English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ E ] / Everybody's here

Everybody's here traduction Turc

997 traduction parallèle
read on the night of our engagement dinner, while we're all waiting for you? everybody's here.
Hepimiz seni beklerken nişan yemeğimizde kitap mı okuyorsun?
I guess everybody around here has seen more than I've got.
Sanırım bu civardaki herkes benden alımlısını görmüştür.
- Mush! lit's customary up here, Mrs. Blake, for everybody to pitch in and do their share Ha!
Ha!
Everybody's here.
Herkes burada.
About everybody's crazy here.
Burada neredeyse herkes deli.
Everybody comes here and fishes last because it's the biggest and best bank, huh?
Herkes buraya, en büyük... ve en iyi sığlık olduğu için mi en son geliyor?
Everybody's saying she wasn't here, but I'm going to find her... even if I have to stop the train.
Herkes burada olmadığını söylüyor, ama onu bulacağım treni durdurmam gerekse bile.
There's 10,000 shell holes around here, and everybody's gotta come diving into this one.
Burada on bin siper deliği var ve herkes buna girmek zorunda.
Here the whole Gestapo has been working for a long time, day and night... trying to find out every little thing about everybody... and I arrive, and in a few hours I find the most attractive lady in town.
Tüm Gestapo, uzun süredir, herkes hakkında en ufak şeyleri bile öğrenmek için geceli gündüzlü çalışıyor. Buraya geliyorum ve bir kaç saat içinde şehirdeki en güzel bayanı buluyorum.
Say, what's everybody doing up here this time of night? Why, uh...
- Söylesenize, gecenin bir vakti herkes burada ne arıyor?
Everybody down here's got a stuffed fish hanging on the wall.
Buralardaki herkesin duvarda doldurulmuş balığı vardır.
Here I bring up a great proposition, and everybody's as gloomy as closing in New Haven.
güzel bir teklif getiriyorum herkes sanki perde kapanıyor gibi endişeli.
All right, we rounded up some of your stock... some of Diego's, and some of everybody else's around here.
Pekala, hayvanlarının bir kısmını topladık. Diego'nun ve daha başkalarının da. Yani?
That's what everybody calls me here.
Burada bana herkes öyle der.
What's the matter with everybody around here?
Burada herkesin neyi var böyle?
Everybody on the cattle side, let's get out of here.
Sığırın yanında olanlar, hadi buradan çıkalım.
Yes, yes, there's room for everybody here
Evet, evet. Burada herkes için odamız var.
Seems like everybody's here today.
Görünüşe göre bugün herkes burada.
Everybody is here from New York.
New York buraya akmış.
Everybody here's trading.
Herkes yapıyor.
Everybody's here. And, of course, we're here too...
Herkes burada ve biz de buradayız :
Everybody, it's very dangerous here!
Buradaki herkes büyük tehlikede!
The one thing I can't understand about New York... is why everybody here's so unfriendly.
New York'ta anlamadığım tek şey insanların neden düşmanca davrandıkları.
All right, everybody, what are you standing around here for? Let's go. We've got a show to do.
- Tamam, yapmamız gereken bir şov var!
Like everybody here, the chef must be dedicated to his work.
Buradaki herkes gibi şef aşçı da kendini işine adamış olmalı.
Sit. - Everybody's here?
- Herkes burada mı?
I mean, everybody else's trying to get away from here.
Herkes buradan kaçmaya çalışır da.
I see that Dexter's here. Everybody's here.
Görüyorum ki Dexter gelmiş.
Now there's gonna be a daily issue of rice for everybody here.
Şimdi herkese günlük bir porsiyon pirinç verilecek.
Well, now, look here, everybody's welcome, as long as they leave their gun in the vestibule and ain't got enough whiskey in them to make them troublesome.
Silahlar girişe teslim edildiğine ve huzursuzluk çıkaracak içkide içilmediğine göre artık işimize dönebiliriz.
Everybody here's suffering.
Buradaki herkes acı çekiyor.
Here's to more love in everybody's life.
Herkes için daha çok sevgi.
It looks as though everybody's ran off and left us alone here.
Herkes gitti ve bizi burada yalnız bıraktılar.
Everybody's getting riled up, they're going to come down here...
Lew! Herkes çok kızgın, buraya gelecekler...
THE OLD COOT COMES IN HERE EVERY NIGHT BUGGING EVERYBODY HE'S GOT WHAT THEY NEED.
İhtiyaç duydukları ondaymış diye milletin kafasını şişirir.
Everybody knows that when you're here, that baby's quiet.
Herkes biliyor ki, sen burada olduğunda, bebek sakin oluyormuş.
- Everybody's here?
- Herkes burada mı?
Everybody's here but this Jackson.
Jackson dışında herkes burada.
Of course it is. Everybody's here just to help you, darling.
Buradaki herkes sana yardıma hazır, tatlım.
Oh, thank God, there's work here for everybody!
Ne güzel oldu bugün mutlaka herkese iş çıkar.
Everybody's busy in Chicago, and here we are.
Chicago'da herkes meşguldür, bizse buradayız.
Here everybody's got a bad habit :
Burada herkesin kötü bir alışkanlığı var ;
Everybody in here's sipping on some kind of liquid refreshment.
Buradaki herkes alkol alıyor.
It's not all over, and everybody here knows it.
Bitmedi ve buradaki herkes bunu biliyor.
But look the way he had himself painted. He's vain... of course, like everybody else here.
Buradaki herkes gibi gösteriş düşkünü.
Everybody in the camp is supposed to clear all escape attempts in advance with Squadron Leader Bartlett here.
Filo Komutanı Bartlett buradayken, kampta herkesin her tür kaçış girişimini önceden bildirmesi beklenir.
Everybody line up here.
Şurada sıralanın.
Everybody wants to impress, here.
Burada, işler nasıl yürüyor biliyorsun. Herkes birbirinin ayağını kaydırmaya çalışıyor.
That's because everybody here has become very rich... or else they are dead.
Çünkü burada herkes çok zengin oldu... ya da öldü.
Ladies and gentlemen, I believe everybody's here and we can start.
Bayanlar ve baylar, herkes burada sanırım. Öyleyse başlayabiliriz.
That's so you can tell everybody you've seen what takes place here.
Böyle herkese burada gördüklerini anlatırsın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]