Everybody knows that traduction Turc
912 traduction parallèle
Now, look, Jim, you're the one guy that's on the level, and everybody knows that.
Dinle Jim, o seviyedeki tek adam sensin, ve herkes bunu biliyor.
Everybody knows that.
Herkes öyle biliyor.
Everybody knows that he left town sudden.
Kasabayı aniden terkettiğini herkes biliyor.
Everybody knows that story, Mr. Leland, but why did he do it?
Bu hikayeyi herkes biliyor Bay Leland. İyi ama niye öyle yaptı?
- Everybody knows it. Everybody knows that Isabel never cared for any other man in her life.
Şehirdeki herkes Isabel'in hayatı boyunca başka bir erkeği sevmediğini biliyor.
- Everybody knows that, even you.
- Bunu herkes biliyor, kendin bile.
Everybody knows that you, Nellie and Josie can get work anytime, any place.
Herkes, sen Nellie ve Josie'nin istediği zaman istediği yerde iş bulabileceğini biliyor.
Everybody knows that.
Bunu herkes biliyor.
Everybody knows that.
Herkes de bunu bilir.
Obeah tricks, magic... everybody knows that.
Zenci büyüleri, efsunları... Herkes bilir bunu.
Everybody knows that.
Herkes bunu bilir.
Everybody knows that.
Herkes biliyor.
Everybody knows that St. Dominic's is in a bad way.
Herkes St. Dominic'in kötü yolda olduğunu biliyor.
Everybody knows that.
Bunu herkes bilir.
Everybody knows that!
Herkes biliyor!
He's an officer on a ship. Everybody knows that
Kocasının gemide subay olduğunu herkes biliyor.
- Everybody knows that.
- Herkes biliyor.
Yes, everybody knows that.
Evet, bunu herkes bilir.
Well, everybody knows that Kyle's best friend was...
Herkes, Kyle'ın en iyi arkadaşının kim olduğunu bilir...
Everybody knows that except Mrs. Whiteford.
Bayan Whiteford dışında herkes biliyor.
Everybody knows that.
Herkes biliyor k...
Indians don't attack at night. everybody knows that.
Kızılderililer gece saldırmaz Bunu herkes bilir.
Everybody knows that Barberosa's got a solid organization.
Herkes bilir ki, Barberosa'nın sağlam bir örgütü vardır.
Because everybody knows that Orpheus loves Eurydice
Çünkü herkes Orfeo'nun Eurydice'i sevdiğini bilir.
- Everybody knows that
- Bunu herkes biliyor.
Everybody knows that when you're here, that baby's quiet.
Herkes biliyor ki, sen burada olduğunda, bebek sakin oluyormuş.
That everybody knows that I am here.
Herkes burada olduğumu bilsin.
Everybody knows that I contribute more to charity and poverty and things than anybody, hm?
Herkes biliyor ki, başka herkesten daha fazla hayır işleri için katkıda bulunuyorum, değil mi?
Everybody knows that.
Herkes bunu biliyor.
- Everybody knows that. Stupid!
- Bunu herkes biliyor, aptal!
- The Old Church, everybody knows that.
- Eski Kilise, bunu herkes bilir.
Everybody knows that.
Herkes biliyor o kadarını.
Everybody knows that our glorious armed forces are winning victory after victory on the Eastern Front.
Her şeye rağmen, şanlı ordumuzun Doğu Cephesi'nde zafer üstüne zafer kazandığını herkes biliyor.
I don't even dare to kill a fly, everybody knows that!
Herkes bilir, ben bir sineği bile incitmem!
- But everybody knows that one.
- Ama bunu herkes bilir.
I want to make sure that everybody knows it was written for me.
Bu şarkının benim için yazıldığını herkesin bilmesini istiyorum.
Everybody else knows it, Paul saw to that.
Herkes bilir bunu. Paul da bilir.
You've got to be in the clear with Howser and everybody that knows you.
Howser ve seni tanıyanların önünde temize çıkman gerekiyor.
Let the cops downtown put it on their teletype so that everybody knows.
Şehirdeki polisler herkesin bundan haberdar olduğunu kayda geçsinler.
I thought nothing of that because when you've lived in a town as long as I've lived in this one, you get used to the fact that everybody knows your name.
Bunda bir gariplik yoktu, çünkü bir şehirde benim kadar uzun kalırsanız herkesin sizi tanımasına alışıyorsunuz.
-... that everybody knows?
-... aramızdakileri herkes anlamış mıdır?
Everybody knows you hate him from here to breakfast for keeping that Mexican girl out of your reach.
Herkes o Meksikalı kızı sana vermediği için ondan nefret ettiğini biliyor.
Tonight's theme song will be that familiar little ditty everybody knows.
Bu akşamki tanıtım şarkısı bazılarımıza tanıdık gelebilir.
Because everybody in these parts knows that Simon Agry stands for law and order.
Çünkü buralardaki herkes Simon Agry'nin düzenin ve kanunun yanında olduğunu bilir.
Everybody knows the way you treat her, that's about you and your women.
Herkes ona nasıl davrandığını biliyor. Senin ve kadınların hakkında.
I suppose most everybody around here knows about that.
Sanırım bu civarda pek çok kişi bunu biliyordur.
Everybody here knows that you're not guilty of anything.
- Joe! Herkes senin suçlu olmadığını biliyor.
Everybody knows that. When you start feeling comfortable in shit, you're not too far from the end!
Salak uyuyan sensin...
- Everybody in town knows that.
- Kasabada herkes bunu bilir.
Listen, I think that the thing we all overlook, everybody forgets is that who really knows what happened to her in her mind?
Dinle, bence göz ardı ettiğimiz şey... Yani herkes bir şeyi unutuyor. Gerçekten aklından neler geçtiğini kim biliyor?
Everybody knows... but nobody lives that way.
Herkes biliyor... Ama kimse bu şekilde yaşamıyor.
everybody knows 130
everybody knows it 44
that 10639
that's nice 2129
that's gross 203
that's enough 4716
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
everybody knows it 44
that 10639
that's nice 2129
that's gross 203
that's enough 4716
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's great work 19
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's great work 19