Expertise traduction Turc
1,481 traduction parallèle
Are you aware of the expertise, mastering, and professional status that's gathered in this room?
Bu odanın içinde toplanmış uzmanlık, tecrübe ve profesyonelliğin farkında mısın?
Gradually, he began to combine his technological expertise with what he had learned about human behavior, sociology and social structure.
Giderek, teknolojik uzmanlığıyla insan davranışı, sosyoloji ve sosyal yapı hakkında öğrendiklerini bir araya getirmeye başlar.
No, listen, if Paul was attacked, the way that it happened - - that takes expertise, skill.
Paul saldırıya uğradıysa, olayın oluş şekli bunu deneyimli birinin yaptığına işaret ediyor.
I'm familiar with a number of people from around the state who have a lot of expertise when it comes to interviewing children.
Bu eyalette çocuklarla konuşan konusunda tecrübeli tanıdıklarım var.
that's not my area of expertise.
Bu benim uzmanlık alanım değil.
It's not my area of expertise, I'm sure there are other people you can talk to...
Benim uzmanlık alanım değil. Eminim konuşabileceğin başka birileri vardır.
This is your last surgery and I wanted to soak up every last bit of your expertise.
Su senin son ameliyatın Ve ben de senin uzmanlığından feyz almak istedim.
Appreciate it if you'd sit in and give me the benefit of your expertise.
Eğer içeride oturup bilgi ve birikimlerinizi bizimle paylaşırsanız çok memnun olurum.
That was my expertise.
Derslerde ben daha iyiydim.
I'd gladly donate my time and expertise as DJ.
DJ olarak hizmet verebilirim.
I have two more walls at home waiting for your expertise as a painter.
Evde boyacılık ustalığını konuşturmanı bekleyen iki duvarım daha var.
Double-Locked... and a bit beyond my expertise.
Çift kilitli... Ve biraz da tecrübemin ötesinde.
Well, I'm sure Ballantine is grateful for your expertise.
Eminim Ballantine uzmanlığına müteşekkirdir.
The Unity float will certainly benefit from your expertise.
Birlik sergisi senin hünerinle çok daha iyi olur.
Darling, I hired these peoplefor their expertise, and ultimately, they feel that... we would be doing the branda disservice.
Bu insanları uzman oldukları için seçtim. Sonuç olarak markamıza zarar veriyoruz düşüncesindeler.
You're gonna be fine thanks to good, old-fashioned surgical expertise.
İyi olacaksın. Eski moda iyi cerrahi uzmanlığı sayesinde.
They have more money than us. More manpower. More-More expertise.
Bizden daha fazla paraları, daha fazla bilgileri, uzmanları falan vardı.
It's her area of expertise.
Uzmanlık alanı.
You've enlisted my expertise, and you've rejected it to go on the way you've been going.
Benim uzmanlığıma başvurdunuz ama kendi yolunuzda gitmek için,.. ... yine de reddettiniz.
What needs my expertise?
Uzmanlığımın neye ihtiyacı var?
I respect his expertise, and I...
Hepsi bu. Tecrübesine saygım var, ve...
Because this is more her area of expertise.
Çünkü bu daha çok onun uzmanlık alanı.
My area of expertise is dealing with ghosts.
Uzmanlık alanım hayaletlerle mücadele etmektir.
This is not my area of expertise.
Bu benim uzmanlık alanım değil.
In all my work, I had one primary duty, and that was to use my medical expertise for the financial benefit of the organization for which I worked.
Ve tüm işimde bir tek ana görevim vardı. O da tıptaki uzmanlığımı çalıştığım organizasyonun mali faydası için kullanmaktı.
This is Leslie Tiller, whose horticultural expertise has helped put Sandford on the map.
Bu Leslie Tiller, HOŞ GELDİNİZ ÇAVUŞ bahçıvanlık alanındaki uzmanlığı Sandford'a ün kazandırmıştır.
Her horticultural expertise helped put Sandford on the map.
Bahçıvanlıktaki uzmanlığı Sandford'a ün kazandırmıştı.
I need your expertise.
Uzman görüşüne ihtiyacım var.
Now he just has to figure out how to make a living... out of such rarefied expertise.
Şimdi sadece, böyle seçkin bir ihtisasla nasıl hayatını kazanacağını bulması gerekiyor.
I believe that's your field of expertise.
Sanırım bu senin uzmanlık alanın.
I figure there's gotta be someone besides those U. S government bastards that could use my expertise.
Hükümet dışında uzmanlığımı kullanacak birilerini bulmak istiyordum.
It's my field of expertise.
Bu benim uzmanlık alanım.
So we have two punks shot with expertise by classy killers.
Elimizde soğukkanlılıkla işlenmiş iki cinayet var.
Too many lives at stake and I am grateful they accepted the offer of my expertise.
Çok fazla hayat tehlikede ve uzmanlığımı önerdiğimde kabul ettikleri için mutluyum.
Neither one of them had my expertise.
İkisinde de uzmanlık yoktu.
Well, it's not really my area of expertise.
Bu gerçekte ihtisas alanım değil.
Putting together a group of that size and level of expertise would require weeks.
O büyüklükte ve deneyim seviyesinde bir grubu bir araya getirmek haftalar sürer.
Expertise inexpensivel.
Uzmandan ucul yollu.
My expertise extends beyond Keynesian theory, and I will be happy to lend an ear.
Uzmanlığım, Keynes teorilerini aşar. Ve memnuniyetle sizi dinlerim. Evet.
You have to find someone with the necessary expertise.
Gerekli uzmanlığı olan birini bulmamız gerekecek.
You will have to find someone who has the necessary expertise.
Bu konuda yeterince uzman birini bulmamız gerek.
Well, it's not exactly my area of expertise, but if I'm reading this thing right, the drive itself is undamaged.
Benim uzmanlık alanım değil ama eğer bunu doğru anladıysam,.. ... sürücünün kendisi hasarlı değil.
No point keeping all that expertise to meself.
Elbette bu kadar uzmanlığı kendime saklayamam.
It's in the mechanics, the engineering... which is austin's expertise.
Bu mekanik ve mühendislikle alakalı... O da Austin'in uzmanlık alanı.
Clearly not an area of expertise for you.
Bu konunun uzmanı olmadığın çok açık.
Be that as it may, there are channels these cases must go through, and if our particular expertise is required..
Öyle de olsa böyle vakaların doğru kanallardan geçmesi gerek, eğer bizim tecrübemize ihtiyaç duyulursa da...
We'd like to benefit from your knowledge and expertise in this new era.
Bilginizden, birikiminizden yeni dönemde de yararlanmak isteriz.
I have to concede to their fields of expertise.
Onların uzmanlık alanlarını kabul etmek zorundayım.
It's over... so over. in the practice of medicine, change is inevitable new surgical techniques are created, procedures are updated levels of expertise increase.
Artik bitti... Hepsi bitti. Çeviri :
Pokemon trainers, lend me your ears, your strength and your expertise.
Pokemon eğitmenleri, kulaklarınızı bana verin!
Animal disposal is not my area of expertise.
Üzgünüm ama hayvan gömmek benim uzmanlığımda değil.
experience 101
expert 47
experienced 30
experiment 48
experimental 18
experiments 24
experts 18
experimenting 17
expert 47
experienced 30
experiment 48
experimental 18
experiments 24
experts 18
experimenting 17