, Erwin Rommel, quickly discovered.
Fransızlar köprüyü korumasız bırakma gafletinde bulunmuştu. VII. Panzer Tümeni komutanı Ervin Rommel bu açığı keşfetti.
The man who Hitler chose to save Mussolini of the disaster it had made name in France in the previous year : Erwin Rommel.
Hitler'in bu birliğin başına atadığı komutansa ününü önceki yaz Fransa'da kazanmış Erwin Rommel'di.
- Erwin.
- Erwin.
They're turning us into a Gestapo, Erwin.
Bizi Gestapo'ya çeviriyorlar Erwin.
I spoke to Erwin.
Erwin ile konuştum.
Erwin, have you read what you said?
Erwin, neler söylediğini okudun mu?
I'm scared, Erwin.
Korkuyorum, Erwin.
I'm not sick, Erwin.
Hasta değilim, Erwin.
I'm Erwin Weisshaupt.
Ben Erwin Weisshaupt.
Erwin Weisshaupt?
Erwin Weisshaupt?
Little Erwin.
Küçük Erwin.
The child was christened Erwin and all the sisters loved him.
Çocuğa Erwin adı kondu, ve tüm rahibeler onu sevdi.
Erwin was a gifted pupil at school.
Erwin okulda kabiliyetli bir öğrenciydi.
Then, after long deliberation they applied to adopt Erwin.
Sonra, uzun düşünüp taşınmalardan sonra, Erwin'i evlat edinmek için başvurdular.
As a matter of form, his mother was asked to confirm her decision to release Erwin for adoption.
Formalite gereği, annesi, Erwin'i evlatlık vermek istediğini teyit etmeliydi.
And when I spoke of Erwin her expression of fear intensified.
Erwin'den bahsettiğimde, yüzündeki korku ifadesi şiddetlendi.
Had she been married to this man when she gave birth to Erwin?
Erwin'i doğurduğu zaman, bu adamla evli miydi?
It meant that Erwin whoever his father may have been had been born in wedlock and was a legitimate child who could not be adopted without the husband's consent.
Bu da, Erwin'in, babası kim olursa olsun, bir evlilik içinde doğduğu ve dolayısıyla meşru olduğu için, kocanın onayı olmadan evlatlık verilememesi demekti.
From then on, the young couple stopped coming to see Erwin and he was never invited to their home again.
O zamandan sonra, genç çift Erwin'i görmeye gelmeyi kesti, 696 00 : 53 : 39,063 - - 00 : 53 : 42,032 ve bir daha evlerine davet etmediler.
He waited for weeks without ever asking why probably fearing what the answer might be.
Erwin, sebebini sormadan haftalarca bekledi, 698 00 : 53 : 47,838 - - 00 : 53 : 50,636 sanırım muhtemel cevaptan korkuyordu.
Erwin was seized by a fever that no doctor could cure.
Erwin, hiçbir doktorun tedavi edemediği bir şekilde ateşlendi.
Erwin became a different person.
Erwin bambaşka biri oldu.
For years, Erwin lived in a kind of hell made worse by the fact that he was despised for having learned to survive in this hell and even savor its horrors.
Erwin yıllarca, aşağılandığı gerçeğiyle daha da kötüleşen bir cehennemde yaşadı. Bu cehennemde hayatta kalabilmeyi ve dehşetinin tadını çıkarmayı bile öğrendi.
I'm Erwin.
Ben Erwin.
Erwin?
Erwin?
Erwin.
Erwin.
She used to be a boy by the name of Erwin.
Bu kadın, önceden Erwin adında bir erkekti.
Erwin boy.
Hepsi bu kadar.