Etes traduction Turc
36 traduction parallèle
Non, vous etes trop tard.
Hayır efendim, geç kaldınız.
Depuis que vous etes parti, ça fait trois.
Senden sonra bu üçüncü.
Excusez-moi, mademoiselle... etes-vous Francaise?
Affedersiniz, matmazel siz Fransız mısınız?
- Etes-vous Monsieur Loglin?
- étes-vous Monsieur Loglin?
Vous etes vraiment un imbecile!
Vous etes vraiment un imbecile! ( Gerçek bir gerizekalısınız!
Vous etes fou!
Manyak herif!
Etes you installed comfortably?
Rahat mısın?
Etes you some that it is what you want?
Bunu yapmak istediğine emin misin?
Vous etes fr ancaise?
Evet Madam.
Vous étes...
Vous etes...
Vous étes incroyable.
Vous etes incroyable.
Catholic Etes you?
Katolik misiniz?
Vous etes extraordinary.
- Gerçekten. Heyecanlı olurdu.
( speaking FRENCH )
Bonjour, monsieur! Etes-vous exité aller à Paris?
Monsieur, vous-n'etes pas satisfait de ce choix...
Mösyö, bu seçimden memnun kalmadiysaniz...
Vous etes comme les Juifs et les Francmacons.
Yahudiler ve Masonlar gibisiniz.
Etes-vous certain?
Emin misiniz?
Vous etes en securite ici.
Artık güvendesiniz.
Je pense Que vous etes interessant.
Bence bu senin ilginçliğin.
Vous etes gentil.
Çok hoşsunuz.
No, we just do "Vous Etes Seuls."
Yo, sadece "Vous Etes Seuls" söyleyeceğiz.
Oh, Charles, vous etes le plus grand. - Merci beaucoup.
İşte bu kadar dostlar.
It's nice, French.
Ne güzelmiş! Êtes-vous Mademoiselle DuBois?
Have you seen my wallet?
Êtes-vous... Cüzdanımı gördün mü?
Vous étes Parisienne?
Parisli misiniz?
Fire again with the right settings.
Ölçümü düzeltip tekrar eteş et.
Peace through superior firepower.
Eteş gücü barışı getirir.
Boys, let's load up and do some shootin'.
Çocuklar, haydi doldurup biraz eteş edelim!
Why did you waste that opportunity!
Bu fırsatı neden değerlendirmedin! Niye eteş etmedin.
Vous etes sans coeur... coeur...
Memur Dales.
The guy who shot at you?
Sana eteş eden adam var ya?
Then I'll shoot.
O halde eteş açarım.
This Orientale scar is kind of like a bullet shot in the glass, where you see all the the sort of rings around it and fractures going out.
Bu yara izi, kurşunla eteş edilmiş bir cam gibi çevresindeki kırık parçalar aracılığıyla bize kendini anlatmaktadır.
Vous étes un money grabbing pig!
Vous aies un paralar uçtu gitti!
I'm really sorry that I shot you, I played a shitload of video games, like first-person shooters and shit, and I just have to pretend like that's what this is.
Sana ateş eteş ettiğim için gerçekten üzgünüm, bok gibi video oyunları oynadım, FPS oyunları gibi ve ben sadece bunun gibi davranmak zorunda kaldım. *
As the pistol in question belonged to Captain Denny, it seems to me entirely plausible he fired... in self-defence.
Sorudaki söz konuzu silah Yüzbaşı Denny'ye aitti bana makul gelen kendini korumak için bizzat eteş ettiği.